gökçeada ismi ne kadar ada olsada çok büyük bir yerleşkedir.
denize girmek için çok alternatif vardır;
gizli limanın arkasındaki saklı koy, burası deniz ayakkabısı ile keyfi çıkacak bir yer , denize girdiğiniz ilk alan taşlık yosunlardan dolayı çok kaygan, açılınca tam bir cennet, şanslı iseniz sizden başka kimse olmadan deniz keyfi yapabilirsiniz.
ulaşmak için gizli limanın sonundaki kayalıkların arkasında tırmanmanız gerekli 15-20 dk yurumek yeterli ama cennet gibi.
laz koyu ; sahili kumlu denizi süper, yiyecek içecek satan tek bir yer var, trabzonlu bir aile işletiyor, eğer güzel iletişim kurarsanız indirimde yapıyor. sahilde 2 şezlong bir şemsiye fiyatı 20 lira , şemsiyeler örgü olduğu için çok verimli değil, birde şezloglar sadece tahta olduğu için konforlu değil fakat deniz süper.
yıldız koy ;ben buraya gece bişeyler içmek için gittim, loş ışık altınta kulakları tırmalamayan bir müzik eşliğinde yıldızlar ile kaplı gökyüzünü seyretmek çok keyifli idi, ortam karanlık olduğu için kendinizden geçiyorsunuz. fiyatlar çok tırmalayıcı değil, bu bölgede çadırcılar da var, çadır içinde ideal.
aydıncık plajı; denizi 1000 numara balıklar ile beraber yüzüyorsunuz, sahil kum, rüzgar sörfü öğrenebilirsiniz, çağdaş kafe fiyatları geçirmasyon olmayan güzel bir yer burada da 2 şezlong bir şemsiye fiyatı 20 lira haricen almadanda oturabilirsiniz.
karavancılar içinde imkanlar mevcut karavab için ideal, wc duş vs. var. otopark ücretsiz.
tuz gölünde çamur banyosu yapılabiliyor sadece bir sefer yapacaksınız bir anlamı çok yok ama cilt hastalıkları için 4 günlük bir kür çok faydalı olduğu söylendi, hikayesi burası pelikanların göçyolunda konakladıkları yer bunlar kaka yapıyor tuz ve çamurla karışınca bir krem oluyor, kısaca gübre sürüyorsunuz, ama şifa bulduğunu söyleyen çok insan var.
tepeköy; gezilesi bir yer, manzarası çok iyi, ara sokaklarda ilginç mekanlar var, iki duble içerken kendinizi yunan adasında hissedebilirsiniz.
dereköy; terk edilmiş eski bir rum köyü yıkılmış evleri çamaşırhanesi ile tarih kokuyor, arabayı almadan yürümek lazım 2 saat ayırıp yürüseniz değişik bir ruh haline biriniyorsunuz, dereköy girişinde büyük ağacın altında sulu yemekler yapan bir motel var, yemekleri ev yemekleri lezzetinde başarılı.
zeytinli; tam korunmuş bir yunan mahallesi gibi, insanları sıcak kanlı, cafe ler var, burada mutlaka tatlı yiyin panna cotta nın en egzantirik şekilleri var, buradaki oteller pahalı gecelik 400 tl istiyorlar,gereksiz, yemek yemek için 10 km mesafe var ama gezmek keyifli.
ada genel olarak 2017 yılının yazını sakin geçiriyor, fiyatlar çıkmamış bu nedenden dolayı, gidince pansiyon ve alternatif konaklama mekanları çok var.
araç kiralayan bir yer var, arabasız gidip orada araba da kiralayabilirsiniz.
oğlak eti güzel, kurabiyeleri başarılı, doğal sebze ve meyveler var, ama adada esnaf az, gerçek esnaf.
4 günlük tatil notlarım, saygılarımla arz ederim, sorusu olanlara ücretsiz cevap ve çay kahve servisimiz var.
sevgiler.
2008 yazında 2 hafta boyunca mevsimlik işçi olarak çalıştığım adadır.
mavi su diye bir otel vardı. bir arkadaşım aracılığıyla yaz tatilini değerlendirmek için oraya çalışmaya gittim. akşamları otel barında garsonluk yapacağım, gece de barda gitar çalacağım, plan bu.
evet, yaptığım bu planda herhangi bir aksaklık olmadı hatta ekleme oldu.
sabah 6'da kalkıp peynir-zeytin-ekmek üçlüsüyle kahvaltı yapıyorduk. sonra tadilatta olan binalara gidip inşaat işçiliği yapıyorduk. akşam olduğunda da yarım saat deniz molası, duş ve bar.
askerliği saymazsak hayatımın en kötü dönemiydi galiba. paraya olan ihtiyaç nedeniyle 2 hafta boyunca sabrettim. sonra sabaha karşı, henüz hava aydınlanmamışken kaçtım otelden ve adadan.
o yüzden bu adayı hiç sevmem ben. ha o ada da bana bayılmıyor, eminim.
Geçengün konusu geçti. Gidip görmek gezip öğrenmek ve tanımak istediğim bir yer. Çok güzel bir ada olduğunu duymuştum. Epey merak saldım bu ara gökçeada ya. Bakalım ne zaman nasip olur görmek.
istanbuldan sıkılmış bunalmış biri olarak kaçış hedefim gökçeada , yerleşmek konusunu ciddi araştırıyorum, var mı ahali arasında 12 ay orada yaşayan tecrübelerini paylaşmak isteyen biri , yazarsanız sevinirim.
Şu mevsimde sıkıntıdan ölebileceğiniz adadır. Kendimi açık cezaevinde hissettiğimi söyleyebilirim zaten geçmişte açık cezaevi olarak kullanılmış ne suç işledim de ben de düştüm buraya diye düşündürttü akşam akşam.
Türkiye'nin en sikko yeri. iki yaz orada çalışmış biri olarak, diyeceğim tek şey "gitmeyin." iki aylık turizm sezonunda açlıktan çılgına dönen ada sakininin çirkinliklerine maruz kalırsınız. Merkezi deniz kenarında olmayan, vizyonu düşük yerleşim bölgelerinden bir tanesi.
ada güzel. feribot ücreti 29 tl. ada merkezi çok ufak ve sahil kenarında değil, 7 km içeride. biz merkezde kaldık her gün plaja 25 km yol gittik. en güzel plajlar uğurlu civarındaki gizli liman, laz koyu, meb tesislerinde. arabasız gidilmez.dibek kahvesini zeytinli köyünde içtik köy de kahve de güzel. sakızlı muhallebi de iyiydi. adanın sucuğu meşhur dediler aldık, beğenmedik. ada rüzgarlı, denizi süper.
Her sene 1-2 defa Bozcaada'ya giderim ama Gökçeada'ya hiç gitmedim, gitmem de ! Ama siz siz olun Bozcada'ya gitmeyin, siz yine hep Gökçeada'ya gidiniz...
daha çok kıyı kesimleri iğne atsanız yere düşmeyecek şekilde deniz kestanesiyle sıvanmış olan güzide adacık.
aman dikkat diyeyim. suya yalın ayaKlarınızla girme gibi bir hatada bulunmayınız. tatiliniz zehir olur.