-sevdiğiniz kitaplar
-içinde sevdiklerinizin bulunduğu cd
-ajandanız
-kaleminiz
-bilgisayarınız
-yatağınız
-cakmağınız
-fotoraflar
-sevgilinden anlınan küçük ve anlamsız hediyeler
-ayıcık v.s. oyuncaklar
-evimiz
buna benzer bircok nesneyle bir anımızın yada cok hoşumaza giden bir tarafının olması nedeniyle gönlümüzde kazandığı manevi değer.
her zaman sağladığı yarara bağlı olmadan, kendiliğinden, fazla bir anlam ifade etmeye başlayan eşyalar.bir eşyanın bir yerde duruşu bazen insanın gözüne öyle bir takılır ki; ona bir kişilik yüklersin.sana dolabın üzerinde duran bir ütü bişiler anlatmaya başlar, hatta odaya girince ona selam bile verebilirsin ki; bu farkedilince önlenmesi gereken bir davranıştır(şizofreni başlangıcı)
pena. benim için kesinlikle pena. arpejlerde dudaklarımla sımsıkı tutyorum onu, kaybolmasın diye odamın en değerli ikinci nesnesi bacardi bardağının içinde saklıyorum onu.
sevgilinin varlığında:
cep telefonu, laptop gibi aletler. bilirsiniz ki onunla iletişim kurmayı bunlara borçlusunuz. hatta telefonla yapışık ikiz halinde falan yaşarsınız.
evet inanılmaz derecede malına düşkün bir adamım ben. başkaları tarafından cimri, malı kıymetli olarak adlandırılan türün en başında geliyorum. benim eşyamı malımı kimsenin elinde düşünemiyorum. düşününce çıldırasım geliyor. bu küçüklüğümden beri böyle. ufakken kimseye oyuncaklarımı ellettirmezdim. bisikletim için "bi tur versene" diyenleri taşla kovalardım. hatta bisikletimin kornasını öttürdü diye bir çocuğu dövmüşlüğüm bile var. yıllardır kardeşim korkusundan hiçbir eşyama dokunamaz falan filan. yani sonuçta bir şekilde her nesneyle değişik bir gönül bağı kuruyorum. evet iğrenç bir durum farkındayım ama ne yapabilirim huy işte.