gömülen 50 uçağın sırrı

entry9 galeri4
    1.
  1. son iki gündür özellikle ortada konuşulan meseleye açıklık getirilmesi gerektiğini düşündüğüm için bu başlığı açıyorum.sizlerden tek ricam okurken hiç bir siyasi görüşü düşünmeden tamamen tarafsız şekilde okumanız.aksi takdirde konunun yarısında sıkılıp asıl konuya gelmeden okumayı bırakırsınız.

    toprağa gömülü uçaklar meselesini irdelemeden önce bilmeniz gerektiğini düşündüğüm iki husus var.bunlardan ilki dünya savaşları dönemi.birinci dünya savaşı ile birlikte hava kuvvetlerinin savaşlardaki önemi anlaşılmaya başlandı.ve ülkeler kendi savaş uçaklarını başta propaganda bildirileri dağıtmak sonra ise bombalama yapmak üzere bu savaşta kullandılar.birinci dünya savaşıyla ilgili https://tr.wikipedia.org/...C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1 buradan bilgi edinebilirsiniz.

    birinci dünya savaşı döneminde sömürge kolonileri sayesinde britanya krallığı ile fransa diğer bir çok ülkelerin ekonomik olarak ilerisine geçmişlerdi.almanlar la italyanlar ın siyasal olarak ortak iş yapmaları ve ticari antlaşmalarla sanayi atılımlarıyla bu farkı kapatmak isteseler de somut olarak bu pek mümkün görünmüyordu. bu yüzden de ekonomik olarak ilerlemenin en iyi yolu sömürge kolonilerini ve sıcak deniz ticaret kollarını ele geçirmekti.hikayenin gerisi üzerinde duracağımız konuda işimize yaramayacağı için es geçiyorum.

    birinci dünya savaşının ardından almanya ciddi bir ekonomik buhrana girdi.özellikle birinci dünya savaşındaki amerikan desteğinden sonra ingilizlerin savaş teknolojileri konusunda ilerlemeleri almanların canını sıkıyordu.ve ikinci dünya savaşının hemen başlarında bu mesele artık bir yarış halini aldı

    ikinci dünya savaşının başlarında ingilizlerin avcı sınıfı olarak hurricane uçakları varken almanların elinde messersmith ler vardı.

    messerschmitt ler uçuş konusunda gerçekten çok iyiydiler ancak almanların yaşadıkları ekonomik buhrandan dolayı savaşın ortasında tarihten silinme noktasına geldiler çünkü yedek parçaları sağlanamıyordu.yeri geldiğinde almanlar hasarlı messerschmitt leri onarmak için ağaç dalı ve çul bile kullandılar.

    özellikle 1938 yılında ingiliz hava kuvvetlerine giren spitfire lar messerschmitt bf109 ların ve heinkel , ju gibi diğer alman bombardıman uçaklarının korkulu rüyası haline gelmişlerdi.spitfire lar karşılarına çıkan her türden uçağı anında yıpratacak türde silahlar taşıyabiliyordu.spitfire ları ölümcül kılan en büyük özelliği ise üstün manevra kaabiliyetleriydi.bu uçaklar öyle manevralar yapabiliyordu ki it dalaşı sırasında bir çok düşman uçağı yer çekimi kuvvetine yenilip yere çakılmıştır.

    almanlar savaşın ilerleyen dönemlerinde özellikle spitfire ları etkisiz kılacak , hem dayanıklı hemde yok edici unsurlara sahip yeni bir savaş makinesini oyuna sürdüler. kurt tank lar yani orijinal isimleri ile "focke wulf" lar. fw ler ciddi anlamda ikinci dünya savaşı sırasındaki başarılarıyla öne çıktılar.messerschmitt bf 109 ların zayıf silah gücünün ötesinde fw 190 lar ağır yok edici silahlar taşıyabiliyordu.ayrıca avcı uçak olarak tasarlanmalarına rağmen bombardıman uçağı olarak da rahatlıkla kullanılabiliyorlardı.fw190 lar almanların yeni umudu olmuştu.ancak ilerleyen günler gösterdi ki ortada bir sorun vardı.yüksek irtifa da ki fw 190 ların süperşarj bmw motorları verimli değildi.bu zaten uçuş mesafesi kısa olan fw190 ların işini bir hayli daha güçleştirmişti.

    kendi ekseni etrafında muhteşem manevra kaabiliyeti, elektrikli otomatik kontrolü , yapılan eklemelerle değişebilen ve gelişebilen silah yuvaları ve hatta yüksek hızlarda ki manevra kaabiliyetine rağmen fw190 lar amerikanın savaşa müdahelesi ile ne yazık ki yetersiz kalmaktan kurtulamamıştı.

    1943 yılında savaşın sonlarına yaklaşılırken türk hava kuvvetleri 72 adet focke wulf satın alarak envanterine dahil etti.

    --spoiler--

    bu kısım konunun detaylarının daha net anlaşılabilmesi için Osman Yalçın'dan alıntılanmıştır.

    Cumhuriyet’in ilk yıllarında havacılık sivil, askeri ve Sanayii üç ayağı üzerine bina edilmiştir. Askeri havacılık tamamen Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti marifetiyle yürütülmüştür. Sanayii bölümü ise sivil girişimler, TOMTAŞ, Kayseri Tayyare Fabrikası ile Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü bağlısı fabrikalar vasıtasıyla yürütülmüştür. Sivil havacılık denildiğinde Devlet Hava Yollarının faaliyeti yanında eğitim, gençliğin yetiştirilmesi ve sportif havacılık anlaşılmaktadır ki, bu alandaki boşluğu Türk Hava Kurumu yürütmüştür. THK’nın Sanayii alanına kuruluş amacında yer olmasına rağmen 1942 yılına kadar dahil olmaması önemli bir boşluk doğmasına neden olmuştur.
    2 Mareşalin hayatta ve etkin olduğu bir zamanda bu alandan uzakta durulması Kurum adına büyük bir kayıp olarak değerlendirilmektedir.

    Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde Türk Hava Kurumu ile ilgili oldukça fazla miktarda belge bulunmaktadır. Bu belgeler içerisinde bazıları oldukça kabarık raporları oluşturmaktadır. Özellikle 1947 yılında hazırlanan ve 16 sayfa yekunu tutan rapor Türk havacılık sektörünün neden gelişemediğini gösteren hususları belirtmektedir. Burada özetle birçok kurum ve bakanlıkların uçak ihtiyacı
    olduğu ama aralarında koordinesizlik sebebiyle Türkiye’nin yıllara yayılmış bir ihtiyaç tablosunun çıkarılamadığından bahsedilmektedir. Bu birimlerin ihtiyaçlarını yurtdışına sipariş verdikleri tenkit edilmektedir. Yine raporda Türk
    Hava Kurumu Uçak ve Uçak motor fabrikalarının iş bulamadığı, burada istihdam edilen yüzlerce mühendis ve kalifiye personelin kendilerini geliştiremediği, maşlarının ödenmesinde güçlüklerle karşılaşıldığı ifade edilmektedir. Uçak kullanan bir çok birim bir araya gelerek bir planlama ile Kurum’un fabrikalarına iş istihdamı sağlama imkânı varken yurt dışını tercih ettikleri ifade ediliyordu. Bu durumun ise her şeyden önce 1940’ların dünyasında özel bir yeri olan uçak üretme iradesinin elden çıkmasına neden olduğu belirtilmekteydi . Sorunun çözümü için rapor dönemin Başbakanına gönderilmiştir. Zira Başbakan THK’nın fahri başkanı statüsündeydi. Rapordan 4 yıl sonra ise büyük yatırımlar yapılan bu fabrikalar değerinin altında bir fiyatla elden çıkarılırken Türk Hava Kurumu’nun hava endüstrisi alanındaki yatırımları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu sürece nasıl gelinmiştir şüphesiz bunun çok iyi ve doğru bir şekilde bütünü görerek analiz edilmesi günümüzde de önem arz eder. Belki de
    THK’nın endüstriyel yatırımlarının heba olmasına neden olan virüsler günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Dolayısıyla bu virüsün tespit edilip bünyeden atılması gerekir. Bazen yanlış teşhis sorunu çözmek bir tarafa daha da
    büyük sorunlara neden olabilmektedir. Türk Hava Kurumu ile ilgili 1940’lı yıllarda bir çok rapor düzenlenmiştir.
    Bu raporlarda Kurum’un kan kaybetmekte olduğu açık olarak deklere edilirken, gerekli çözümün üretilmediği görülmektedir. Konu ile ilgili tespiti yapılan iki önemli rapor 1948 ve 1962 yılına aittir. Bu iki arşiv belgesinden 1948 tarihli olan 52 sayfadan oluşmaktadır. Başbakanlık Umumi Murakabe Heyeti tarafından hazırlanmıştır. Raporun önsözünde Kurum’un uçaklarını MSB ve Türk Hava Yolları tarafından alınmadığından Kurum’un ekonomik bakımdan çok sıkıntılı durumda olduğu belirtilmektedir34.
    Arşiv Belgesinde yer alan idare ve Teşkilat başlığı altında Fabrika’nın koyu bir merkeziyetçilikle yönetildiği, salahiyet ve mesuliyetlerin dağıtılmamış olduğu idari ve teknik bütün hususiyetlerin bir elden yürütülmeye çalışıldığı, bir fabrikanın işletme sistemi için gerekli olan yeterli branştan personelin de THK bünyesinde bulunmamasının önemli bir eksik olduğu görülmüştür. Üretimi yapılan sistemlerin analizi yapılmış ve bir ürünün maliyetinin normal fiyatının 3 katına maliyetinin elde edildiği nlaşılmıştır. Bu tarihte üretilmiş olan ürünler ise 98 uçak ile 83 planör olarak kayda geçmiştir. Motor Fabrikasının da aynı durumda olduğundan işletmecilik vasfı bulunmayan THK’nın endüstriyel işlerle uğraşmasının uygun görülmediği kanaatine varılmaktadır35. Raporun sonunda Türkiye’de sivil havacılık sanayinin bir nüvesini teşkil etmesi için kurulan
    bu tesislerin mali imkanları ile orantılı olarak varlığını sürdürebileceği gerçeğinden hareketle Eskişehir ve Kayseri Uçak Fabrikaları da göz önünde tutularak memleketin ihtiyaçları ile havacılık sanayinin tesis ve gelişmesine müsait olup olmadığı hususu daha fazla gecikmeden bir prensip kararına varılması önerilmektedir. Fabrikaların bir an evvel ya müstakil olarak ilgili bakanlıklara
    bağlanması ama her halükarda THK ile bağlarının bir an evvel alakalarını kesilmesi gerektiği belirtilmektedir. Raporda hesapların nasıl tutulduğu da incelenmekte ve en önemli sıkıntının hesaplardaki yanlışlar ve hesaplara yönelik bir işlem ve incelemenin yapılmadığı tespiti yapılmaktadır. Yılda 200 eğitim uçağı üretebilecek şekilde techiz edilen 11.000.000 milyon lira sabit sermayesi
    bulunan fabrikanın mevcut haliyle yıllık 1.500.000 lira masrafı olduğu dikkate alındığında bir an evvel karar verilmesi tavsiye edilmektedir.

    Fabrikanın 1948 yılı arasında yapmış olduğu işlerin analizi yapılmış ve şu sonuçlar elde edilmiştir. Kurum adına 28 uçak 24 motor, MSB adına 94 uçak 154 motor, Devlet Hava Yolları adına 28 uçak 10 motor olmak üzere toplamda 158 uçak ve 188 motorun tamiri yapılmıştır. Fabrikada 1943-1948 yılları arasında;oto tamiri, diğer tamirler, kimyevi maddeler istihsali, sabit kıymet mahiyetinde imal, malzeme ve yarı mamul ürün imalatı yapılmıştır . Rapora göre
    istatistiki bilgiler esas alınmış ve fabrikanın bir an evvel elden çıkarılması ve Kurum’un bu işlerle uğraşmaması ısrarla tavsiye edilmiştir. Hatta karar verilinceye kadar üretimin durdurulması, bilançonun karlı olmasına bakılmaması amortisman giderleri ile zararda olduğu kanısına varılmıştır. Raporda heyette yer alanlara ait isimler ve uzmanlık alanları yer almamaktadır. Türkiye’nin hava harp sanayii alanında tek fabrikası olan THK uçak ve uçak motor fabrikalarının istatistiki bilgiler ile derhal elden çıkarılması ama her halükarda işletilmemesi kararının ısrarla ve defalarca vurgulanması oldukça düşündürücüdür.

    5 Şubat 1962 tarihli rapor THK’nın kuruluş amacını belirterek başlar ve 1935 yılında uçak, planör, paraşüt ve modelcilik gibi 4 temel alanda faaliyet göstermeye başladığı belirtilir. Kurum’un elinde bulunan malzemeler, 1935–1950 yılları arasında yenilenmemiş ve 1950-1960 yılları arasında ise Kurum pasif kaldığından tamamen atıl duruma düşmüştür40. 1947 yılında hazırlanan ve yukarıda özetle içeriği verilen rapor, Kurum’un adeta çığlığı olmuştur. Bu rapordan sadece bir yıl sonra hazırlanan rapora bakıldığında ise artık uçak ve uçak motor fabrikalarının elden çıkarılması için düğmeye basıldığının açık emareleri
    görülmektedir. Yukarıda incelemiş olduğumuz 1948 tarihli Başbakanlık Umumi Murakabe Heyeti Raporunun teknisyen mantığı ile hazırlanmış olduğu anlaşılmaktadır.Bir ülke için uçak fabrikasının faydalarına temas edilmemektedir. Raporda bu fabrikaların elden çıkarılmasının mahzurları da yer almamaktadır. Bunun nedeninin 2. Dünya Savaşı sonundan itibaren Türkiye’nin dış yardımlara ağırlık vermesi kapsamında; Truman Doktrini ve Marshall Yardımı projeleri ile benimsenen değişim olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan NATO üyeliği ile kolektif güvenliğin şemsiyesi altına girilmesi ve ülkenin son yıllarda
    yaşamış olduğu büyük ekonomik sıkıntının etkili olduğu değerlendirilmektedir

    --spoiler--

    neyse efenim gel zaman git zaman ikinci dünya savaşı bitiyor.ortada ne fw190 ların üretici kalıyor nede yedek parçacısı.yerli fabrikalarda üretilen yedek parçalar kullanılmaya başlıyor.

    ikinci dünya savaşının ardından yerle bir olan alman imparatorluğu , uzak bir köşede kalmış sıcak denizlere ulaşmak hayalinden vazgeçmeyen bolşevikler ve üçüncü grupta da ingiltere- abd grubu kalmıştı. Türkiye savaşa girmemesine rağmen savaşın ardından oluşmaya başlayan siyasi birlikteliklerin etkisiyle yalnızlaşmaya başlamıştı.durumun farkında olan amerika coğrafi konumun önemini bildiğinden , türklerin ne sıcak denizlere inmesini istemediği ruslar la yakınlaşmasını ne de yıkılan ve küllerinden doğmak için her türlü desteğe ihtiyacı olan almanlarla yakınlaşmasını istemediği için truman doktrini ve marshall yardımı projeleriyle ülkemize yakınlık kurmaya başlamış , bölgede oluşabilecek tehlikeli yakınlaşmaların böylece önüne geçmek istemişti. işte bu hususta yunanistan ve türkiye ye toplam 400 milyon dolarlık karşılıksız bir yardımda bulunulacaktı.türkiyeye yapılacak olan yardımların bazı şartları vardı.bu şartlar arasında türkler amerikanın vereceği yardım parasıyla diğer ülkelere olan borçlarını ödeyemeyecekti.böylece almanyanın ve rusyanın olası ekonomik destek unsurları engellenecekti.ayrıca türk hava kuvvetleri envanterinde bulunan alman savaş uçaklarını imha edecek bunun yerine hem daha yüksek irtifada uçabilen hemde manevra ve verimlilik konusunda daha üstün olan amerikan uçakları türk hava kuvvetlerine karşılıksız olarak hibe edilecekti.

    bu hususlar göz önüne alındığında türkiyenin pek fazla seçeneği yoktu.zaten üretimi duran fw190 ların yerine daha iyi uçakları kabul etmek akıllıca olacaktı.ayrıca ülkede bulunan ve yerli üretimin önüne geçmek konusunda elinden geleni yapan eski manda ve himaye düşkünlerinden de kurtuluş olmadığına göre yapılacak tek bir seçim vardı.o da bu yardımı kabul etmek.

    1948 yılında türkiye 100 milyon dolar dış ticaret fazlası olmasına rağmen 270 milyon dolarlık bu yardımı onayladı.ve amerikan yardımı ile toplam 180 adet p 47 amerikan avcı uçağı türk hava kuvvetleri envanterinde fw190ların yerini aldı.fw190 ların imha sürecinde ise kurtuluş savaşı döneminde düşman askerlerinden kalan sağlam kamyonların kullanacak tek bir kişi bile bulunamaması sebebiyle yakılarak imha edilmesinden daha sonra pişman olan türkler uçakların bir kısmını daha sonra acil bir durumda geri kullanılabilecek şekilde yağlı brandalarla toprağın altına gömdü.bu, uçakların tam anlamıyla eritilip yok edilmesinden binlerce kat daha doğru bir karardı.

    sonuç olarak amerika truman doktrini ve marshall planı ile elinde kalan ikinci dünya savaşı uçaklarını türkiye ve diğer ülkelere dağıtmış oldu.ayrıca uçakların yanında gelen paralarla türkiye dahil bir çok ülkenin almanya ve rusyaya yakınlaşması önlenmiş oldu.türkiye gibi gelişim sürecinin başında olan ülkelerin sanayii gelişimi doğrudan baskılanıp gelişim durdurulmuş oldu.türkiye de elinde sınırlı sayıda bulunan ve üretimi durmuş olan uçak filosunu bedavaya 3 kat daha da güçlendirmiş oldu.türkiye de tüm bunların temel olarak sorumlusu dönemin ülke liderleri olarak görünse de perdenin arkasında her zaman manda ve himaye sevdalılarının bulunduğunu unutmamalı.

    bu sebeptendir ki amerikadan gelen uçaklar tek başlarına gelmediler beraberinde bir çok anlaşma ve para da getirdiler.o paralar şu an kullandığınız demir yolları , kara yolları ve kentleşme sanayileşme süreçlerinde kullanıldı.


    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1210189/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1210190/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1210191/+
    9 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. Yav anladık işte; inönü baba, uçakları görüpte savaşa girerizde babasız kalırız diye korkmuş ve gizlemiş.
    5 ...
  5. 4.
  6. Hocam vallaha ömrü boyunca 10 kitap anca okumuş biri olarak bunu okuyamam. Türkçem yetmiyor.
    1 ...
  7. 5.
  8. iyide Rusya uçak krizinde iş ciddiye binince ortaya çıkarılan sinyal bozucuları sınıra yerlestırmeyıp gomseydık ve bundan yüzyıl sonraki neslimiz ne düşünürdü? Ulan varya işin ucu CHP ye geldimi " dansöz gibi " kıvırıyorsunuz. Diyelim uçaklar başkasının, ganimet be adam bu, zaten topraklarının onda biri kalmış, kullansana uçakları. inönü bize nostalji hediye bırakmıştır. Bari üzerini iyice kapataydık da bundan bin yıl sonra hazine olarak gelecek nesıllerımıze kalaydı.
    4 ...
  9. 6.
  10. yazıda havacılık sanayimizin nasıl baltalandığına dair güzel bilgiler var.

    meraklısı nuri demirağ ve vecihi hürkuş'un hayatını da okumalı.
    1 ...
  11. 7.
  12. Sırı ifşa etmeyen yazı.

    Üşenmedim okudum siz okumayın. söz konusu haberdeki bilgiler zaten biliniyordu onun üstüne 1. dünya savaşından girilmiş türk hava kurumunun raporları yazılmış. iyi de aga uçak abd zoruyla gömüldü mü gömüldü. Hani sır. Bu gömme olayını aklamaya çalışan uzun garip bir yazı. Bir de teşekkür edelim iyi gömmüşler, allahtan kolorduyu falan gömmemişler mazallah amerika parayı verdi onu da isteyebilirdi.
    1 ...
  13. 8.
  14. Okumadigim sır. Şimdi ne olmuş biri ozetlerse.
    0 ...
  15. 9.
  16. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, denetlemelerde bulunmak üzere Kayseri'ye geldi. Orgeneral Ünal, 2'nci Hava ikmal Bakım Merkezi Komutanlığı'nda geçmişte 50 Alman savaş uçağının toprağa gömülü olduğu iddialarıyla ilgli olarak, "Bunlar asparagas" dedi.
    http://www.sozcu.com.tr/2...-yaniti-2yeniden-1472192/
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük