görgüsüzlük yapmacıklıktır. içinde olan durumu göre "rol yapmak" "taklit etmek"tir. kıyafeti taşıyamamak; taşır gibi yapmaktır.
üzerine kocaman ya da ufacık - dar bir ceket giyip, havalı havalı dolaşmak gibidir.
şimdikilerin hali bu. daha önce dinci olmayan görgüsüzler vardı; şimdi dinci olanlar.
bir şey yapabilecekleri de yok, fakat sayıları o kadar çok ki dikkat çekiyorlar.
bilmeden dua ediyor, bilmeden dua dinliyorlar;
bilmedikleri ayetlerden feyz alıp, ondan bundan duydukları hadis ve mesellerle dini bir hayat yaşadıklarını zannediyorlar,
hiç bir estetiğe sahip olmadan cafcaflı ve parlak kıyafetlere bürünüp, müzik diye it uluyuşlarını dinliyorlar...
dinimizde mevcut olan mütevazilik gösterişten uzak kalmak israftan uzak durmak prensiplerini yok sayan altlarına son model cipleri çeken en sosyetik mekanlarda takılan, tabi ki rahat yaşasınlar her insan evladının sahip olduğu haklara konfora sahip olsunlar fakat madem ki dine düşkünler için cıvığını çıkartmasınlar mütevazi olsunlar, dedirten tiplerdir.
dinin gerekleriyle bir ilgileri yoktur. zengin olmak için çırpınırlar ve bu amaçlarına biraz olsun ulaştıklarında da, doğal bir görgüsüzlük sarar etraflarını.
başka bir şey değil.
bütün dertleri paradır bunların.
para para para...
kadınların pantolon giymesinden korkmaları da cabası..
birde bir ibadetleri var ki bunların evlere şenlik. toplaşıp toplaşıp namaz kılıyorlar bu görgüsüzler. sanki dinsizler toplanamıyor da hava atıyorlar. görgüsüzler işte. peh!
bağırıp çağırışlardan kastın, evdeki toplu ibadet olduğunu düşünenler için tekrar edelim,
"dinci ve dindar kelimelerinin ve anlamlarının bilinmediğini gözler önüne seren insanlardır."