--spoiler--
sosyal ve kamusal ortak yaşama kurallarının kadın yararına olacak şekilde yapılandırılması.
bunu sadece feminizmle açıklamak sığ bir bakış açısı olur çünkü feminizmin tarihi ancak 150 yıl, halbuki gynocentric dünya düzeni binlerce yıldır devam ediyor diyerek gynocentrism argümanını dile getiren söylem; dünya düzeninin erkeklerin harcanabilirliği, kadının korunması üzerine kurulu olduğunu savunur.
ms. clinton "savaşların asıl mağduru kadınlardır çünkü erkeklerini kaybediyorlar, evlerini kaybediyorlar, çocuk yetiştirme sorumluluğunda bir başlarına kalıyorlar" demişti. sanırım bundan güzel örnek olmaz.
--spoiler--
bu anlayışın ortaya çıkışı orta çağa kadar uzanır, günümüzde feminizmin popülerleşmesiyle birlikte daha ağırlaşmış bir biçimde devam etmektedir.
- iş kazalarında erkeklerin ölüm oranı %93'dür. çünkü madencilik, tarım, ormancılık, balıkçılık, inşaat gibi riskli ve gerekli işlerde erkek çalışanların oranı fazladır.
- özellikle hizmet sektöründe işe alımlarda kadınlar erkeklere göre daha avantajlıdır.
- savaşlarda erkeklerin ölüm oranı %99'dur. çoğu ülkede kadın asker sayısı bir elin parmaklarını geçmez, kadınlara zorunlu askerlik uygulaması yoktur. var olan kadın askerler de sıcak çatışma yerine geri planda görev alırlar.
- prostat kanserinden ölenlerin sayısı meme kanserinden ölenlerin sayısıyla nispeten aynıdır ama meme kanseri ajitasyonu her yerde yapılır, meme kanseriyle boğuşan kadınlar çoğu ülkede daha fazla yardım ve ödenek alır.
- aynı suç için kadınların aldığı ceza erkeklerin aldığı cezadan daha az olabilmektedir.
- boşanmalarda velayet abartı istisnalar hariç her daim kadına verilir. hukuk, çoğu zaman, haksız olsa bile kadını koruyup kollar. nafakada da benzer durum söz konusu.
- şikayetlerde kadının beyanı esastır. erkek suçsuz olsa bile bunun kanıtlanması oldukça zordur, kadının vicdanına bırakılmıştır.
--spoiler--