küresel ısınmanın etkilerini denizlerine yerleşen kızıldeniz kökenli balıklarla ödeyen kasaba. canım lagoslar, orfozlar yumurtalarını bu çirkin, şişen ve yenmeyen balığa kaptırıyor. o kadar çoğaldılarki artık balıkçılar elleri boş dönüyor.
edit: araştırmalarım sonunda bu balığın balık yumurtası yemediğini öğrendim. yine de her attığınız oltada bu balığı çekmeniz çok rahatsızlık verici.
sadece 1 (yazıyla bir!) gün geçirip, tekne turu ile koylarını gezip görme şansına eriştikten sonra kendi kendime:
-insanlar tatil yapmak için neden maldivlere, karayip adalarına, haitiye filan gider acaba bu memlekette böyle yerler varken? diye sorduran, güzelliği ile insanın sıtkını sıyıran, tanımlanamayan bir yer!
arkadaşımda gün sonunda şöyle bir yorumda bulunmuştu ki buraya yazmayı borç biliyorum:
-kurtuluş savaşında can veren şehitlerimiz * bize sadece anadoluyu değil bonus olarakta buraları bırakmış!
türkiye'de gezmiş olduklarım arasında en güzel belde. arkadaşlarla kafa dinlemek için, tatil yapmak için, sevgiliyle kaçamak yapmak için, ya da sevgiliden kaçmak için inanılmaz uygun. kim bilir belki bir gün tamamen yerleşirim.
kalabalık yerlerden ve zenginlerin triplerinden sıkılmış insanın cebini de yakmayan tatil yeri. yazın bile öyle sakindir ki, kendinizi sonbaharda zannedersiniz. hafif dalgalı denize karşı oturur ve kalabalıktan geçilmeyen tatil yerlerinin gürültüsünden uzakta sessizliği tadarsınız.
akdeniz ve ege nin kucaklaştığı sularda , tarihin ve doğanın mükemmel birleşimi olan , mavi yolculukların vazgeçilmez durağı , fethiye ve dalaman arasındaki küçük cennet.
her tarafına inşaat makinalarının arı gibi dadandığı, eski güzelliklerinin artık sadece bir efsane gibi kulaktan kulağa gezdiği, dağlarının insan yapımı taş yığınlara döndüğü ve sevenleri tarafından acı ile izlenen tatil köyü
Kelimenin tam anlamiyla Mugla'nin sirin kasabasi. 5000 nufusuna ragmen Turkiye'nin yat merkezi. Her ne kadar son yillarda tadi kacsa da nereye gidersem gideyim hep yuregimde kalacak.