19. Yüzyıla kadar ingiltere ve galler'de görev yapan kişilerdir.
Özellikle galler'de zengin hayalet hikayelerinin temeli, acı çektiği düşünülen hayaletlerin dünyaya geri dönmeleri inancına dayanıyor.
Bu sebeple de ölen kişilerin defin işlemi yapılmadan günahlarından arınmaları, yani günahlarının başka biri tarafından "yenerek" başka ruha aktarılması gerekiyor.
Genelde ruhundan başka satacak bir şeyi olmayan fakir bir köylü üstleniyor bu "günah transferi" işini. Ölünün üzerine konan ahşap tabak ve bardağa, ekmek, tuz, bira ya da süt konuyor. "Günah yiyici" ekmek ve tuzdan yiyip bira yahut sütü içiyor. Ve hayalete tekrar dünyaya gelip onları rahatsız etmemesi yönünde telkinde bulunuyor.
Böylece günahlarından arınan ruhun huzura kavuştuğuna ve dünyadakilere musallat olmadığına inanılıyor.