dünya'nın çok küçük olduğunu, bir kez daha kanıtlayan, talihsiz durumdur.
sırtı kıllı ve göbekli bir adamdı. öyle bir salladı ki osmanlı tokadını, ruj izi olan sağ yanağıma, avcundaki ruj izini temizlemeye çalışıyordu. bense, pantolonumu ve t-shirt ümü alarak, kapıyı, bi' daha da gelmem, edasıyla çarpıp yollara düşüyordum.
bu olaydan 2 saat önce:
beyoğlu sokaklarında boş boş dolaşırken bi' arkadaşımla karşılaştım.
"can, naber dostum ya?"
hızlı adımlarla yürürken, duymamazlıktan gelsem de kendini bilmez dalkavuk arkadaşımı, ani bir kanguru zıplayışıyla, yeni aldığım replay ayakkabılarımın üstünde bitiverdi.
"abi tanımadın mı, berke ben."
evet berke piçiydi bu.
"selam berke, ben de eve gidiyordum."
çok sikko bir tebessümle, yüzüme bakıyordu.
"parti var abi bu gece."
elimi omzuna koydum, siktir git lan başımdan, amına koduğumun çocuğu, dercesine baktım.
"bıraktım o işleri artık. kendimi golf ve edebiyata adadım."
sikko tebessüm, yerini önder somer gülüşlerine bırakmıştı.
"seks partisi ama abi bu, kaçırma, derim"
yaklaşık 1 saat sonra beşiktaş civarlarında dubleks bir apartman dairesinde buldum kendimi.
her geçen saniye, eve giren kızların sayısı artıyordu. benim canavar da ayaklanmış, bana hareket etme imkanı vermiyordu.
güzel bir esmeri kucağımda hoplatırken, sarışın bir afetin haftalık ağız bakımını yapmayı da ihmal etmiyordum. tam o anda o'nu gördüm, kumral bombayı... tanrı, en çok zamanını o'nu yaratarak harcamış olmalıydı. 1.80 boylarında, iri ve dolgun göğüslü, fındık gibi kalçalara sahip, ela gözlü bir dilberdi, karşımda duran. kucağımda zevkten çıldırasıya zıplayan hatunu durdurdum ve ağız bakımına ara vererek, canavarı sakinleştirdim. kumral hatuna doğru, çapkın bakışlarla yürümeye başladım. yürürken, bir yandan da duvar dibindeki aynadan saçlarımı ve taşak kıllarımı düzeltiyordum. boynumdaki papyonu çıkarıp attıktan sonra, kumral afetin yanında arkası dönük olan bir ayı olduğunu gördüm.
"hoop birader, benim hatunu mu sikecen lan?"
'ayı' dediğim adam döndü ve "senin ananı sikerim." dedi.
tam dalıyordum ki lavuğa, babam olduğunu fark ettim.
"laağğn! neee işin var lan senin burda, pezevenk?" derken, sağ eli çoktan suratıma doğru harekete geçmişti.
ulan baba, nasıl siktin o hatunu, hiç mi acımadın oğluna?
baba ogul birliginden her zaman güc dogacı bu durumda akıldan cıkartılmaması gereken karsılasmadır. görünce panik yapılmamalıdır. hicbir sey yokmus gibi sohbet edilmelidir. tecrübeli insanın engin bilgilerinden yararlanılmalıdır.
+baba naber ya
-iyilik senden
+ne olsun işte
-gruba bağlamışsın
+ he ya ne yapalım geçiyordum bi uğradım
-evet evet bende aynısı geçiriyordum uğraştım.
+çıkışta bekle de beraber dönelim
-olur hadi bakalım şansın bol olsun
+teşekkür ederim
- taşşağına kuvvet...
babasıyla karşılaşan kişi erkekse aralarında bir sır olarak kalır. lakin kız kişi babasıyla karşılaşmış ise, ayakları göte vura vura kaçması ve bir daha geri dönmemesi isabet olur.