ilk gizli paketi garajdan almak.
Tom telefonla konuşurken adamın suratına kapatmak.
Albayın kızıyla biraz daha takılmak istemek(o kapıdan girmesin hep istedim be)
villanın en üst katında varilleri vurmak
helikoptere binmek denize düşüp ölmek.
Polisten kaçarken arabayı boyamak.
Ve en güzeli tabi ki "aspirine" *.
Görevleri yapıp daha sonra sıkılıp keyfine adam öldürmek. Sürekli professionaltools vari şifreler yazmak. Öldürdüğün insanların paralarıyla mekan satın almak.
ilk görevlerden olan mercedes'i tekneden alıp eve götürme görevinde, mercedes ablamızı sağ salim getirdikten sonra; bu gözümüz gibi baktığımız, uğrunda kırmızı ışıkta bile beklediğimiz kadına, arabadan inip eve yürüyerek yol alırken, içimizdeki o görev adamı ruhu canlanmış ve ''artık ben de bir mafya oluyorum yavaştan baksana taş gibi kadını eve götürebildim!'' araba çarpması ve ölmesi. yani evet. ehe. bu başıma geldi ya, nasıl gözüm döndü. o efsane kasketli taksiciydi çarpan işte o aklınıza gelen adam. hemen yazdım nuttertools'umu dolu gözlerimle. aldım elime minigun'ı... nasıl tarıyorum. nasıl delik deşik ediyorum anlatamam. adam öldü ve ben hala leşini tarıyordum. sadizm krizleri geçirerek bağırıyordum delicesine. sonunda thugstools yazdım ve molotofla cesedini yaktıktan sonra. hemen orada mercedes'in hızlandırılmış cenaze namazını sokaktakilerin seferberliğiyle kılıp polis gelmeden arabama atlayıp uzaklaştım. ah vice city ah.
bir binanın tepesinden motorla atlayıp başka bir binanın camından içeri dalıyorduk. karşımızda bir adet easter egg (bkz: oyunla ilgili gizemli unsur). cidden yumurta ama sağına soluna bak bi bok yok. düz yumurta. bir işe yaramadığı anlaşılır akabinde hemen arkadaşlara hava atılır.
mutlaka eskiden zamanımızın büyük çoğunluğunu bu seriye harçamışızdır. şahsen keyif aldığım oyunlardan biriydi benim için kimi zaman taksicilik yaparak kimi zamanda ambulans şöförü olurduk.
ilk olarak orda öğrenmiştik işsizliği. bi bakmışsın mafyadasın bi bakmışsın polis olmuş görev yapıyosun.
vice city bize hiçbir şeyin imkansız olmadığını gösterdi. bir tankla uçmanın. veya arabaların suda yüzmesi.
bazen bize derslerde vermekteydi gerçek hayat hakkında en yakın arkadaşın arkandan bıçaklaması gibi.
belki hayat bir silah dükkanını soymak kadar mantıksızdı.
amele olarak işe başlayarak şehiri satın alıyorduk buda bize azimli olmayı gösteriyodu.
yoldan geçen dilenciye tekme atarak sataşıyoduk (10 $ için adam öldürüyoduk) içimizdeki psikopatı cıkarıyoduk.
vice city denilince akla herkesin bir anısı mutlaka canlanır.
şimdiki nesil oyunlar belkide eskiden aldığımız hazzı veremiyo