türkiye'nin gemilerini 300 metre gibi bir mesafe oynatarak 5 ülkeciği bertaraf etmesiyle sonuçlanmış amaçsız eylemdir. mısır 3 yıl görüşmeleri askıya almış, israil ve suriye anlaşmaya bile yaklaşmamış, lübnan anlaşmayı iptal etmiş ve rum yönetimi götüne baka baka çekilmiştir.
rumların havaya ağızlarını açıp abilerinden*** gelin beni dövdüler diye yardım istemesi an meselesidir.lubnan,suriye ya da mısır'ın türk donanması orada gezerken bırakın izinsiz petrol aramayı balık tutmayı bile göze alamayacağı için abilerinin paçalarına yapışacaklardır.dış politikamızda seyir halindeki durumumuzu bir yere bırakıp ağırlığımızı koyarsak rum kesimi,kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'yle masaya oturarak anlaşma yolları arayacaktır.ama işin ilginç tarafı orada gerçekten o kadar büyük bir rezerv varmıdır?
Rum tarafı her türlü tedbiri almış durumda. Rum yönetimi, Norveç'e kayıtlı PGS Geophysical adlı firmaya adanın güneyindeki bölgenin sismik araştırmasını yaptırmış. 20 Kasım'da Londra'da bir tanıtım toplantısı düzenleyerek, çıkan sonuçları petrol devleriyle paylaşmış. Mısır ve Lübnan gibi ilgili ülkelerle anlaşmalar imzalamış. 13 gün sonra da sismik taraması yapılan bu bölgedeki petrol arama-çıkarma lisanslarını satmak için ihaleye çıkıyor. Londra'daki toplantıya, aralarında Hindistan, Çin, ABD, Rusya ve ingiltere'nin de bulunduğu ülkelerden, 60 petrol şirketinin katılmış olması, umarım nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz hakkında biraz fikir veriyordur. Unutmadan ekleyeyim: Reuters Haber Ajansı da araştırmalara göre Kıbrıs açıklarında 400 milyar dolar değerinde 8 milyar varil petrol bulunduğunu duyurdu.
tsk'nın ekstra bir güç sevk etmediği, sadece hali hazırda doğu akdeniz'de devriye gezen savaş gemilerimize, arama-tarama yapacak olan gemilere önleme çalışması yapması konusunda ekstra misyon yüklediği olaydır... ayrıca olay, güney kıbrıs'ın akdeniz'de arama izni vermesinden değil, kktc'nin karasularında ve kktc, lübnan, suriye arasındaki bölgede arama-tarama izni vermesinden kaynaklanmaktadır... türkiye cumhuriyeti de bunu hukuksuzluk olarak nitelendirmektedir ki; haklıdır... rum kesiminin böyle bir yetkisi yoktur... olay oldu-bittiye getirilmek istenmektedir. lübnan büyükelçisi dış işlerine çağırılarak, diplomatik nota verilmiştir... mısır; anlaşmayı 3 yıl dondurmuştur, israil ve suriye rum kesimi'nin talebini net bir dille reddetmiştir.
sonunda bekle-gör-tavır al taktiğini uygulama lüksüne sahip olmadığını anlayan ülkemiz masaya yumruğunu koymuş ve yavşak rumların tekerine çomağı sokmuştur. şuanki sonuçları açısından sevindirici bir haberdir.
Kıbrıs üzerinde dönen oyunların asıl amacının ne olduğunu ortaya çıkaran ve avrupa ile alakası olmayan bir ülkenin nasıl avrupa birliği üyesi yapıldığının cevabının içinde saklı olduğu olay.
Bugün bir gazetede yazan bir okur yorumundaki gibi "onların nufüsü kadar bizim ayakkabı boyacımız var" sözünün doğruluğu kadar, Türkiye'mize çelme takmak isteyenler kadar, rumların pohpohlayıcıları var.
ingiltere kendi üslerini koruma altına almak, amerika israile ortadoğu'da daha fazla söz sahibi olmak, AB ise bu iki ülkenin postalığına soyunarak Kıbrıs'ın Rumlar adına bekçiliğini yapmak ile meşguller.
Korkulan o ki Ayşe'yi tatile gönderecek bir Karaoğlan'ımız da yok artık.