doğduğu ya da büyüdüğü şehrin takımını tutmak yerine güccükken güçlü olarak gördüğü takımı tutan ezik taraftardır. bunların babaları da aynı şekilde takım tutmaya başlamıştır ki onların da çocukları bunlar işte. sonuç olarak bunların topu küçükken inşaata kaçmış ve ellerine sarı-kırmızı, siyah-beyaz ya da sarı-lacivert top vermişler.
Ulan ekmeğini yediğin şehrine nasıl ihanet eder bir insan , onlar okul istiyor okumak istiyor yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz... Her neyse efendim dünya da herkes şehrinin takımını tutar ama bizde öyle değil.
gayet yerinde olan haklı söylem. millet olarak güçlülere sempatimiz var. ama sadece kendi ülkemizde. mesela hollanda ile fil dişi sahilleri maç yapsın memleketin yarısından fazlası fil dişilileri destekler. niye? daha güçsüz, uluslararası araenada başarısı yok falan diye. ama türkiye'ye gelince işler değişir. istanbul takımı dışında takım tutan sayısı neredeyse çok azdır. ee bunların siyasete olan yansımaları da akp'ye oy verenler oluyor. ne de olsa o da kendi alanında güçlü. iş biraz değişince chp'ye oy verenler diğer istanbul takımını temsil etmiş oluyor. biraz daha gittiğinde meclisin 3. partisi istanbul'un 3. büyüğü oluyor.