Kelimenin tam anlamiyla Mugla'nin sirin kasabasi. 5000 nufusuna ragmen Turkiye'nin yat merkezi. Her ne kadar son yillarda tadi kacsa da nereye gidersem gideyim hep yuregimde kalacak.
her tarafına inşaat makinalarının arı gibi dadandığı, eski güzelliklerinin artık sadece bir efsane gibi kulaktan kulağa gezdiği, dağlarının insan yapımı taş yığınlara döndüğü ve sevenleri tarafından acı ile izlenen tatil köyü
akdeniz ve ege nin kucaklaştığı sularda , tarihin ve doğanın mükemmel birleşimi olan , mavi yolculukların vazgeçilmez durağı , fethiye ve dalaman arasındaki küçük cennet.
kalabalık yerlerden ve zenginlerin triplerinden sıkılmış insanın cebini de yakmayan tatil yeri. yazın bile öyle sakindir ki, kendinizi sonbaharda zannedersiniz. hafif dalgalı denize karşı oturur ve kalabalıktan geçilmeyen tatil yerlerinin gürültüsünden uzakta sessizliği tadarsınız.
türkiye'de gezmiş olduklarım arasında en güzel belde. arkadaşlarla kafa dinlemek için, tatil yapmak için, sevgiliyle kaçamak yapmak için, ya da sevgiliden kaçmak için inanılmaz uygun. kim bilir belki bir gün tamamen yerleşirim.
sadece 1 (yazıyla bir!) gün geçirip, tekne turu ile koylarını gezip görme şansına eriştikten sonra kendi kendime:
-insanlar tatil yapmak için neden maldivlere, karayip adalarına, haitiye filan gider acaba bu memlekette böyle yerler varken? diye sorduran, güzelliği ile insanın sıtkını sıyıran, tanımlanamayan bir yer!
arkadaşımda gün sonunda şöyle bir yorumda bulunmuştu ki buraya yazmayı borç biliyorum:
-kurtuluş savaşında can veren şehitlerimiz * bize sadece anadoluyu değil bonus olarakta buraları bırakmış!
küresel ısınmanın etkilerini denizlerine yerleşen kızıldeniz kökenli balıklarla ödeyen kasaba. canım lagoslar, orfozlar yumurtalarını bu çirkin, şişen ve yenmeyen balığa kaptırıyor. o kadar çoğaldılarki artık balıkçılar elleri boş dönüyor.
edit: araştırmalarım sonunda bu balığın balık yumurtası yemediğini öğrendim. yine de her attığınız oltada bu balığı çekmeniz çok rahatsızlık verici.
asıl ismi gocek olmayan fakat ingiliz turistlerin "ç" harfini seslendiremekte zorlanmasından ötürü ismi değiştirilmiş turizm cennetidir. ufak bir yer olduğu konusunda hem fikir olmakla birlikte türkiye'nin turizm pastasından diğer bir çok büyük turizm merkezine oranla daha fazla pay alır. bunun sebebi ise zengin turist çekmesidir. antalya da bi hafta kalıp her şey dahil ortalama 1,500 ytl türkiye'ye bırakan paçoz turistlere inat bu kaliteli insanlar 3 günlüğüne kiraladığı teknenin biz çalışanlarına hizmet ve tekne kalitesine göre 3 ila 8 bin euro bırakabiliyor. doğal liman olması deniz tutkunlaraına avantaj sağlarken 3 tane uluslar arası standartlarda marinasıyla ilgi topluyor. hatta rodos'a gelen bir çok avrupalı turist tatilini yarıda bırakıp göçek'e geliyor,çünkü göçek yakınlarındaki (5-10 mil) bazı adalrda müthiş antik kentler olması . zanlımca golf sahaları yapılsa türkiyenin turizm gelirini %10 arttırabileceğine inandığım turizm kasabası.
çarşı merkezinde bulunan lokanta, wc kullanım ücretini 10 tl olarak belirlemiş, diğer ücretleri siz tahmin edin artık. yerli turiste uygun bir tatil beldesi değil.