daha ülkemiz asprin ile tanışmadan önce, başımız ağrıdığında veya ateşimiz yükseldiğinde aile büyüklerimiz bize gripin hapı verirdi. çocukluk yıllarında gripin'in büyüklüğü adeta frizbi'yi andırırdı. hastalığa mı dert yanarsınız, yoksa o hapı nasıl içeceğinize mi, belli değildi. hapı ağzınıza atarsınız üstüne suyu çekersiniz ama o nalet gripin, bir türlü boğazdan geçmek bilmezdi. hapı içeyim derken kusardınız. * içtikten sonra ne baş ağrısı ne de ateş kalırdı. mühim olan o frizbi büyüklüğündeki hapı yutmaktı. derken büyüdük apranax'lar, minosetler çıktı ama bizim gripin gibi faydalısını görmedim. *