şanlıurfa'da bulunan ve tarihin en eski yerleşim yeri olarak kabul edilen bölge. hatta cennetten kovulan hz adem'in ve hz havva'nın bu bölgede yaşadığı şayiası da mevcuttur.
1963'te fark edilen dokuz hektarlık kazı bölgesinin önemi yaklaşık 10 yıl kadar önce tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren Mahmut Kılıç sayesinde anlaşılabilmiştir.
Şanlıurfa'ya 80 dakikalık bir mesafede, Örencik Köyü yakınlarındadır. 1995 yılında ilk kez Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü'nün işbirliğiyle kazı çalışmalarına başlandı. Kazılar Alman arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt'in başkanlığında yürütülmekte olup, her yıl eylül ve ekim aylarında 10 haftalık bir süreç içinde yapılmaktadır.
Günümüze kadar yapılan kazılar sonucunda bir Neolitik Çağ yerleşimi olduğu anlaşıldı. Tarihi M.Ö 11 bin yıllarına uzanan Neolitik Çağ'dan kalma, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu taşlar günyüzüne çıkartıldı. Bölgenin önemi ise günyüzüne çıkarılan en büyük tapınma alanını barındırmasıdır.
Günümüze kadar yapılan kazılarda elde edilen bulgular çerçevesinde uzmanlar neolitik çağ insanının henüz çevresinde yer alan hayvanları evcilleştiremediğini düşünmektedir. *
urfa' da bulunup, bbc - how art made the world belgeselinde anlatıldığına göre m.ö 11 bin yıllarında insanların göçebe hayattan yerleşik tarım hayatına ilk geçtiği yer olarak bulgularla varsayılan, zamanının en büyük ibadet yeridir.
urfa'ya arabayla 20-25 dakika uzaklıktadır. tarihin en eski yerleşim yeri olarak anılmaktadır. şu en'leri sevmem, ama görme fırsatını iki hafta önce kaçırdım.
13000 yıldan bahsediliyor. knidos derdik, antik kent derdik. bir şey değilmiş onlar bee! mö 11000. sene 2010. boşuna denmez medeniyet doğudan batıya geçmiştir diye.
Dünya insanlık tarihini değiştiren yer.14 bin yıllık dünyanın bulunan en eski büyük tapınağının bulunduğu Adem ve havva nın dünya kovulduğu Garden of Eden denilen cennet bahçesi.Neopolitik dönemin en çarpıcı ve şaşırtıcı kalıntıları.
bbc tarafından mükemmel bir belgesel filmi çekilmiş ama ne yazık ki nerede gösterimi yapıldığını ya da satın alınıyorsa nereden temin edileceği bir türlü öğrenilemeyen, insanlık tarihinin baştan yazılmasını gerektiren, tarihin temel "taşlarını" oluşturan 12000 senelik tapınak.
insanlik tarihinin bilinen ilk tapinagidir. dikili taslar biciminde ve uzerinde resimler olan bu tapinak ,insanlik tarihine yonelik bazi ongoruleri tamamiyla degistirecek gibi gorunuyor.
nedir gobekli tepeyi bu kadar onemli yapan?
-urfa daki bu tapinak bulunmadan onceki butun ongoruler su sekilde idi;oncelikle tarim baslar ardindan medeniyet icin gerekli yerlesim kurulur.organize olurlar ve kendileri icin gerekli sosyal duzenekleri kurarlar.tapinak gibi..
oysa,gobekli tepe kuruldugu zaman( 11 bin yil once) henuz tarim baslamamis ve evcillestirilmis hayvanlar yok.hatta tarim 500 yil sonra basliyor.dunyanin en eski bugday ogutme kalintilari 20 km otede bulunuyor. bulunan hayvan iskeletleri gosteriyor ki hicbir hayvan evcil degil.
yani bu siteyi yapan adamlar avci ve tapinak avdan dolayi bir sukran gostergesi olarak yapilmis bir tas sembol.
Şu anki bilgiler çerçevesinde dünya üzerindeki en eski yerleşim yeri olduğu söylenmektedir. Söylenenlere göre klan-totem anlayışının sergilendiği bir ayin yeri. Klanlar ortak bir toteme tapınmak için yılın belli bir döneminde buraya gelir, ayinlerini yapar ve tekrar geldikleri yerlere geri dönerlermiş. Nereden gelip, tekrar nereye döndükleri henüz anlaşılamamış.
T biçiminde sütunlar mevcuttur ve sütunların üzerinde çeşitli hayvan rölyefleri bulunur. Timsah rölyefi bile vardır ya da ona benzeyen bir hayvanın. Kazı çalışmaları Alman araştırmacıların yönetiminde devam etmektedir. Şu anki bütçe ve çalışma planına göre kazının yaklaşık 100 yıl sürmesi beklenmektedir. Tarih kitaplarını değiştirebilecek nitelikte bir keşiftir.
tarih hakkında bildiklerimizin aslında hiç bildiğimiz gibi olmadığını anlamamızı sağlayan muhteşem tapınak...
Yaklaşık olarak 15 sene önce ortaya çıkartılan Göbeklitepe; Şanlıurfa'ya 20 km mesafedeki Örencik Köyü'nde bulunan bir tapınma merkezidir. Kazılar ilk olarak 1995 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü'nün işbirliğiyle başladı ve şuan Alman arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt'in başkanlığında yürütülmektedir.
Günümüze kadar yapılan kazılar sonucunda bir Cilalı Taş Devri tapınağı olduğu anlaşılan bu tapınakta, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan (yabani sığır, akrep, tilki, yılan, örümcek, aslan, yaban eşeği, yaban ördeği) ve bitki figürlerinin bulunduğu taşlar günyüzüne çıkartıldı. Bu tapınak, dünyanın en eski tapınağı olması ve günyüzüne çıkarılan en büyük tapınma alanı olması yönünden son derece önemlidir. Çeşitli yaş belirleme yöntemleri ile MÖ 12 000 yıllarına tarihlenen Göbeklitepe, daha önce dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen Stonehange'den yaklaşık 7000 yıl daha eskidir.
Yapılan araştırmalar sonucunda bölgede yerleşim tespit edilememiştir. Tapınağın yapıldığı dönemde bölgede yaşayan insanların, avcı-toplayıcı olarak bir Erken Neolitik Çağ uygarlığını temsil ettikleri ve henüz yerleşik hayata geçmediğini düşünülmektedir. Ancak henüz yerleşik bir düzene geçmemiş insanlar böyle karmaşık bir yapıyı neden yapar, buna henüz cevap verilememektedir. Ancak bir tapınak oluşturduklarına göre bu insanların bir dine sahip oldukları düşünülmektedir.
Tapınağı gizemli kılan diğer bir ayrıntı, yapıldığı tarihten yaklaşık olarak 1000 sene sonra bilerek toprakla örtülmesi ve gömülmesidir.
Göbeklitepe'de bulunan tapınakların ortak noktaları;
- Yüksek taş duvarlarla çevrilmiş olmaları
- Sıvı geçirmeyecek bir tabana sahip olmaları ve su giderleri ile desteklenmeleri (Muhtemelen sıvı akan törenler için)
- Tüm tapınaklarda çevredeki taşların oluşturduğu dairenin merkezinde yer alan iki büyük T şekilli taşın olması
- Tüm T biçimli taşların üzerinde çeşitli hayvan, bitki, sembol ve insan kabartmaları ve boyama resimlerin olması
Kireçtaşından yapılan bu dikilitaşlar muhtemelen çakmak taşı ile yontulmuştur. Ancak ilginç olan diğer bir konu ise, kireçtaşının bulunduğu en yakın yerin 2 km uzakta olmasıdır. O büyüklükte taş parçaları, daha tekerleğin bile icat olmadığı çağda nasıl oraya taşınmıştır bilinmemektedir.
Şuan ortaya çıkartılan 4 tapınak için ve hatta gömülü duran 16 tapınak için de belli bir plana uyularak yapıldığını söyleyebiliriz. Hepsi çatısı olmayan açıkhava tapınaklarıdır. Her tapınakta T şekilli stilize edilmiş insan formundaki dikilitaş sayısı ve bu taşların boyutları farklılık göstermektedir. Tapınakların tek ortak noktası; hepsinin ortasındaki büyük T harfine benzeyen, yine stilize edilmiş insan şeklindeki iki dikilitaştır.
Şimdiye kadar 3 farklı formda tapınak bulunmuştur. Bunlar B,C ve D tapınaklarıdır. C Tapınağı spiral yapıdadır. D Tapınağı daha elips bir plandadır.
Tapınaklarda dikilitaşların üzeri oldukça zengin kabartmalarla süslenmiştir.
(kaynak: ders notlarım ve dünyanın ilk tapınağı: göbeklitepe belgeselidir.)
bilinenin aksine yerleşim yeri değildir. çünkü o yıllarda henüz yerleşik hayata geçilmemiştir. fakat göçebe ve toplayıcı iken bir tapınak yapma gereği duyulmuş olması ilginçtir. bahsi geçen yıllarda henüz metal işleme icat olmadığından dolayı metreler boyundaki kaya bloklar çakmak taşları ile şekillendirilmiş, inanılmaz hayvan motifleri ile süslenmiştir.
benim teorime göre göbeklitepe insan kurban edilen bir alandı. buna kanıt olarak tapınakta ki taşların üzerine çizilmiş insan figürlerinin hiç birinin kafası olmadığı, dikilmiş büyük t şeklindeki taşların yanlarına kollar çizilmiş olmasına rağmen yine de başsız insanları tasvir etmesidir. üstelik bu t şeklindeki taşlar kenarlarında ortalama 100 kilo taşıyacak güçte delikler barındırmaktadır. muhtemelen kafası kesilmiş insanlar kollarından bu taşlara asılıyordu. bunu kanıtlarcasına tapınakta yapılan kazılarda başları bedenlerinden ayrı bir şekilde bulunan iskeletler bulunmuştur.
ama en ilginci bu tapınak kısa bir süre sonra yine insan eliyle toprak altına bırakılmıştır. günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmasının tek sebebi budur. acaba neden ortadan kaldırılmıştır yada gizlenme gereği duymuştur bu büyük bir sırdır.
Biz 'kültürü' yerleşik yaşama geçen, tarımı öğrenmiş, hayvan evcilleştirmiş kişilerin 'boş zaman' avantajının ürünü zannederdik. Ki dünya hala öyle zannediyor olabilir Göbeklitepe' yi görmedilerse eğer...
12.000 yıllık göbeklitepe kalıntıları, avcı-toplayıcıların beklenmeyen, hayret verici kültürünü gözler önüne serer. Tapınak inşası, mükemmel kabartmalar hatta heykeller... Urfa' nın 20 km kadar doğusundadır... Tüm ezberimizi bozan bir yerdir.Bölgede Alman bilim adamları araştırma yapmaktadır, Türk üniversiteleri de uyumaktadır.
ahmet yeşiltepe'nin zaman yolcusu' programında yer verdiği urfada bulunan onbirbin yıllık tapınak benzeri yapıların olduğu arkeolojik alan. kazı başkanı alman klaus schmidt'tir.
--spoiler--
Göbeklitepe, arkeoloji dünyasının en büyük keşiflerinden biridir. Çünkü daha şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen avcı-toplayıcı toplumların tapınak inşa etmiş olduğunu gösteren ilk örnektir ve bu da şehirleşme yani medeniyet tarihinde devrim niteliğinde bir buluştur. Hatta bu buluşu sebeple kazıyı yapan Dr. Klaus Schmidt, "Önce tapınak geldi, şehir sonradan geldi" demiş ve bu sözüyle erken medeniyet tarihine yeni bir açılım getirmiştir.
--spoiler--
Ahmet Turgut Yazman tarafından belgesel filmi yapılan gizemli höyük. 2010 yapımı belgesel uluslararası bir çok ödül almıştır. 2011 yılı sonunda heyecanla beklenen DVD' si satışa sunulmuştur. Bence kurgusuyla, müzikleriyle, görselliği ile oldukça etkileyici olmuş. Sunulan bilgiler, benzerlikler Vay be! Acaba? Nasıl yani? dedirtiyor. Bu höyük gerçekten Türkiye için bulunmaz bir nimet. Tarihi ciddi anlamda değiştirecek şeyler var orada. Ve evet bütün gizem anadoluda... Mutlaka izlenmesi gerekli.
Kutuda iki DVD var. Birincisinde belgesel, ikincisinde söyleşiler var. ikinci dvd' deki Metin Bobaroğlu ile yapılan program insanı bambaşka yerlere götürüyor...
megan fox türkiyeye geldiğinde türkiye hakkında ne biliyorsunuz sorusuna şanlıurfanın göbeklitepe yerini söylemiş ama karşısındaki sunucu saba tümer göbekli tepenin ne olduğunu bilmeyerek sessiz kalmıştır.
o denli önemsiz birşeydir ki türkiyede bilinmez ama bütün dünyada bilinen dünyanın ilk tapınağı ve dünyanın en büyük tapınağı ünvanlarını elinde bulundurur.
dünyada ilk tarımın yapıldığı yer yani ilk buğdayın ekildiği yer de hemen yakınındadır.
6 mayıs pazar akşamı national geoghraphic tv de kayıp medeniyet isimli belgeseli yayınlacaktır. kaçırılmayacak bir yapım doğrusu. dünyanın en eski tapınağına sahip olan bu kentimizin (şanlıurfa) değeri daha iyi anlaşılmalı.
an itibarıyla national geographic channel' kayıp medeniyet programında işlenen; dünyanın eski arkeolojik kalıntılarının bulunduğu şanlı urfa'da bulunan tepe.