ulusal parti adlı bir neonazi partisi kuran ve genel başkanlığı'nı yapan türksolu başyazarı. solcu olduğunu sanmıyorum. çünkü kurduğu partinin programında sosyalizmden bahsetmemektedir bile.
türk "solu"nun son sayısına "kürtler evine dönsün" başlıklı bir yazı yazarak, çatışmaların önlenmesinin yolunun, batının kürtlerden temizlenmesi olduğunu söyleyen faşist.
yazısında şöyle demekte: "Türkiye’nin Batı illeri 30 yıldır yoğun bir Kürt göçüne maruz kalmıştır. Bu 30 yıl boyunca herhangi bir tepki de gelmemiştir.
Türkler, şehirlerine gelen Kürtlere düşman gözüyle değil, yardıma ve desteğe ihtiyacı olan insanlar gözüyle bakmışlardır. Çoğu zaman Kürtlere pozitif bir ayrımcılık tanınmıştır.
Ancak böylesi bir misafirperverlikte bile Kürtler tercihlerini Türklerle birlikte yaşamaktan yana kullanmamıştır. Kürtler kendi mahallelerini kurmuş ve Türklerle aynı havayı solumak istememiştir."
bu kadar teori yapan adam çok yücelttiği türk milletinin arasına girse, bu durumun kürtlere has olmadığını anlardı. istanbul hakkında kısa bir bilgi toplasa sivaslıların, orduluların, giresunluların kendi mahallelerini oluşturduğunu görürdü.
yazılarının çoğunu midemin kaldırmadığı ağır faşist.ırkçı.türk ceza kanundan bu memlekette en fayda yararlanan insanlardan biri.kanunda türklüğe hakaret suçu var diğer milletlere hakaretin bini bin para.rezil,ırkçı, hakkında 2 satırdan fazlasını yazmaya değmeyecek bir adam.
(bkz: ajan provakatör) kişi. kürtlere düşman, solcu olduğunu iddia ediyor. hem ırkçılığın, şovenizmin dibine vuracaksın hem de solcuyum diyeceksin. buna ancak salaklar inanır.
yani atatürkçü, milliyetçi, solcu faşist gökçe fırat şöyle bir mantık zinciri kuruyor:
devlet, teröristi, ayaklanmacıyı, haini, alçağı, namussuzu yok etmek için vardır.
dersimliler terörist, ayaklanmacı, hain, alçak, namussuzdur.
o halde devlet dersimlileri öldürmek için vardır. vay anam vay! nefret kusuyor...
Bazı avanakların sadece yazılarına bakarak yorumladıgı kısı. %0, 21 oy alan bır partıye Mıt ajan sokmus sozde. Mıt IP'nın neyınden korkmus kı ajan koymus cok buyuk bır kıtlesımı var? HAYIR. Yanı kullıyen yalan Dogu Perıncek'ın yıne kanıtsız ajan dedıgı bır kısı daha cıktı. Turk Mıllıyetcılıgını benımseyen kısıdır kurdugu partı'nın tuzugune Ataturkculugu koyan Sosyalızm'ı koymayan kısı. PKK yandaslarını okullara almıyıp genclık hareketıyle doven kısıye haın denıyor.s PKK'lı dost TÜRK Haın haydı gıdın .
Ulusal parti genel başkanı ve Türksolu dergisi baş yazarıdır. Tam ismi Gökçe Fırat Çulhaoğlu'dur. işçi Partisine genç yaşta katılıp partinin gençlik kolu olan Öncü Gençlik liderliğine ve parti merkez yürütme kurulu üyeliğine kadar yükselmiştir. Sonrasında CIA'cı kliğe bağlı MiT ajanlığı suçlaması ile Doğu Perinçek tarafından partiden ihraç edilmiştir. Beraberinde partiden ayrılanlar ile birlikte CHP'ye geçmiş bu partiden de Kemal Derviş'in partiye katılması ile beraber istifa etmiştir.
2000'li yılların başında çevresindekiller ile birlikte başta istanbul'daki üniversiteler olmak üzere atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu çatısında örgütlenmeye başlamıştır. Aynı günlerde ileri adı altında bir teori dergisi çıkartmaya başlamıştır. Üniversitelerde kurduğu ilişkiler ve örgütlenme faaliyetlerinin de yarattığı destek ile örgütündeki öğrencilerden öğrenci temsilcileri çıkartmaya başlamış ve hem akademik çevrelerle yakınlık kurmuş hem de ilgili üniversitelerde daha rahat örgütlenme fırsatı yakalamıştır.
Örgütünün gücü artmaya başlayınca ekibi ile beraber 2 haftada 1 çıkan (sonra haftalık olarak çıkmaya başlayacak) Türksolu adında siyasi dergiyi çıkarmaya başlamıştır. Bu dergi ile kamuoyunda bilinirliği artmıştır. Örgütü hemen her gün ,gündüz büyük şehirlerin kalabalık yerlerinde gece ise kapı kapı dolaşarak dergi sattırmış, abone toplamıştır. Bu sayede örgüt finansman problemini de çözmüştür. Dergiye yazıları ile destek vermiş olan Yekta Güngör Özden, Vural Savaş, Sunay Akın, Şener Üşümezsoy, ilyas Salman, Öner Yağcı gibi bilinir isimlerin de dergi ve örgüt çevresinin bilinirliğine katkısı olmuştur. Tüm bu gelişmelerden sonra çıtayı yükseltmek isteyen Gökçe Fırat; tepki çekecek, merak uyandıracak pankart,eylem ve yazılarla kamuoyu bilinirliğini arttırmıştır (bkz: Ordu göreve) .
Bunu yaparken ise topladığı tepkiler ağırlıklı olarak olumsuzdur. Örgütünü başlarda savunduğu sosyalizm öğelerine tezat oluşturacak şekilde sürekli aşırı milliyetçi damara oynayan hatta düpedüz ayrımcılık ve sindirme politikası güden bir pantürkizme sürüklemiştir.
Sonunda partileşerek aynı sivri siyaset stratejisini izlemeye devam etmiştir.
Ajan olduğu yönünde sarf edilen iddialar tam olarak ispatlanamamış olmakla beraber bu iddianın aksi de ispatlanamamıştır. Doğu Perinçek'in ilgili dönemde durumu dönemin başbakanı Bülent Ecevit'e bir şikayet mektubu yazarak bildirdiği bilinir.
Türksolu'nun çıktığı ilk yıllarda derginin genel yayın yönetmeni ve Gökçe Fırat'ın en yakın kurmaylarından Erkin Yurdakul'un kendisini derginin penceresinden aşağı atarak intihar etmesi de bir dönem kuşku ile bakılan olaylardan biri olmuştur.
Mizaç olarak çevresindekilerle dalga geçmekten çekinmeyen, üslubu sert, örgüt içinde katı hiyerarşi uygulayan biri olarak tanınır.
kendisini solcu olarak nitelendiren; ama faşistin ağa babası olan ulusal parti genel başkanı. hem milliyetçi, hem solcu, hem de kemalist olduğunu iddia eden türk solu dergisinin de demirbaşlarından.
AKP'nin 19 Mayıs törenlerini yasaklaması Atatürkçülerimizi çok kızdırdı.
Herkes tepkili.
Ama biz herkes gibi düşünmüyoruz bu konuda.
Tam tersine AKP, 19 Mayıs törenlerini kaldırarak en doğrusunu yapmıştır.
iki açıdan doğrudur.
ilk önce, zaten Atatürk düşmanı bir iktidarın Atatürk'ü ve 19 Mayıs'ı anması, Ata'mıza en büyük hakarettir.
ikinci olarak, 19 Mayıs bu ülkede AKP'liler tarafından değil Atatürkçüler tarafından çoktan yasaklanmıştı.
...
Şimdi kimse kusura bakmasın, Atatürkçülerimiz AKP'yle uğraşacaklarına dönüp kendilerine baksınlar.
Atatürk 19 Mayıs'ı gençlere armağan etti ve bayram ilan etti.
Çünkü, Cumhuriyet 19 Mayıs'ta başlayan bir eylemin sonucu kazanılmıştı.
Cumhuriyet'i yaşatacak gençler de bu günü bir bayram olarak kutlayacaktı.
AKP'nin iktidarı ile birlikte, Abdullah Gül'ün Atatürk'ün makamına oturması ile birlikte, Cumhuriyet resmen olmasa bile fiilen sona ermiştir.
Olmayan Cumhuriyet'in mi bayramını kutlayacağız?
Üstelik bir de o adamlara mı kutlattıracağız bu bayramı?
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, çıkacaklar 19 Mayıs nutuğu mu atacaklar?
Sussunlar.
Uzak dursunlar.
Atatürk'ün adını bile ağızlarına almasınlar.
Yıktıkları Cumhuriyet'in bayramıyla dalga geçmesinler bari.
...
Bir de farklı perspektiften bakalım...
Cumhuriyet'i yıkan güç belli de onu koruyamayan güç nerede?
Evet asıl sorgulamamız gereken bu.
Cumhuriyet düşmanlarına "niye benim Cumhuriyetimi yıktınız?" diye söyleneceğinize, dönün kendinizi sorgulayın:
Cumhuriyet yıkılırken ne yapıyordunuz siz?
Cumhuriyet'i korumak için ne yaptınız?
19 Mayıs için ne yaptınız?
...
19 Mayıs bu ülkede çoktan ölmüştü.
Öldürenler de en başta Atatürkçülerimizdir.
19 Mayıs her şeyden önce, tam bağımsızlık ruhudur.
Sorun Atatürkçülerimize tam bağımsızlığı?
"O ne?" diyeceklerdir!
Bu ülkenin Atatürkçüsü, Avrupacı olmuştur, Batıcı olmuştur, küreselleşmeci olmuştur...
Şimdi hangi yüzle 19 Mayıs ruhunu hatırlamaktadır ki!
...
Kaldı ki 19 Mayıs, bir savaşın ilk adımıdır.
Kurtuluş Savaşı'nın...
Mustafa Kemal'in 18 arkadaşı ile başlayıp, tüm yurdu düşman işgalinden kurtardığı o kutlu savaşın ilk adımı.
Hadi sorun Atatürkçülerimize.
Vatan kurtarmak, savaş, mücadele...
Ödleri kopar.
"Aman ha uslu olun" derler.
Evet, bu ülkede Atatürk gibi bir cesaret abidesinin, bir savaş dehasının adına, bu ülkenin gençlerine yıllardır, on yıllardır, uslu çocuk olmayı öğütleyen Atatürkçülerdir.
Vatan kurtarmak mı?
Aman evladım boş ver, sen okulunu oku...
Savaşmak mı?
Aman kızım sana mı kalmış, sen çocuğuna bak...
Böyle diye diye, Atatürkçülük gibi devrimci bir ideoloji, bir eylem stratejisi, düzen korkaklarının, sünepelerin, sığınağı haline gelmiştir.
19 Mayıs'ı kendi çocuklarına yasaklayan bu Atatürkçülerimiz şimdi AKP'ye kızgın.
Hadi ordan diyoruz.
Madem niyetiniz 19 Mayısçılık.
O zaman çucuğunuza öğütleyin:
Evladım, ülkemiz ele geçti, vatan için çık Samsun'a kurtar ülkeyi!
AKP'nin 19 Mayıs törenlerini yasaklaması Atatürkçülerimizi çok kızdırdı.
Herkes tepkili.
Ama biz herkes gibi düşünmüyoruz bu konuda.
Tam tersine AKP, 19 Mayıs törenlerini kaldırarak en doğrusunu yapmıştır.
iki açıdan doğrudur.
ilk önce, zaten Atatürk düşmanı bir iktidarın Atatürk'ü ve 19 Mayıs'ı anması, Ata'mıza en büyük hakarettir.
ikinci olarak, 19 Mayıs bu ülkede AKP'liler tarafından değil Atatürkçüler tarafından çoktan yasaklanmıştı.
...
Şimdi kimse kusura bakmasın, Atatürkçülerimiz AKP'yle uğraşacaklarına dönüp kendilerine baksınlar.
Atatürk 19 Mayıs'ı gençlere armağan etti ve bayram ilan etti.
Çünkü, Cumhuriyet 19 Mayıs'ta başlayan bir eylemin sonucu kazanılmıştı.
Cumhuriyet'i yaşatacak gençler de bu günü bir bayram olarak kutlayacaktı.
AKP'nin iktidarı ile birlikte, Abdullah Gül'ün Atatürk'ün makamına oturması ile birlikte, Cumhuriyet resmen olmasa bile fiilen sona ermiştir.
Olmayan Cumhuriyet'in mi bayramını kutlayacağız?
Üstelik bir de o adamlara mı kutlattıracağız bu bayramı?
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, çıkacaklar 19 Mayıs nutuğu mu atacaklar?
Sussunlar.
Uzak dursunlar.
Atatürk'ün adını bile ağızlarına almasınlar.
Yıktıkları Cumhuriyet'in bayramıyla dalga geçmesinler bari.
...
Bir de farklı perspektiften bakalım...
Cumhuriyet'i yıkan güç belli de onu koruyamayan güç nerede?
Evet asıl sorgulamamız gereken bu.
Cumhuriyet düşmanlarına "niye benim Cumhuriyetimi yıktınız?" diye söyleneceğinize, dönün kendinizi sorgulayın:
Cumhuriyet yıkılırken ne yapıyordunuz siz?
Cumhuriyet'i korumak için ne yaptınız?
19 Mayıs için ne yaptınız?
...
19 Mayıs bu ülkede çoktan ölmüştü.
Öldürenler de en başta Atatürkçülerimizdir.
19 Mayıs her şeyden önce, tam bağımsızlık ruhudur.
Sorun Atatürkçülerimize tam bağımsızlığı?
"O ne?" diyeceklerdir!
Bu ülkenin Atatürkçüsü, Avrupacı olmuştur, Batıcı olmuştur, küreselleşmeci olmuştur...
Şimdi hangi yüzle 19 Mayıs ruhunu hatırlamaktadır ki!
...
Kaldı ki 19 Mayıs, bir savaşın ilk adımıdır.
Kurtuluş Savaşı'nın...
Mustafa Kemal'in 18 arkadaşı ile başlayıp, tüm yurdu düşman işgalinden kurtardığı o kutlu savaşın ilk adımı.
Hadi sorun Atatürkçülerimize.
Vatan kurtarmak, savaş, mücadele...
Ödleri kopar.
"Aman ha uslu olun" derler.
Evet, bu ülkede Atatürk gibi bir cesaret abidesinin, bir savaş dehasının adına, bu ülkenin gençlerine yıllardır, on yıllardır, uslu çocuk olmayı öğütleyen Atatürkçülerdir.
Vatan kurtarmak mı?
Aman evladım boş ver, sen okulunu oku...
Savaşmak mı?
Aman kızım sana mı kalmış, sen çocuğuna bak...
Böyle diye diye, Atatürkçülük gibi devrimci bir ideoloji, bir eylem stratejisi, düzen korkaklarının, sünepelerin, sığınağı haline gelmiştir.
19 Mayıs'ı kendi çocuklarına yasaklayan bu Atatürkçülerimiz şimdi AKP'ye kızgın.
Hadi ordan diyoruz.
Madem niyetiniz 19 Mayısçılık.
O zaman çucuğunuza öğütleyin:
Evladım, ülkemiz ele geçti, vatan için çık Samsun'a kurtar ülkeyi!
Saçma ve dayanaksız "ajan" iddialarına yanıt burada:
(#20652670)
Gökçe Fırat, birçok açıdan bu ülkenin fikir tarihinde bir çığır açmış bir aydın olarak tarihe geçecektir, hatta geçmiştir. Birincisi, "kürt istilası" denen sosyolojik gerçeği ortaya koydu ;direkt Izady, Minorsky, Nikitine, Bruinessen ve Charmoy gibi kürtçü akademisyenlerin iddialarını kullanarak da kürt denen etnisitenin emperyalistler tarafından yaratıldığını gösterdi. ikincisi, Türkiye'de üçüncü dünyacı bir hareket eksik iken; ne Rusçu ne Amerikancı bir bakış açısı ile bir dış politika yaratmıştır. Bu dış politikanın bel kemiği ise Türk birliğidir. Açıkçası, bu Yön hareketinden beri olan büyük bir eksikti. Üçüncüsü, solda mezhepçiliğe karşı tutum aldı, Kemal Tahir ve Attila ilhan gibi Türk sosyalistlerinin izinden giderek Osmanlı'yı aşağılamadan da solcu olunabileceğini gösterdi... Marks'ın sınıf temelli, 19. yy'da kalmış ve küflenmiş teorilerinin yerine Sultangaliyev'in millet temelli anti-emperyalizmini diriltmesi de dördüncü olsun.
Daha yazacak çok şey var... Gökçe Fırat, Türkiye için büyük bir şanstır. Birgün onu başbakan olarak göreceğime yürekten inanıyorum ve Sn. Çulhaoğlu'nun bu ülkeyi gerçekten kurtarabileceğine inanıyorum.
mhp ve chp'nin oyunu bölmesi için muhtemelen akp tarafından pohpohlanan bir kişi. uzun süre dergisini takip ettiğim halde kendisine ısınamadım. lahmacun yemeyin diyerek navileri türk yaparak milliyetçilik yapmaya çalışan adamdan ne bekliyorsunuz acaba. deniz gezmiş, mahir çayan ve nazım hikmet ile milliyetçilik yapılmaz bunu öğrenmesi gerekir. türk milliyetçiliği için 5.000 şehit veren mhp milliyetçi değildir demek 3-5 çakma sosyaliste kalmamıştır. milliyetçiliği ırkçılıkla karıştırarak sosyalizme selam çakarak kendisinin ne durumda olduğu ortadadır. üniversiteli bir avuç kemalist genç dışında kendisini ciddiye alan yoktur.
bu yazıyı yazma sebebim kendisinin bir yazısındaki hatasıydı. bugün iranda şii katliamcısı olarak anılan, yavuz sultan selimden daha fazla nefret edilen timur'un şii olduğunu iddia edebilmek büyük cahilliktir. savaştığı yıldırım bayezit'e göre timur daha muhafazakar ve daha net sünnidir. irandaki şii akımlar kendisinden sonra safeviler gelene kadar 100 yıllık uykuya dalmıştır. kendisini sevenlere daha fazla tarih okumayı tavsiye ediyorum çok sevdiğiniz gökçe fırat gibi komik duruma düşmeyin.