98 yılında kaybettiğimiz, aklıma manço hayranlığıyla kazınan vitamin 'den tanıdığımız değerli müzisyen. aynı zamanda tiyatro topluluğu falan kurmuşluğu da vardır.
yıllar evvel hep beraber çalınıp söylenen vitamin şarkılarını anımsatmıştır, iyi de yapmıştır.
gece gece akla gelmiş içi bir tuhaf etmiş insan. küçücük çocuktum öldüğünde cenazesini izlemiştim televizyondan, kız kardeşinin tabutun başında uyandı galiba diyerek ağlayışı hiç çıkmaz aklımdan.
90'lı yıllara damgasını vuran, yeteneği tam keşfedilemeden göçen, özlenilen insandır. trafik kazasını yaptığı yerden her geçişimde içim cız eder. anısına yapabildiğim tek şey o sokaktan her geçtiğimde bir sigara yakıp, 90lı yılları hatırlamaktır.
1998 yılında feci bir trafik kazasında kaybettiğimiz sanatçımız. grup vitamin ile daha pek çok güzel işe imza atacakken böyle talihsiz bir olayın olması biz sevenlerini üzmüştür.
doğum gününden * 5gün sonra daha 27 yaşındayken (bkz: 27 sayısının laneti)aramızdan ayrılan yetenek abidesi kişilik. doğumgünlerimizin aynı olması sebebiyle ara ara aklıma hep aynı soru gelir. ya ben de...? neyse ne. isteğim, o soru cevap bulursa benim de mezar taşımda aynı şey yazsın yeter. ''beraber eğlenemeyen insanlar,beraber bir gelecek kuramazlar.''
12 ocak 1969 istanbul doğumlu, tiyatro sanatçısı ve müzisyendir. grup vitamin grubunun solistidir. 29. yaşına girdikten birkaç gün sonra, trafik kazasında yaşamını kaybetmiştir.
yazıklar olsun bize ki unutulandır... suratımıza tükürse hakkımızdır.
dün -dilim varmıyor ama- ölüm yıl dönümüydü gökhan abi'nin. gün içinde girilen entryler arasında aradım bulamadım ismini. iyimser davranıp herhalde başlıkların hızlı değişmesinden olsa gerek diye başlığına girdim. yok. kimse hatırlamamış. olsun dedim. ben yazayım madem. kendimce onu andım. sonra bekledim bakalım kaç kişi daha hatırlıyor diye.
gittiğin günü pek hatırlamam. zaten soyadlarımız aynı diye sen öldükten sonra okulda hep sordular bana "akrabanız mıydı?" diye... akrabalık yoktu annem söylemişti. senin şarkılarını dinlerdim komikti benim için. katıla katıla gülerdim. eğlenceliydi. öncelikle şunu bil; sen mizah kelimesini harf harf yemiş ince zekalı biriydin. gençliğin, samimiyetin, gülüşün, müzik kulağın hepsi şahaneydi. o dönem yaptığınız şarkılar bile bu gün, beş kanallı ses sisteminde dinlenebilir. bu gün şarkıcıyım diye geçinenler daha senin 'ti' ye almak için hazırladığın şarkıların alt yapısını bile geçemiyorlar. neyse ya bu teknik konuları geçelim... can sıkı olmak istemem.
abi sen gittin gideli bu gençler çok değişti. unuttular seni be abi. salak saçma insanlara değer verip; seni, barış abi'yi, paşamızı, cem abi'yi hatta sadri abi'yi bile unuttular...
ve ne var biliyor musun? bu saydıklarımı dinleyenlere -izleyenlere de hor gözle baktılar. aşağıladılar. ben izin vermiyorum abi onlara. kim gelirse gelsin, kim ne derse desin, seni tanımasam da, hiç konuşmamış olsam da, bazen yüzün bile bir silüetten öteye gitmese de hatrımda, inan özlüyorum seni abi be...
sen gittikten sonra bir şarkı söylediler senin için abi. seninle beraber söyledikleri şarkılar gibi eğlenceli değil. insanın boğazına düğüm atan o şarkılardan. sen olsan belki dalga geçerdin. böyle şarkı mı olur derdin. ama abi, senin şarkılarından birini dinlediğim de hep aynı şey oluyor. önce gülmemek için zor tutuyorum kendimi. sonra ağlamamak için. şarkıda dediği gibi sıkılıyorum istanbul'dan zoruma gidiyor abi... nasıl bir vefasızlıktır bu abi?! seni dinlemiş bir insan nasıl hatırlamaz seni? o kadar mı yaşlandım ben ki etrafımda seni dinleyen insan kalmadı?!
--spoiler--
bu sabah yine her sabah ki gibi sıkıldım istanbul'dan
moralim bozuk, cereyan kesik, hele bir de sen yoksun ya, çok yazık...
--spoiler--
sinirimden derdimi de anlatamadım abi sana ya... neyse... sen onlara bakma abi... biz üç kişi de olsa seni unutmadık... ben çocuklarıma tanıtmadan, seni onlara emanet etmeden ölmek istemiyorum açıkçası... ne desem laf değil abim... odalarda ışıksızım abim...