hiçbir kahramanına isim vermeyen, paragraf ve diyalog, hatta noktalama işaretleri bile neredeyse kullanmayan dolayısıyla okunması yoğun dikkat isteyen enteresan postmodernist yazar jose saramago nun ikilemesinin ikincisidir. birincisinin adı körlük tür.
ama mutlaka okunması gereken fantastik bir kurgudur fikrimce.
saramago'nun "körlük" adlı romanının devamıdır. körlük'ün aksine diyalog, iç çözümleme, iç konuşma ve bilinçakışının yoğun olarak kullanıldığı bir eserdir. içinde bulunduğumuz siyaset adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan zulmü yazmıştır. okudurken bizi, kendinizi ve başımızdakileri görebilirsiniz.
"bir el, diğer eli yıkar; ikisi birden yüzü yıkar."
jose saramago'nun Körlük'ten az daha popüler olan, ama körlük kadar bilinmesi gereken kitabı.
--spoiler--
Roman bir yağmurlu bir pazar günü genel seçimler ile başlar. Gün biter, kimsenin oy vermediği görülür. Bu insanlar neden oy vermemişlerdir.
--spoiler--
Demokrasi'nin sorgulanması, tıpkı Görmek'te olduğu gibi toplumun kollektif bir hareketinin sonucunda, seçenin seçilenin, bizi aslında kimin yönettiğinin tekrar tekrar sorgulandığı ve keşke bizde de böyle bişey olsa dedirten roman...
Zamanın birinde alim zatlardan biri bir nehir kenarında namaza durmuş. Mecnun tam o sırada "alim" zatın önünden geçmiş. Adam öfkeyle namazını bozarak: 'Bre melun görmez misin ki namaza duruyorum, ne diye önümden geçersin?' der. Mecnun'un cevabıysa ilginçtir: 'Ben Leyla'nın aşkıyla senin namaz kıldığını görmezken, sen mevlânın aşkıyla beni nasıl gördün?'
Jose saramago nun körlük kitabından sonra yazdığı kitap.
--spoiler--
Kitap, bir genel seçimle başlıyor. Vatandaşlar yüzde 80 boş oy kullanınca hükümet bunun bir terör örgütünce planlandıgına inanıyor. Seçimi yeniliyor sonuç degismiyor, ajanlar hic bir ipucu bulamıyor. Hükümet kendi vatandaşını cezalandırmak icin sehre sıkıyonetim ilan edip başkenti başka bir şehre taşıyor. Bütün kamu hizmetini çekiyor, kaos yaratmak icin bombalar patlatıyor buna ragmen halk istedikleri gibi kaos yaşamıyor ve bekledikleri asayiş karışıklığı olmuyor. Komplolar, yanlı gazete ve tv yayınları ve cinayetlerle halkı kandırmak istiyorlar. Hükümet bunu sadece insanların boş oy kullanma hakkını kullandığı icin yapıyor. Bilinmeyen bir zamanda bilinmeyen bir ülkede yaşanan bu trajik olaylar maalesef mutlu sonla bitmiyor.
--spoiler--