hayli yerinde bir adaylıktır.
şimdi biz bu seçim sürecine zaten mızıkçı chp'liler, başörtülü first lady istemeyizciler tarafından itilmedik mi? halk özelikle buna, akp'ye cumhurbaşkanı seçilmesinin önünün kesilmesine %48 gibi bir oranla karşılık verdi.
anlamayanlar için tekrarlamak gerekirse, halkın iradesi bu yönde tecelli etti.
bu orana rağmen zaten gül'ün cumhurbaşkanı adayı olmaması, siyasi hayatında harakiri yapması demektir.
soru: demokratik X ülkesinin dış işleri bakanının, X ülkesinin cumhurbaşkanı olmasına engel olan faktörler nelerdir?
A. X ülkesinin dışla bir işi olmadığı için genelde buraya boşbeleş adamlar atanır. bu boşbeleş adamların da cumhurbaşkanı olması uygun değildir.
B. X ülkesi tamamen dışa dayalı olduğu için buradaki adam değişirse bütün sistem değişir.
C. X ülkesinde dandik (kendi çıkarlarından başka bir şeyi düşünmeyen) bir muhalefet vardır ki sırf dış işleri bakanı cumhurbaşkanı olmasın diye ortalığı ayağa kaldırır.
D. X ülkesinin ne çeşit bir ülke olduğu belli değildir.
cevabı "adınız, boşluk, soyadınız, boşluk, yaşınız, boşluk, fanatiği olduğunuz spor klübü, boşluk, fanatiği olduğunuz hatta uğruna holiganlık yaptığınız parti, boşluk, cevabın kodu" şeklinde en kısa sürede 1010'a yollayın, yeni cumhurbaşkanı adayımız siz olun...
22 temmuzdan sonra daha şık duran adaylıktır. 22 temmuzdan önceki meclisin büyük bir "temsil sorunu" olduğundan o meclisin cumhurbaşkanı seçmesi hoş olmazdı zaten. ama %87 lik bir temsil oranına sahip bir mecliste aday gösterilip seçilmesinin anayasaya göre de bir sakıncası yok. ha hala biz onu istemezük gibi bir tepki gelerise ben bunun altında ipnelik ararım.
kanal d ana haber bulteninde yapilan "abdullah gul cumhurbaskani adayi olsun mu?" anketine gore;
ankete katilan 57.000 kisinin %77 sinin istedigi olay.
aslında ana muhalefetlerin pek umrunda olmayan birşeydir. sorun gül' ün adaylığı değildir. AK Parti' den kim aday olsaydı aynı sonuçla karşılaşacaktı. asıl amaç cumhurbaşkanını bu hükümete seçtirmemektir.
