Bu kısa cümle, Türklerde silah üzerine yapılan ant/yemin geleneğinin ilk örneğidir.
Kılıç kabzası tutularak yapılan bu ant/yemin “eğer sözümde durmazsam bu kılıç bedenime gök gibi mavi girsin, kanıma bulanarak kızıl çıksın” anlamına gelir. Gök mavisi rengi, yeni su verilmiş çeliğin üzerindeki mavi renktir.
Bu ant/yeminin Türk tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
Türkler, bir savaş öncesinde veya bir işe başlarken bu sözlerle ant/yemin içerlerdi.
Özellikle savaşa başlamadan önce orduya komuta eden han, hakan veya ordu komutanı kılıcını havaya kaldırarak bu ant/yemini haykırır, ardından bütün ordu da bu sözleri tekrar ederek bu kutlu ant/yemini ederlerdi.
Prof. Dr Abdülkadir inan “Makaleler ve incelemeler 1 cilt” kitabında Bu ant/yemini şu şekilde anlatır. “Eski Türk gelenek ve göreneklerini çok iyi bilen Mahmut Kaşgarî temür (demir) kelimesini açıklarken ant formüllerinden biri olan “gök girsin, kızıl çıksın” cümlesini naklederek Türk andı hakkında şu malumatı veriyor: “Bu sözün başka bir anlamı vardır. Türkler ant içtiklerinde yahut ahitleştiklerinde kılıcı çıkararak yanlama öne korlar. “Bu kök girsin, kızıl çıksın “ derler ki, sözümde durmazsam (yani yalan söylersem) kılıç kanıma bulansın demir benden öcünü alsın demektir.”
Gururumu satarsam,
Türklüğe su katarsam,
ite kemik atarsam;
Gök girsin kızıl çıksın!
Terlemezse göynekler,
Sürçerse ak toynaklar,
Yüz bulursa oynaklar;
Gök girsin kızıl çıksın!
Anayurt Tanrı dağı,
Hâzırlansa hep yağı,
Terkedersem başbuğu;
Gök girsin kızıl çıksın!
güzel bir yemindir...savaşlar hala kılıç kalkan ve bilek gücü ile yapılıyor olsa, dünyanın hakimi yine türkler olurdu...keşke o yıllarda aşamış olsaydım, şimdikinden kat ve kat mutlu olurdum kesin.
Bugünkü yolumuzdan dönersek ölelim demenin Türk Tarihi'ndeki halidir.
Tarih bilmez mallar bunu söyleyenin ırkçı olduğunu sanarlar.
Azıcık okuyup araştırın.
bir türk yemini.
eski bir ırkçı(bununla niye gurur duyuyorduk bilmiyorum, on beş yaşındaydık diye herhalde) olarak söylüyorum bu tip şeyleri günlük hayatta kullanmak avel işidir. oldu olacak çekelim çadır kuralım boş bir arsaya.
ben eskiden bu işin içinde bir insandım. misal veriyorum lavuğun teki masaya gelir selam verirdi, kalkarken de "esenlikler andam" der öyle giderdi. bunun kadar komik duran başka bir durum var mı? türkçüyüz, milliyetçiyiz diye börk giyip kımız içecek halimiz yok. her solcunun parka giyip posbıyık bırakma zorunluluğu mu var mesela? boş işler yani bu gök girsinler, andalar, esenlikler dilemeler, cennet yerine uçmağ demeler, doğum günü yerine ad günü demeler vesaire. türkçülük boş iş demiyorum bakın, bunu anlayın. geçmişe yönelik özleminizi anlıyorum biz de geçtik o yollardan. ama gelin çağdaş, medeni bir türkiyede, atatürk ilke ve inkılaplarının çevresinde buluşalım.
kutlu gec- ahahah, iyi geceler.
Ve Fatih Dedenin Feyziyle Yıkılsın Kaleler
Gökte Bir Baş Bulutu
Kürşad'da Diz Vursun Kabenin Huzurunda
Yemin Olsun,Gök Girsin Kızıl Çıksın
Alınacak Öcü Türkmenin,Kafkasın,Çeçenin ve Uluğ Türk'lerin
Yemin Olsun,Gök Girsin Kızıl Çıksın
Dağ Gibi Çerilerin Tokatları Patlasın Hainin Ensesine
Yemin Olsun,Gök Girsin Kızıl Çıksın
Türk tarihinin en önemli yeminlerinden olan 'Gök girsin kızıl çıksın' ne anlama gelmektedir? işte cevabı...
"Gök girsin kızıl çıksın" Türk tarihinin en önemli yeminlerindendir. Yeni su verilmiş çelik üzerindeki mavi rengi görmedikçe anlamı kavranılamayan yemindir. Kızıl ise kanın rengidir. Ayrıca Türklerde silah üzerine yemin etme geleneğinin ilk örneğidir. Kılıç kabzası tutularak söylenen bu yeminin anlamı "eğer sözümde durmazsam bu kılıç bedenime gök gibi girsin, kanıma bulanarak çıksın"dır.
bu yemin edilirken yemini eden kişi kılıcını yukarı kaldırıp "kök girsun kızul çıksun" dermiş.
yani "eğer ben sözümden dönersem bu kılıç bedenime kök-gök(mavi) -çelik mavisi kastediliyor- girsin, kızıl (kan kırmızı) çıksın" demektir.
hadi bilinmedik birşey yazayım
eski türkçede kılıcın parlak rengine verilen isim "gök"tür, bizim metalik veya gümüş gri dediğimiz rengi bu şekilde ifade ederler. farklı versiyonlari olan bu sözle (yemin demek abartıdır bence) ifade edilen anlam da böylelikle açığa kavuşmuş olur.
farkli versiyonlardan bir tanesi su sekildedir:
davamda yandaş
yolumda yoldaş
aşımda paydaş
sırrımda sırdaş
ol dediğin yerde olmazsam
dur dediğin yerde durmazsam
gök girsin kızıl çıksın
burada aybi zamanda eski turklerin değer verdikleri manevi olgularin sıralamasına da atıf varmış...
vermiş oldugu bilgileri sizlerle paylaştığım kişi (sanırım artık doçent olan) dtcf türkoloji ogrencisi ozdemiri saygi ve minnetle anıyorum...