demokrasinin aldığı büyük darbeyi farkedemeyen insanların sevineceği durumdur.halkın yüzde kaçının onu desteklediğini göreceğimiz seçimlerde abdullahgül'den kurtulamayacağını farkeden insanların demokrasinin aldığı darbeyi o zaman fakrketmeleri muhtemeldir.
başlığa yazdığı entrylerde sözlükte halay çekerek sevindiğini gösteren yazarın eksi oy yağmuruna tutulmasına sebep olan durumdur. ancak bilinmeyen bir şey vardır ki eksi oylar yazarın sevincini körüklemektedir. haydin halaya...
tamamen taktik içeren bir olaydır.bir taraftan cumhurbaşkanını halka seçtirmek için turlar yaparken bir taraftan abdullah gül için 367 bekliyorlar. erdoğan ı halka cumhurbaşkanı olarak seçtirme umudu taşıyan bir eylemdir.
hep beraber türkiye den ellerini çekmelerini yüce tanrı dan niyaz ederek, türk ulusuna geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. velev ki bunları sandığa gömemezsek, işte o zaman yandığımızın resmidir.
iyi okumak gerekir. akp'nin, mazlum konumuna düştüğünü sanacak bazı kimselerin vereceği duygusal kararlarla, fazladan alacağı oyları düşünüp, sinsi sinsi gülerek ellerini ovuşturduğu gibi bir görüntü canlanıyor gözümde.
(bkz: hayırdır inşallah)
hayırlı olmuştur. hayırlarından biri de toplum için hoş olmayacak bir örneğin ülkenin en üst makamına adaylıktan çekilmiş olmasındandır. şöyle açayım. bu ülkenin bir eğitim sorunu var, bir kadın erkek eşitsizliği sorunu var, bir özgürlük sorunu var. eğitim kampanyaları yapılıyor, kız çocuklarının kocaya değil okula gitmesi için insanlar özverili çabalar gösteriyorlar vs. 29 yaşındaki bir akademisyenin bir 14 yaşındaki bir kız çocuğu ile nişanlanıp o kız çocuğu 15 yaşını üç gün geçtikten sonra evlenmesi makul bir örnek değildir. hele böyle bir şahsın cumhurbaşkanı olduğunu düşünün. ortalama vatandaş diyecek ki "koskoca cumhurbaşkanı bile böyle yapmış. demek ki yapılabiliyor"
eğitim sorunu açısından: bir kız çocuğunun eğitim hakkının elinden alınıp ev kadını yapılması noktasındadır.
kadın erkek eşitsizliği sorunu açısından: sürekli ikinci sınıf muameleye tabi tutulan kadınların eğitim göremeden, ekonomik özgürlüğünü elde edecek bir donanıma gelmeden bir erkeğin vesayetine terkedilip erkek karşısında ezik ve muhtaç bir konuma konulması noktasındadır.
özgürlük sorunu açısından: birleşmiş milletler sözleşmelerine ve ülke yasalarına göre çocuk olan birinin belli bir hayat tecrübesine ve olgunluğa kavuşmadan vereceği kararlarında özgürlükten söz edilemeyeceği, yönlendirme ve dayatmalarla mecbur bırakılacağı noktasındadır.