tarih kitaplarında anlatıldığı üzere büyük iskender bu söz üzerine "eğer iskender olmasaydım diyojen olmak isterdim" demiştir. ayrıca bu diyalog sinop'ta değil, corinth'te (korinthos) geçmektedir.
ayrıca hikayeye göre diyojen tam olarak: "mi stereis afto pou den mporeis na doseis" yani: "benden bana veremeyeceğin şeyi esirgeme" demiş ve güneşi göstermiştir.
tam bir şov cümlesi. adam imparator olarak gururunu ayaklar altına almış gelmiş sana bi dileğin var mı diyor, götü kalkık kezban gibi gölge etme felan falan...
adam orduya seni şişletse yeridir. böyle ukala vatandaşlara prim vermeyeceksin.
bir güneş ne kadar değerli gelebilir ki koskoca büyük iskender i dumur edesin
veya
bir büyük iskender ne kadar küçük gelebilir ki anında kenara atasın.
En sevdiğim sözlerden biridir. Diyojenin büyük iskendere söylemiş olması beni daha çok şasırtmıstır. Zekice bir söz olduğu su götürmez bir gercek diye düşünüyorum.
makedonya prensi büyük iskender ve ünlü filozof diyojen in konuşmasında geçen bir sözdür. Günümüzde de kullanımına sık sık gerek duyulur. Filazof güzel söylemiştir.
iskender:benim kim olduğumu biliyor musun? ben iskenderim! dedi.
diyojen: ben de diyojenim
iskender: ben makedonya prensiyim. nasıl olur da bana selam vermezsin?
diyojen: niye selam vereyim ki? sen benim esirimin esirisin.
iskender: ne demek istiyorsun?
diyojen: bak ben nefsimi kendime esir ettim. onun istediği hiçbir şeyi yapmıyorum. hiçbir dünya nimetinde gözüm yok. oysa sen nefsine esir olmuşsun ve gözün altınlarda, güçte, toprakta ve parada.
iskender: böyle konuşuyorsun ama benden hiç korkmuyor musun?
diyojen: sen nesin? iyi misin, kötü müsün?
iskender: iyiyim tabi ki
diyojen: neden iyi bir şeyden korkayım ki?
iskender, diyojenin adını daha önce de duymuştu ama bu kadarını beklemiyordu
iskender: peki, seni sevdim. dile benden ne dilersen
diyojen: güneşimi kapatıyorsun. gölge yapma, başka bir şey istemem
--spoiler--
Diyojen Hiç istifini bozmadı. Binlerce insan: "iskender geliyor," diye kırılıp geçiyorken o, yerinden kımıldamadı bile.
-Sen ne yapıyorsun, gelenin kim olduğunu bilmiyor musun, diye onu tartakladılar.
iskender:
-Durun, dokunmayın!...
-Görmüyor musun, iskender geliyor, diye insanlar yerlere yatıp kalkıyorlar! Sen yoksa iskender'i tanımıyor musun? dedi.
Diyojen:
-Tanıyorum. iyi tanıyorum ve sizi iyi biliyorum, diye cevap verdi.
- abi, süper özlü söz buldum, haykırayım mı?
+ de bakalım lan, nedir?
- götlük etme başka ihsan istemem.
+ olm güzel de, biraz sert lan... sen onu gölge yap.
- gölgenin amına koyayım.
+ o da bi düşünce nihayetinde...
Sinoplu Diogenes'in sözüdür: Bir efsaneye göre Büyük iskender ve Diogenes MÖ 336'da Korinos'ta karşılaştı.
iskender gün boyu çok değer verdiği, fakat o güne kadar hiç karşılaşmadığı Diogenes’i bekledi. Ne var ki Diogenes gelmek bilmedi.
Diogenes’i öğle vakti güneşlenirken buldular. iskender" Ben,Makedonya Kralı Büyük iskender” diyerek birkaç adım atarken gölgesi yaşlı adamın üstüne düştü. Gezgin filozof başını çevirip ona baktı ve “Ben, Kinik Diogenes” dedi. iskender şöyle dedi: “Diogenes, dile benden ne dilersen. Ne pahasına olursa olsun dileğini yerine getireceğim." Diogenes cevap vermedi. Büyük iskender'in gölgesi tekrar üzerine düşen Diogenes dayanamadı. “Gölge etme başka ihsan istemez” diye yanıt verdi. iskender aldığı yanıt karşısında şaşkına döndü. Diogenes’in isteğini yerine getirip onu selamlayarak yoluna devam etti. (bkz: helge hesse)
Diogenes of Sinope diye geçen Kinik yaşam tarzını benimsemiş zat-ı muhteremin Büyük iskender'e soylemiş oldugu rivayet edilen bir sozdur.
aynı zamanda bunu ömer Hayyam'ında soyledigi dolaşan diger rivayetler arasındadır.
romen diyojen'in, büyük iskender'e verdiği ayar olarak söylenir; fakat yüzlerce büyük insana uyarlanmış hikayesi mevcuttur. havanın o gün nasıl olduğu konusunda bilgiye de nereden erişilmiştir, merak konusudur. bünyamin sürmeli mi vardı lan o zaman?!