gun isigi istemez

    .
  1. ibnesin dünya... ucuz bünyeni kime sattığın umrunda olmadan gece gündüz düzülüyorsun... hergün doğan güneş yalanlarını yalıyor aç gözlü, bencil şehvetiyle... ellerin pislik içinde, yüzünde bombok bir ifade, bedeninin çürüyüp kokarken sen iyi görünmek için didinip duruyorsun, kendini pazarlamanın yollarını ararken... sefil kurgular içinde kıvranıp duruyorsun gün ışığı altında..
    rezillik gayet sıradan...
    gün ışığı ihanetinin suç artağı....
    ve siz çaresizce mecbursunuz birbirinize midemi bulandırıyor sana ait her şey...

    iyi görün lanet olası, hep dimdik... hep ayakta... içindeki kıyameti sakla ki sevimli görünsün o boktan yüzün, kimsenin canı sıkılmasın...

    ihanetini hatırlatacak ne varsa daha çok pislikle sıva etrafını... hatta inandır çocukları kendine... özgürlük ver onlara, kimlerin cesetlerini kucakladıklarının farkına varamayacak kadar aptallaştıklarında... eğlendiklerine inanmalı senin çocukların, kaybettiklerinin farkına varmamak için... uyuştur onları sansınlar ki, kulaKLarına fısıldadıkların kendi sözleri. birbirlerinden sefillik çalmayı öğret, biriktirip kibire batmış tatminsizliklerini avutsunlar... hiçliklerini unutsunlar... bozulmuş düşlerinin koynunda uyut onları, ve zevk al, tadını çıkar...
    harca... harcandığını unutana kadar...

    hayata kattığın herşey en az senin kadar ucuz... en az senin kadar hızlı çürüyor elde avuçta ne varsa...
    yazık... ölmeye değer bişey bırakmalıydın...

    utanç duyabilmek bir yetenek oldu, acı çekebilmek, iki damla gözyaşı dökebilmek... yeteneksizler, aç hayvanlar gibi saldırgan... acınası hayatlar, yaratıldıklarına küfrettiğim, zavallı yüzler kutsansın senin kirlenmiş gün ışığında... o gün ışığı uzak olsun benden... hatırlamak için tek sebebim yok...
    kurgunun iplerine takılı kuklalar gülümsüyor
    cenazeye benziyor yüzleri
    ipleri senin elinde
    çek birini daha
    sonra bir tane daha...
    *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük