neyse kişisel yorumumu girdikten sonra söyleyeceğim şu ki; önceden belde olan görükle' nin güvenlik güçleri jandarmayken saat 12' den sonra açık yer bulmak, ramazan harici, çölde su aramak gibiydi. O zaman görükle' de huzur vardı. Gecenin üçünde tek başına yürüyüşe çıksan korkmazdın, tırsmazdın, köyün köpekleri hariç tabi. Sabahın beşinde umut pastanesi' ne tek başına sıcak poğaça almaya gidebilirdin. herkes balkonunda eğlenir, bağırır, çağırırdı. Arada yerleşime doğru çıkılır, fiko' da ekmek arası bir şeyler yenir, the doors cafe' de çay içilir, buddy sevilir; sonra çekirdek alınır, çıtlaya çıtlaya eve dönülürdü. tek kavga, o da ara sıra, yerleşimde olan vay benim kızıma bakarsın şeklindeki ergen kavgalarıydı.
2009 yerel seçimlerinden sonra nüfusu 2000 den az olan yerler en yakın ilçeye mahalle olacaktı. velhasıl mahalle olan görükle' den jandarma gitti, polis geldi. polis gelince mantar gibi bar, gece klübü türemiş. saat 12 yasağı yalan olmuş. mışlı, mişli konuşuyorum, çünkü anatolium avmde bir mağaza tadilatı için bursa' ya geldim iki sene önce. dedim ah görükle ben geldim. bir gideyim. bir de ne göreyim. bizim saf, sakin köyümüz olmuş sanki arap şükrü(!). kumrucu hilmi' ye gidelim kumru yiyelim dedik, müzik sesinden bir bok anlamadık yediğimizden. çünkü önceden çamaşırhane, bilardo, langırt salonu olan mekanlar tek tek dımtıslı izbe gece mekanına dönmüş. her yerden sarhoş kız ve çocuklar çıkıyor. dedim ki yürü yürü yürü. bu da ahlak polisi gibi oldu: yat yat yat!
neyse özetle beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar derdik eskiden, bilen bilir bursa yağmurludur, görükle de çamurlu. o kadar masumdu işte görükle eskiden. bu hale getiren zihniyet utansın.