Kış aylarında kar yağarken şimşek, yıldırım ve gök gürültüsü nadiren olur. Yıldırım ve gök gürültüsü en çok yaz aylarında, hava ılık ve nemli iken yükselen havanın etkisiyle olur. Kış aylarında havanın alçak ve yüksek kısımları arasında ısı farkı az, alçak seviyelerde ise nem de fazla olduğundan şimşek, yıldırım ve sonucunda gök gürültüsü olayı daha az görülür.
Şimşek veya yıldırım etraflarındaki havayı saniyenin milyonda biri kadar bir sürede 30.000 dereceye kadar ısıtırlar. Isınan bu hava aniden genleşir, genişler. Normal atmosfer basıncının neredeyse 100 misli bir basınçla, ses hızından çok hızlı ses dalgaları yayar. Bu aynen ses hızını geçen uçaklarda olduğu gibi kulağımıza bir nevi patlama sesi olarak ulaşır. Buna gök gürlemesi diyoruz.
Şimşek de, yıldırım da tek bir olay değil bir seri olayın birleşimidirler. Yıldırımın ilk çakışından sonraki yukarı doğru olan dönüş çakışında, elektrik akımı daha güçlü olduğundan kulağımıza gelen ikinci ses birincisinden güçlüdür.
Yıldırım veya şimşeğin görülmesi ile gök gürlemesinin duyulması arasında geçen süre saniye olarak ölçülür ve üçe bölünürse uzaklık kilometre olarak bulunabilir. Çünkü gök gürültüsünün sesi bize ses hızı ile ulaşırken, şimşek ve yıldırımın görüntüsü gözümüze ışık hızıyla ulaşır.
Gök gürlemesi normal şartlarda 24 kilometreden daha fazla mesafelerden işitilmez.
şuan duyup yerimden fırlamama sebeb olan hadise. aman yarabbim bu neydi böyle. önce şimşek ardından gürleme. ben sana inanıyorum yarabbii. mecidiyeköy sallandıı.
gecenin bir saati zaten zar zor uyutulan 9 aylık bebeyi uyandıracak korkusuyla yerinden sıçramana sebep olur bazen... yoksa sesten korkacak tip değildik de işte, dayı olmak zor...
kadim eski turk inanisinda gogun gurlemesi her seyin sahibi tanri. tengrinin hiddetinin metaforu sayilirdi. gokte bulunan tanri ofkesini bu sekilde kusarken halk onu hosnut etmek icin ikamet ettikleri cadirin etrafinda bir a kase kimiz koyarak donerdi uc kez.
oba gencleri ise gures tutarak tengrinin gonlunu hos tutmaya calisirlardi.