"kahretsin, bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor, beyaz yakalı köleler olmuşlar. hiç ihtiyacımız olmayan boktan şeyler almak için, nefret ettiğimiz işlerde çalışıyoruz. bizler tarihin ortanca çocuklarıyız adamım. bir yerimiz veya amacımız yok. hiç bir büyük savaş görmedik. ekonomik çöküntü yaşamadık. bizimki duygusal bir savaş ve bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız.hepimiz televizyon seyrederek ve birgün milyoner veya rock yıldızı veya ünlü oyuncular olacağımızı düşünerek büyüdük.ama olamadık ve olmayacağız. bu gerçeği yavaş yavaş öğreniyoruz ve bu yüzden çok ama çok kızgınız."
porno filmler. gündelik hayatı berbat eder bilader. örneğimize göz atalım:
murat, 23 yaşında bir üniversite öğrencisi. mühendislik okuyor ve yarın iki tane sınavı var. iki sınavın yanısıra, yıkanması gereken bulaşıklar, ödenmesi gereken elektrik faturası ve aç kalmamak için yapılması gereken bi makarna var. murat planını yapmış güzel güzel. gününü programlamış. her işini bitirip sınavlarına da çalışacak. ama gel gör ki, eli-aklı ve de s.ki filmler klasöründeki asian gizli dosyasına kayıverdi. ne sınav kaldı aklında, ne bulaşık ne fatura.. teee tey!
hayatımız acaba birilerinin bize çizdiği sınırlarda, birilerinin bizim için aldığı kararlarla, birilerinin yönlendirmeleri, birilerinin istekleri, birilerinin eğlenceleri, birilerinin reytinglerinde mi geçiyor denir filmin sonunda.evet bizi izleyen yok ama ya varsa.. sadece senin seçtiğin senin belirlediğin senin istediğin ne var hayatında. ya dünya senin gittiğin yerler kadar değilse.. acaba bir gün olur olmaz birşeyler yapmak, sıranın dışına çıkıvermek lazım mıdır?
(bkz: the exorcism of emily rose)
normal yaşanıtızda şeytanın dürttüğü anların farkındaysanız, gerçek bir hikayeden uyarlanması ve gecenin köründe izlemeniz, her gece üçte şeytanların ortaya çıktığını düşünüp tırsak saatler geçirmenize neden olabiliyor..
en basit örneği fight club'dır. günü alt üst etmekle kalmıyor, hayatı alt üst ediyor, hayata bakışı değiştiriyor. paradan nefret ettiriyor. filmi izledikten sonra kendinizi değerli eşyalara zarar verirken bulmanız olası.
çok sevdiğim bir film olmasına karşın, 'ulen paran yoksa bi halt yapamazsın' mesajını vermesine ve 'bi bucket listim bile yok, bomboş yaşamışım' şeklinde veryansınlara sebep olması bakımından üzen bir filmdir.