gölgesizler

entry63 galeri1 video1
    38.
  1. Hasan ali toptaş kitabıdır...

    edit: imla
    0 ...
  2. 37.
  3. gölgesizler 2008 filminden bir replik:

    Suçluların çok olduğu yerde, masumlar değersiz kalır.

    http://www.replikler.net/replik/golgesizler-2008/
    0 ...
  4. 36.
  5. aydemir akbaş 'ın oynadığı dede de yer yer absürde kaçan replikleri ve tiplemesiyle ayrı bir renk katmıştır.
    0 ...
  6. 35.
  7. 34.
  8. okuduğum en zor, en sağlam, okuyucuyu en çok yoran romanlardan biri. inanılmaz bir kurgusu var ve yazar bu müthiş kurguyu yaparken her cümleyi tartıp biçip okuyucuyu darmadağın edecek şekilde oluşturuyor eseri.
    kitabı tamamen anlayabildiğimi de düşünmüyorum aslında. ama kitap konusunda fikirlerine çok güvendiğim bir abimin sözüyle bitireyim;

    ''türkiye' de orhan pamuk' tan sonra biri nobel alacaksa o da hasan ali toptaş' tır.''

    yazar başka bir kitabında da konusuz roman yazmaya çalışan bir yazarı anlatır ki sanırım bu bilgi yazarın ve bu kitabın ne kadar zor olduğu konusunda yeteri kadar ipucu verir size.
    1 ...
  9. 33.
  10. 32.
  11. golgesizler filminin sonunda muzik duzenlemelerinin kimlere ait oldugunu okudugumda (bkz: tolga gorsev)(4 duzenleme), (bkz: goksun cavdar)(1 duzenleme) , (bkz: mustafa suder)(1) ve alper erinc(1 duzenleme)' in isimlerine rastliyorsunuz ve dogal olarak su soru akla geliyor ; filmin muziklerini candan ercetin yapmamismiydi ? basin bultenlerinde afislerde oyle gecmiyormuydu ? yahu peki bu adamlar kim diye sormazlarmi adama candan hanim. (bkz: faydalanmak), (bkz: telif hakkı), (bkz: egoizm)
    1 ...
  12. 31.
  13. bir filmi başarılı yapan, karmaşık ve anlaşılmaz olması değildir. ki sırf seyirci anlayamasın, güzel olduğu içgüdüsüne kapılsın diye değil; anlamaya çalıştıkça, deştikçe karşısına anlamlar çıksın diye ve boşlukları kendisi doldurdukça, farklı biçimlerde doldurabileceği boşlukların alternatiflere yer açmasıyla kişiye sağlanan filmi sahiplenme duygusunun hissettirdiği mutluluk o filmi başarılı kılar. bu filmde de öyle.

    ayrıca tüyap 2010'da hasan ali ağabeye imzalattığım kitabı da zeytinyağlı yaprak sarma kadar lezzetli bir türkçe romanı.
    2 ...
  14. 30.
  15. Var mıyım yok muyum?
    Varlığımın, "yok oluşunu", aslında "yok" olduğumun farkına varıp tekrar "var" olduğumu hissettim. Hani, bir rüya görürsünüz, rüyanızda çığlık atarsınız kimse duymaz. Siz bile duymazsınız kendi çığlığınızı. Sessizliğin çığlığı kulaklarınızı sağır eder ya hani.. işte böyle bir filmdi.
    aslında hepimiz bir rüyanın içindeyiz belki de.
    1 ...
  16. 29.
  17. Son dönem türk sinemasının başarılı örneklerindendir.

    Tanrının bile unuttuğu, izbe bir köyde ardarda gerçekleşen esrarengiz kaybolma vakalarıyla seyircinin ilgisinin üzerine çekmeyi başarıyor ve bir daha da filmin pençelerinden kendinizi kurtaramıyorsunuz. Yer yer kopukluklar olsa da ilginç senaryosuyla ben buradayım diyen bir yapım.
    4 ...
  18. 28.
  19. bir edebiyat şaheseri nasıl harcanır, bu kadar yoğun ve derin bir kitabın içi nasıl boşaltılır, örnek film. çok özensiz ve acele çekilmiş, kast müthiş, ama oyuncular tiyatro provası yapıyorlar sanki. 'sinematograf ve tiyatro arasında ikisini de telef etmeyecek bir birleşme mümkün değildir', der bresson. bir köylü öyle mi konuşur? hiç çalışılmamış hiç kafa patlatılmamış. hepsinin haber spikerlerinden daha düzgün türkçesi var.
    aynı şekilde sinema ve müziğin arası da, sanılanın aksine, pek iyi değildir. özellikle kısa filmciler ve yeni yönetmenler görüntüdeki zayıflıkları kapatmak amacıyla müziğe başvururlar. daha doğrusu medet umarlar. aynı şey gölgesizler'de de var. öyle yerlerde giriyor ki müzik, atmosfer arabesk bir mizansene dönüşüyor.
    bana öyle geliyor ki yönetmen iki tür arasında kalmış. gişe filmi mi yapacaksın, sanat filmi mi? eğer gişe filmi yapmayacaksan popüler trüklerden, klişelerden uzak dur. yok eğer gişe filmi yapacaksan en başta gölgesizler'i seçme.
    halbuki roman mucize gibidir. ben kendimi şanslı hissettim önce romanı okudum diye. bekçinin sevgilisine söylediği beni çarpan bir cümle vardır; kendi yoklukları ile ilgili, yok filmde. bir diyalog vardır romanda, filmde o da yoktu.
    -yani hayat tekrarlardan ibaret.
    -hayır, tekrarların tekrarından.
    4 ...
  20. 27.
  21. '' kar neden yağar? '' sorusuyla aslında filmin özetini filmin ortasında veren ve cevabı basit olan ''kar herşeyi örter'' diyebileceğiniz filmdir ...
    4 ...
  22. 26.
  23. istanbul Film Festivalinde izlediğim, çok başarılı bulduğum bir Ümit Ünal filmi.
    Ümit Ünal'ın sinemasına hastayım. Enlerimden...
    0 ...
  24. 25.
  25. kafkanın şato'sunda okunmuş dava'sı rengindeydi.
    1 ...
  26. 24.
  27. egzandirik bir hikaye..hem okunup hemde izlenmesi gereken yapıt! ayrıca son zamanlarda izlediğim filmlerin en sağlam soundtrack'i olan film..candan abla saolsun..
    2 ...
  28. 23.
  29. sen mi gerçeksin? yoksa aynadan sana bakan sen mi? gibi garip sorular soran ve sordurtan roman.
    (bkz: ayının kız kaçırması)
    2 ...
  30. 22.
  31. 21.
  32. "...o zaman anlamış bütün gerçeği; ne yürüyormuş, ne duruyor. yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. düş gibi bir şey yani... koşarsın koşarsında varamazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür..."
    hasan ali toptaş
    2 ...
  33. 20.
  34. ne anlatmak istediğini anlamakta zorluk çektiğim filmdir. zaten bu film sevgiliyle gidilen son film olmuş ve sonrasında cereyan eden ayrılıkla sinemaya gitme işi uzun süreliğine askıya alınmıştır. *
    1 ...
  35. 19.
  36. hasan ali toptaş'ın varlık ve yokluk kavramları üzerine odaklanıp son bölümde olayları ustalıkla birbirine bağladığı romanı.
    2 ...
  37. 18.
  38. sinema salonundan çıkan nerdeyse herkesin "bişey anlamadım yaaaa" dediği film.*
    1 ...
  39. 17.
  40. 14 EKiM 2009'DA GALASI YAPILACAK OLAN SiNEMA FiLMi.
    0 ...
  41. 16.
  42. 15.
  43. (bkz: hasan ali toptaş)

    "üstelik çay hiç de kötü değildi; buruk tadıyla aynalara yansıyan yüzünü geri veriyordu onun, aynaların ötesine dağılan sıkılmışlığını yüreğinden biraz daha uzaklaştırıyordu."
    1 ...
  44. 14.
  45. gölgesizler aslında başrolde gölgelerin oynadığı bir dünya. hayal gibi, ne var ne yok gibi; resimler (yüzler) sesler birbirine karışıyor. adamlar yapmış
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük