yaşanmış bir hikaye...
yıl: 1985.
adam askerliğini yeni yapmış. annesinden rica eder ve kız istemeye giderler.
kızın ailesi reddeder. bunu hazmedemeyen arkadaşımız yeri yurdu terkeder ve istanbul'a taşınır. aradan bir kaç yıl geçer.
kızın ailesi pişman olmuştur, çünkü kız gelen bütün teklifleri geri çevirmektedir.
kızın babası defalarca oğlanın ailesine haber gönderir; "gelin isteyin" diye, ancak çocuğun ailesi oğullarını ikna edemez...
1997 senesinde arkadaşımız verem hastalığına yakalanır. yoğun tedavi sonrasında sağlığına kavuşur, ancak doktorun tavsiyelerine bir türlü uymaz ve yeniden, daha şiddetli hastalanır.
1998 yılında izmir tepecik göğüs hastalıkları hastanesinde ziyaretine gittiğimizde aramızda geçen şu diyalogu dün gibi hatırlarım;
- arkadaşım! neden kendine bakmıyorsun?
- hayat, bana ne gerek abi?
ziyaretimizin ertesi günü vefat etti.
cenazesi memleketine gönderildikten tam bir yıl sonra kız biriyle evlendi.
13 sene boyunca yavuklusunu beklemiş, ölüm haberini alınca umudu kesmişti.
sanırım bu hikayenin gururla çok yakın alakası var!
fatih erkoç'un güzel bir şarkısı.
sözlerini de yazayım tam olsun:
seni gunlerdir gormedim,
hasretinden oluyorum,
icime bir de huzun cokuyor
sensiz agliyorum
ne olursun bir haber gonder
bir gun hatırımı sor
yasanan onca guzel sey var
ama bunlar sana zor
gel desem de kalbin buz tutmus cozulmuyor
kal desem gururum incinmis soz gecmiyor
al gotur beni gururun olmadigi bir yere
yoksa bu hayat cekilmiyor
askın boylesi gucume gidiyor
her gecenin bir sabahi var
bende gunes hic dogmuyor
denedim baska bir yol mu var
sensiz yasanmiyor
ne olursun bir haber gonder
bir gun hatırımı sor
yasanan onca guzel sey var
ama bunlar sana zor
gel desem de kalbin buz tutmus cozulmuyor
kal desem gururum incinmis soz gecmiyor
al gotur beni gururun olmadigi bir yere
yoksa bu hayat cekilmiyor
askın boylesi gucume gidiyor
erdem ve olgunlukla birlikte yürüdüğünden bulunduğu bünyeyi kötücül duygulardan arındıran
,kendini kurtarmak yerine ateşe atmayı seçmiş ,cesur lakin kolay incinebilir duygu.