bugün çıkıp deseler biz aslında çok dindar müminleriz diye yukarıda müzikalitelerini öven tüm yazarlar çil yavrusu gibi etrafa dağılacak. selda bağcan da böyle şişirildi.
bu akşam saat 19:00'da konseri olan halk sanatçılarıdır. okuduğum sınıfta yokluyorum, grup yorum'un adını bile bilmeyen onlarca kişi var. bir çok kişiye sordum tanıyo musunuz diye, hiç biri tanımadı 1 kişi dışında. o da 'gündoğdu marşı' sayesinde tanıyomuş. grup yorum'u tanımayan insanlar ne acı dimi, sen onlarca şarkı yap 2 milyondan fazla satış yap, konserlerine 500 binden fazla insan gelsin 35 kişilik sınıfta seni 2-3 kişi tanısın.
ara sıra şarkı açıyoruz, ben açıyorum grup yorum'u ismini söylemiyorum tabi bakalım tanıyolar mı diye, koyun gibi dinliyolar. açtığım şarkılar genelde ''şişli meydanında 3 kız' ve 'sivas gün tutuşur' şarkıları oluyo. bunları açıyorum çünkü sınıfımda aynı görüşten birilerini bulabilirim belki diye ama zor galiba...
ideolojilerimiz birbirinden farklı olsa da müziğinin hakkını veren, yaptığı şarkıları dinleten ve gerçek anlamda sanat yaptığına inandığım bir müzik grubu.
Sorunlu tiplerin dinlediği sorunlu grup. Sanatları yok, kapasiteleri yok yinede varoluyorlar şu dünyada gereksiz ve anlamsız olup varolan birçok sey gibi.
Meraklısı bilecektir, "Grup Yorum", "protest müzik" yapar. Malum havalar: Önce yöresel lezzetler, iki fırt Pir Sultan, bir tutam Ruhi Su, ayrıca Yunus ve de Mahzuni Şerif, Theodorakis olmazsa olmaz, elbette Nâzım... Latin Amerika tadı versin diye de Victor Jara, vencereemoos, vencereemoos...
Biraz köylülükten kopamamışlık, biraz şehirli solculuk, biraz parka ve postal kokusu.
Bu topluluk Dev-Sol geleneğine ve DHKPC örgütüne ruh yakınlığıyla tanınır (bu örgütteki "kontrgerilla parmağını" göremeyecek kadar kördürler)...
Marjinal topluluğun gönüllü tanıtımını yaparlar, hatta yazılarında konser reklamı yapmayı hiç sevmeyen ismi mühim değil bir şarkıcı bile topluluğun son konserine yazısıyla ve varlığıyla sahip çıkmıştır, falan filan, konumuz bu değil.
Bizim konumuz, Kürtçü bir kesimin, ısrarla topluluğun "ulusal bağımsızlık" isteğinin altını çizmeleri, buna çok sevinmeleri...
Nitekim Grup Yorum, verdiği son konsere "Bağımsız Türkiye Konseri" adını takmış. Bunu eskiden de yapardı.
Bu arkadaşlar niçin müzikle bağımsızlık propagandası yapmak gibi bir çabaya sıvanıyorlar?
Ya da şöyle soralım: irili ufaklı sol grupçuklar, niçin satmaya bağımsızlıktan başka bir mal bulamıyorlar? "Üretim araçlarının kamulaştırılmasına" yirmi birinci yüzyılda kimse yanaşmayacağı için mi?
Bugünün meselesi değil ki bu!
Taa altmışlı yıllarda, Türkiye işçi Partisi sosyalizm istiyordu, solu bölerek etkisizleştirme görevini üstlenmiş "Mihri Belli çizgisi" de bağımsızlık... "Milli burjuva" adını verdikleri ne idüğü belirsiz sınıf önce orduyla ve gençlikle el ele vererek tam bağımsızlığı sağlayacak, sonra da salak olduğu için iktidarı işçilere devredecekti! (Gülmeyin, bu enayilik uğruna insanlar öldü.)
Parkalı arkadaşların (eylemci gençliğin) attığı sloganlarda "sosyalist Türkiye" terkedilmiş, yerini "bağımsız Türkiye" almıştı... Bu, saçma sapan bir slogandı.
Çünkü Türkiye'de kendini sosyalist sananların (ya da bunun düpedüz ticaretini yapanların) büyük çoğunluğu yalnızca Kemalist'ti. Bugün de öyledir.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları da sosyalizm uğruna değil, bulanık bir tür "sol Kemalizm" uğruna ölüp gittiler.
Bağımsızlık istiyor Grup Yorum... Her işin başı oymuş...
Adolf Hitler de Almanya'yı yüzde yüz bağımsız ve üstelik bütün dünyaya kafa tutar bir ülke haline getirmişti kısa zamanda. Bu ülkede solculara hiçbir şey öğretemedi kimse. "Cumhuriyet ile demokrasinin mutlaka birbiriyle ilgili kavramlar olmayabileceğini" öğretmeye çok çalıştılar, başaramadılar. "Sosyalizm ile Kemalizm'in bağdaşmayacağını" anlatmaya çalıştılar, anlatamadılar.
Canları sağolsun.
Öğrenmemekte direnen ve hayatlarını vehimlere kurban etmeye hevesli koca bebeklere ninniyi Grup Yorum söylesin, umarım sean paul da eşlik eder. Ara sıra "detone" olsalar da zarar yok, nasıl olsa onu da anlamazlar.
neyse o değil de bir nesil hakikaten boşu boşuna öldü...