diyanet'in ''günümüz meselelerine fetvalar'' adlı kitapçığında güçlü ve istekli bir erkeğin birden fazla evlilik yapabileceğinin belirtilmesi. erkeğin güç ve isteğinin neye göre ölçüldüğü sorusu.
erkeklerin direkt olarak erkekliğine oynayan cümle. ulan ahmet güçlü de ben değil miyim? ben alamaz mıyım?
- lan hilmi, sen daha bir karıdaymışsın? ehe ehe...
guc tespiti cok sikintili olacaktir muhakkak. kim test edecek erkegin gucunu? kalkti mi 36 saat inmesin diye icilen haplar mevcutken ustelik. umalim ki benim idrak yetim sifirlarda gezdiginden ve icimin fesatliginin da etkisiyle boyle anliyorum.
helalini haramini bilmem lakin ustune 3 tane daha kadin gelmesini isteyecek bir insan evladi var midir, gonul nasil razi olur? kadina eziyettir, guclu olsan kac yazar****, erkeklik bu mudur?
- siz kaç posta atabiliyorsunuz gecede?
+ 2 efendim. biraz uykum geliyor da benim..
- hımm. süre peki?
+ valla, değişiyor yerine göre efendim. 2 dakka oluyor, 2 buçuk oluyor..
- hımm, erken boşalma da var diyorsunuz.. yok beyefendi, başvurunuz kabul edilmedi. siz bir karıyla devam edeceksiniz.
bir kadınla beraberken başka bir kadını da aynı arada idÂre etmek öncelikle bir aldatma, bir âdiliktir.
"güçlü erkeğe 4 eş helal" diye bunu savunanlar, çok eşliliği destekleyenler sâdece "becerebildikleri" için erkek(!)tirler ve bu kişilere söylenmesi gereken "sizin erkeklik anlayışınıza..."dır.
kadın güçsüz, sesini çıkaramıyor ve sen onu yaşlandığı gerekçesiyle yedeğe çekip lise çağındaki bir kızı kendine gelin yapıyorsun, bir daha ve bir daha...
mantıkla, ahlÂkla hatta insanlıkla uyuşmaz bu durum.
kısaca, saçma sapan bir ifÂdedir. üzerinde yorum yapmaya bile değmez.
eğer birden fazla kadınla, erkeklik gücü dolayısıyla evleniliyorsa, yani kadın sadece cinsel bir şeyse, sağ elinizi kullanınız arkadaşlar, kadın madın gerekmez aslında.
islamiyet poligami*'yi yadırgamadığı, yada monogami*'yi şart koşmadığı için; günümüzdeki bazı "din alimlerinin" saçmalamasının sonucu ortaya çıkmış sözlerden birisidir. "E peygamber efendimiz de çok eşliydi" diyenlere ise, peygamber efendimizin genelde kölelikten azad etmek yada koruma altına almak maksadıyla evlendiği hatırlatılmalıdır bu arada...
4'ü bırakın 2 eş bile bence hoş bir şey değildir, zira her iki eş de aleni bir aldatılma içindedir. Böyle birşey olsa bile nasıl bakacaksınız eşlerinizin yüzüne, hayret etmekteyim...
konuyla ilgili bazı ünlülerin yorumlarını aldık efenim. buyrun:
"14 mü didin? 14 yetmez evladııım! yedin beni evladıııım!.." ibrahim tatlıses
"jane, nadya, sally ve nicole siz kalın. diğerleri gidebilir." ernest hemingway
"dört kaçtan sonra geliyordu?" charles bukowski
"seviştiğim her kadın ilk kadınımdır benim" pablo neruda
"dört sayısına bayılırım. ne zaman sevişen dört kadın görsem, yanlarına giderim mutlaka. ama ben gittikten sonra; sevişen beş kişi olyoruz ne yazık ki." tom waits
"dört sensin; kadınlar da götüne girsin" can yücel
islam a saldırarak boşalan güruhu bir kenara bırakalım, her zaman kendilerini tatmin ediyorlar alıştık. bu durum islam kurallarında vardır, ve en uç sınırdır. bir erkeğin dört hanımla evlenmesi maddi olarak dördüne de rahatlıkla bakabilmesini gerektirir, kastedilen "güç" budur.
islam a saldıran tayfa diyorduk, onları tamam çok seviyoruz ama ben müslümanım deyip de akıllarınca bu durumu kafaya alanlar tekrar düşünsünler. zira islam inançlarıyla bir bütündür, ya inanırsın ya inanmazsın. kendine uyan kuralları alıp sevmediklerine "tu kaka" demek kişinin neye inandığını bilmemesidir.
ayrıca çok bilmiş, hayatı, evreni vesaire her şeyi çözmüş "yüce!" bünyelerin islam da "kadın", "aile", "evlilik" konularına öncelik verip, islam ın dünya ve ahiret yaşamına bakış açısını biraz araştırmaları da önerilir. gerçi onlar her şeyi biliyorlar ama, hafıza tazelemesi diyelim.
not: işbu yazı; sözlüğün, islam ve onun kutsal değerlerine her fırsatta saldıran, "allah" kelimesinden korkan yazarlarına verilen bir cevap değildir. saat başı sözlüğe giriyoruz ve sol cenah her zaman aptalca, tamamen polemik ve hakaretten oluşan yazılarla dolu, ben sadece bir müslüman olarak islam konularında elimden geldiği kadarı ile yanlışları düzeltmekle sorumluyum. alkol haram değildir deyip ömer hayyam ı referans gösterecek kadar angutlaşan yaratıklarla tartışmak sadece vakit kaybı olur zaten. ama olur da bilmeyen kardeşimiz o başlığa girer de harbiden islam da alkolün haram olmadığı gibi bir düşünce kafasına yerleşirse, yerleşmese de bunu bir anlık ihtimal olarak düşünse bile ben bundan sorumluyum. o yüzden yazdım, yazıyorum. zaten sağ olun açtığınız o aptalca başlıklar yüzünden insanda bir şey yazma isteği bırakmıyorsunuz.
kısa bir mantıksal çözümleme. basitleştirirsek, diyelim ki ülkenin evlilik çağındaki nüfusu 10000. 5100 kadın ve 4900 erkek olsun.erkeklerin 900'ü "güçlü erkek" * olsun. 3600 kadın gitti kafadan.zaten gidenler de en güzelleri olacaktır haliyle. karşısında ise 900 erkek. geriye kalan, 1500 kadın 4000 erkek. sonuçta bu evlenme yaşı gelmiş ve açıkta kalan 2500 erkek ne yapacak? durum ne olacak?
1- elini sikmeye devam.
2- 900 güçlü erkeğin eşlerinden birisi ile - muhtemelen en genci- zina.
3- kadınların evlenme yaşını çek geri ki sayı eşitlensin. çocuk yaşta kızların evlenmesine izin ver.
4-gizliden gizliye oğlancılık ve eşcinsellik. alın size eşcinselliğin kaynağı.
ya da olmadı mı! "güçlü kadınlar" da tibetteki gibi kendilerine birden fazla koca şeçsin o zaman. madem durum maddi güç, o zaman fakir erkekler de bayram eder. bu bana daha çok egemenlerin dini kullanarak kendi şehveni arzularını yasallaştırıp tatmini gibi gelmekte. fakir erkeklere de sus payı olarak, uslu durdukları takdirde cennette 40 huri vaadediliyor değil mi?
bu "güç" asgari ücret üzerindenmi hesaplanıyor acaba?
çok bilgili ulemalarımızdan biri bu "güç" para gücüdür diyince, bünyede hesap yapma isteği uyandırmış başlıktır.
şimdi diyelimki "a" kişisi ayda 2 bin ytl kazanıyor.
bu türkiye şartlarında "eh işte, güçlü gibi" denicek bir durumdur.
o zaman bu 2 bin ytl eşittir kaç karı? ulema uyuma toplumuna sahip çık.
