Gökçe Fırat, Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde en sert muhalefeti en şiddetli başlıklarla yürütürken, mesela Rte'ye "Asılacak Adamsın Ulan!" kapağıyla saldırırken yahut yine Rte'nin kafasına nişangâh yerleştirip "Bu Adamı Kim Vuracak?" serlevhalı kapaklarla dergisini neşrederken kimse kendisine dokunmamıştı. Bugün bu himâyenin bir kanadı tasfiye edilirken onun da sepetlenmesi, kimin şâkirdi olduğunu bence ayan beyan ortaya koymuştur. Güle güle çakma Kemalist! Doğrusu, bırak çakmasını, gerçeğini de sevmem ya...
Twitter'da ismini görünce az takipçili güzel kız sanıp bir heyecanla profiline girdiğim fakat sakallı makallı bir öcü görerek hayal kırıklığına uğradığım kişi.
Herkesin Ergenekoncu ilan edildiği, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kendisinden olmayan herkesi hapse attığı dönemde Gökçe Fırat ve Türk Solu dergisine dokunan olmamıştı. Gökçe Fırat FETÖ'cü çıktı.
Ensonhaber'in haberine göre, kendini solcu sanan faşist bir kitleyi 'komünist görünümlü sakallı bir abiyle' trollediler.
Gökçe Fırat, misyonunu tamamladığında ilk pozunu Pensilvanya bülteni eski Zaman gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'yla vererek aslına döndü.
"solcu" kılığına girerek ortalığı karıştıran ebleh faşist. faşizmde mhplileri sollayan provakatör. mhpyi sevmem. mhpnin ırkçı olduğunu düşünürüm. ancak şimdiye kadar hiçbir mhplinin "kebap ile lahmacun kürtlerin yemeğidir. türkler kebap, lahmacun yemesin." dediğini duymadım. bunu sadece kendini "solcu" diye millete yutturan gökçe fırat isimli soytarı söyledi. bu şahıs provakasyon yaptığı gerekçesiyle 2000 yılında doğu perinçek`in partisinden atılmış. daha sonra "türk solu" adlı bir örgüt kurmuş. uzun zamandır ekibiyle birlikte solculuğu kirleterek provokasyon yapıyor.
mhp ve chp'nin oyunu bölmesi için muhtemelen akp tarafından pohpohlanan bir kişi. uzun süre dergisini takip ettiğim halde kendisine ısınamadım. lahmacun yemeyin diyerek navileri türk yaparak milliyetçilik yapmaya çalışan adamdan ne bekliyorsunuz acaba. deniz gezmiş, mahir çayan ve nazım hikmet ile milliyetçilik yapılmaz bunu öğrenmesi gerekir. türk milliyetçiliği için 5.000 şehit veren mhp milliyetçi değildir demek 3-5 çakma sosyaliste kalmamıştır. milliyetçiliği ırkçılıkla karıştırarak sosyalizme selam çakarak kendisinin ne durumda olduğu ortadadır. üniversiteli bir avuç kemalist genç dışında kendisini ciddiye alan yoktur.
bu yazıyı yazma sebebim kendisinin bir yazısındaki hatasıydı. bugün iranda şii katliamcısı olarak anılan, yavuz sultan selimden daha fazla nefret edilen timur'un şii olduğunu iddia edebilmek büyük cahilliktir. savaştığı yıldırım bayezit'e göre timur daha muhafazakar ve daha net sünnidir. irandaki şii akımlar kendisinden sonra safeviler gelene kadar 100 yıllık uykuya dalmıştır. kendisini sevenlere daha fazla tarih okumayı tavsiye ediyorum çok sevdiğiniz gökçe fırat gibi komik duruma düşmeyin.
Saçma ve dayanaksız "ajan" iddialarına yanıt burada:
(#20652670)
Gökçe Fırat, birçok açıdan bu ülkenin fikir tarihinde bir çığır açmış bir aydın olarak tarihe geçecektir, hatta geçmiştir. Birincisi, "kürt istilası" denen sosyolojik gerçeği ortaya koydu ;direkt Izady, Minorsky, Nikitine, Bruinessen ve Charmoy gibi kürtçü akademisyenlerin iddialarını kullanarak da kürt denen etnisitenin emperyalistler tarafından yaratıldığını gösterdi. ikincisi, Türkiye'de üçüncü dünyacı bir hareket eksik iken; ne Rusçu ne Amerikancı bir bakış açısı ile bir dış politika yaratmıştır. Bu dış politikanın bel kemiği ise Türk birliğidir. Açıkçası, bu Yön hareketinden beri olan büyük bir eksikti. Üçüncüsü, solda mezhepçiliğe karşı tutum aldı, Kemal Tahir ve Attila ilhan gibi Türk sosyalistlerinin izinden giderek Osmanlı'yı aşağılamadan da solcu olunabileceğini gösterdi... Marks'ın sınıf temelli, 19. yy'da kalmış ve küflenmiş teorilerinin yerine Sultangaliyev'in millet temelli anti-emperyalizmini diriltmesi de dördüncü olsun.
Daha yazacak çok şey var... Gökçe Fırat, Türkiye için büyük bir şanstır. Birgün onu başbakan olarak göreceğime yürekten inanıyorum ve Sn. Çulhaoğlu'nun bu ülkeyi gerçekten kurtarabileceğine inanıyorum.
AKP'nin 19 Mayıs törenlerini yasaklaması Atatürkçülerimizi çok kızdırdı.
Herkes tepkili.
Ama biz herkes gibi düşünmüyoruz bu konuda.
Tam tersine AKP, 19 Mayıs törenlerini kaldırarak en doğrusunu yapmıştır.
iki açıdan doğrudur.
ilk önce, zaten Atatürk düşmanı bir iktidarın Atatürk'ü ve 19 Mayıs'ı anması, Ata'mıza en büyük hakarettir.
ikinci olarak, 19 Mayıs bu ülkede AKP'liler tarafından değil Atatürkçüler tarafından çoktan yasaklanmıştı.
...
Şimdi kimse kusura bakmasın, Atatürkçülerimiz AKP'yle uğraşacaklarına dönüp kendilerine baksınlar.
Atatürk 19 Mayıs'ı gençlere armağan etti ve bayram ilan etti.
Çünkü, Cumhuriyet 19 Mayıs'ta başlayan bir eylemin sonucu kazanılmıştı.
Cumhuriyet'i yaşatacak gençler de bu günü bir bayram olarak kutlayacaktı.
AKP'nin iktidarı ile birlikte, Abdullah Gül'ün Atatürk'ün makamına oturması ile birlikte, Cumhuriyet resmen olmasa bile fiilen sona ermiştir.
Olmayan Cumhuriyet'in mi bayramını kutlayacağız?
Üstelik bir de o adamlara mı kutlattıracağız bu bayramı?
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, çıkacaklar 19 Mayıs nutuğu mu atacaklar?
Sussunlar.
Uzak dursunlar.
Atatürk'ün adını bile ağızlarına almasınlar.
Yıktıkları Cumhuriyet'in bayramıyla dalga geçmesinler bari.
...
Bir de farklı perspektiften bakalım...
Cumhuriyet'i yıkan güç belli de onu koruyamayan güç nerede?
Evet asıl sorgulamamız gereken bu.
Cumhuriyet düşmanlarına "niye benim Cumhuriyetimi yıktınız?" diye söyleneceğinize, dönün kendinizi sorgulayın:
Cumhuriyet yıkılırken ne yapıyordunuz siz?
Cumhuriyet'i korumak için ne yaptınız?
19 Mayıs için ne yaptınız?
...
19 Mayıs bu ülkede çoktan ölmüştü.
Öldürenler de en başta Atatürkçülerimizdir.
19 Mayıs her şeyden önce, tam bağımsızlık ruhudur.
Sorun Atatürkçülerimize tam bağımsızlığı?
"O ne?" diyeceklerdir!
Bu ülkenin Atatürkçüsü, Avrupacı olmuştur, Batıcı olmuştur, küreselleşmeci olmuştur...
Şimdi hangi yüzle 19 Mayıs ruhunu hatırlamaktadır ki!
...
Kaldı ki 19 Mayıs, bir savaşın ilk adımıdır.
Kurtuluş Savaşı'nın...
Mustafa Kemal'in 18 arkadaşı ile başlayıp, tüm yurdu düşman işgalinden kurtardığı o kutlu savaşın ilk adımı.
Hadi sorun Atatürkçülerimize.
Vatan kurtarmak, savaş, mücadele...
Ödleri kopar.
"Aman ha uslu olun" derler.
Evet, bu ülkede Atatürk gibi bir cesaret abidesinin, bir savaş dehasının adına, bu ülkenin gençlerine yıllardır, on yıllardır, uslu çocuk olmayı öğütleyen Atatürkçülerdir.
Vatan kurtarmak mı?
Aman evladım boş ver, sen okulunu oku...
Savaşmak mı?
Aman kızım sana mı kalmış, sen çocuğuna bak...
Böyle diye diye, Atatürkçülük gibi devrimci bir ideoloji, bir eylem stratejisi, düzen korkaklarının, sünepelerin, sığınağı haline gelmiştir.
19 Mayıs'ı kendi çocuklarına yasaklayan bu Atatürkçülerimiz şimdi AKP'ye kızgın.
Hadi ordan diyoruz.
Madem niyetiniz 19 Mayısçılık.
O zaman çucuğunuza öğütleyin:
Evladım, ülkemiz ele geçti, vatan için çık Samsun'a kurtar ülkeyi!
AKP'nin 19 Mayıs törenlerini yasaklaması Atatürkçülerimizi çok kızdırdı.
Herkes tepkili.
Ama biz herkes gibi düşünmüyoruz bu konuda.
Tam tersine AKP, 19 Mayıs törenlerini kaldırarak en doğrusunu yapmıştır.
iki açıdan doğrudur.
ilk önce, zaten Atatürk düşmanı bir iktidarın Atatürk'ü ve 19 Mayıs'ı anması, Ata'mıza en büyük hakarettir.
ikinci olarak, 19 Mayıs bu ülkede AKP'liler tarafından değil Atatürkçüler tarafından çoktan yasaklanmıştı.
...
Şimdi kimse kusura bakmasın, Atatürkçülerimiz AKP'yle uğraşacaklarına dönüp kendilerine baksınlar.
Atatürk 19 Mayıs'ı gençlere armağan etti ve bayram ilan etti.
Çünkü, Cumhuriyet 19 Mayıs'ta başlayan bir eylemin sonucu kazanılmıştı.
Cumhuriyet'i yaşatacak gençler de bu günü bir bayram olarak kutlayacaktı.
AKP'nin iktidarı ile birlikte, Abdullah Gül'ün Atatürk'ün makamına oturması ile birlikte, Cumhuriyet resmen olmasa bile fiilen sona ermiştir.
Olmayan Cumhuriyet'in mi bayramını kutlayacağız?
Üstelik bir de o adamlara mı kutlattıracağız bu bayramı?
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, çıkacaklar 19 Mayıs nutuğu mu atacaklar?
Sussunlar.
Uzak dursunlar.
Atatürk'ün adını bile ağızlarına almasınlar.
Yıktıkları Cumhuriyet'in bayramıyla dalga geçmesinler bari.
...
Bir de farklı perspektiften bakalım...
Cumhuriyet'i yıkan güç belli de onu koruyamayan güç nerede?
Evet asıl sorgulamamız gereken bu.
Cumhuriyet düşmanlarına "niye benim Cumhuriyetimi yıktınız?" diye söyleneceğinize, dönün kendinizi sorgulayın:
Cumhuriyet yıkılırken ne yapıyordunuz siz?
Cumhuriyet'i korumak için ne yaptınız?
19 Mayıs için ne yaptınız?
...
19 Mayıs bu ülkede çoktan ölmüştü.
Öldürenler de en başta Atatürkçülerimizdir.
19 Mayıs her şeyden önce, tam bağımsızlık ruhudur.
Sorun Atatürkçülerimize tam bağımsızlığı?
"O ne?" diyeceklerdir!
Bu ülkenin Atatürkçüsü, Avrupacı olmuştur, Batıcı olmuştur, küreselleşmeci olmuştur...
Şimdi hangi yüzle 19 Mayıs ruhunu hatırlamaktadır ki!
...
Kaldı ki 19 Mayıs, bir savaşın ilk adımıdır.
Kurtuluş Savaşı'nın...
Mustafa Kemal'in 18 arkadaşı ile başlayıp, tüm yurdu düşman işgalinden kurtardığı o kutlu savaşın ilk adımı.
Hadi sorun Atatürkçülerimize.
Vatan kurtarmak, savaş, mücadele...
Ödleri kopar.
"Aman ha uslu olun" derler.
Evet, bu ülkede Atatürk gibi bir cesaret abidesinin, bir savaş dehasının adına, bu ülkenin gençlerine yıllardır, on yıllardır, uslu çocuk olmayı öğütleyen Atatürkçülerdir.
Vatan kurtarmak mı?
Aman evladım boş ver, sen okulunu oku...
Savaşmak mı?
Aman kızım sana mı kalmış, sen çocuğuna bak...
Böyle diye diye, Atatürkçülük gibi devrimci bir ideoloji, bir eylem stratejisi, düzen korkaklarının, sünepelerin, sığınağı haline gelmiştir.
19 Mayıs'ı kendi çocuklarına yasaklayan bu Atatürkçülerimiz şimdi AKP'ye kızgın.
Hadi ordan diyoruz.
Madem niyetiniz 19 Mayısçılık.
O zaman çucuğunuza öğütleyin:
Evladım, ülkemiz ele geçti, vatan için çık Samsun'a kurtar ülkeyi!