allahın cezası bir hastalık.
pis bir bünyem var, hiçbir hastalığı tam yaşatmayan, yatmam gerekirken, " yok hacım, kalk sen, enerji verdim sana" diyor bana.
millet 37,5 derece ateşle yatak döşek olurken, ben 39 derece ateşte hala günlük işlerime devam edebiliyorum.
şu anda da gribim, zerre yorgunluğum yok, ama başağrısı çıldırtacak.
baş belası kış hastalığı. kısa süre içinde geçerse sorun yok ama haftalarca sürerse eziyet haline gelir. hastalık geçse bile geride kullanılmış selpaklar olarak izleri kalır.
varlığını devam ettirme çabasına hayran olduğum hastalık. ne aşılara ne ilaçlara boyun eğiyor. evrende grip virüsü kadar kendini yenileyen, geliştiren başka bir canlı var mı acabaaa? *
1 haftadır beni yatağa kitleyen rahatsızlık. ha memnun muyum ? evet bütün gün bilgisayar başında müzik dinliyorum, makaleler okuyorum, sözlükleri okuyorum. aslında iyi bir şey.
artık her hafta sonu oldugum icin alıskanlık yapan hastalık. Belirtiler bas gösterdiginde alerjim dolayısıyla mı yoksa grip olacagım icin mi oldugunu anlayamıyorum. Siz dusunun durumumu artık.
george washington'un ecel salıncağını kuran rahatsızlık. eski çağlardan beri süregelen her türlü hastalığa karşı önlem olarak, "kan alma" sevdası yüzünden, kendisinin de litrelerce kanı alınmıştı. ne varki, bu radikal değişime gerek yoktu. ve başkanın grip olduğu, ölümü sonrası ancak anlaşılabildi.
an itibariyle beni esir almış illet hastalık. genellikle soğuktan dolayı kapılır bu mikrop. ilaç olarak theraflu bitkisel olarak da bal ile zencefil karışımı tavsiye edilir.*
bir gün sabah uyanırsınız ve bir boğaz ağrısı hissedersiniz, önemli bir şey değil geçer deyip işinize gücünüze bakarsınız size yaklaşan hazin durumun farkında değilsinizdir henüz. öğleden sonra bu boğaz ağrısı yanında halsizlik ve hafif ateş getirir. yorgunluktan oldu deyip biraz uyuyup uyandıktan sonra geçeceğini düşünürsünüz. uyandığınız zaman hem tıkalı hem de akan burnunuzla birlikte gerçeği kabullenmeye başlarsınız. hemen bitki çayları yapıp biraz limon ve balla karıştırdıktan sonra bunu içeyim bir şeyim kalmaz deyip kendinizi bitki çaylarına verirsiniz. bitki çayı içmekten bıkmış bir şekilde bu gece uyuyayım sabaha bir şeyim kalmaz deyip yatarsınız. yattığınız zaman silmekten tahriş olmuş kıpkırmızı burnunuzun acısını hafif hafif hissedersiniz. sabah olduğunda hissettiğiniz kas ağrıları ve gözlerdeki yanma da listeye eklendiğinde gerçeği kabullenip yatak döşek yatmanız gereken ıstıraplı bir sürece resmen başlamış olursunuz. yaklaşık olarak 5 yada 7 gün içerisinde de hasretini çektiğiniz sağlıklı günlerinize kavuşursunuz. işte böyle bir illettir grip.
öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı, halsizlik, eklem ağrıları, baş ağrısı, göz yanması, mide bulantısı vs vs..
bunlar sadece aklıma gelenler, başıma gelenler daha da fazlası.
haa bu arada hastanede bekleme kısmı da işin başka bir boyutu..
ama karar verdim bundan sonra bir daha böyle hasta olursam doktora moktora gitmeyeceğim, evde oturacağım iyileşmeyi bekleyeceğim hiç olmadı mukadderat deyip huzura kavuşmayı beyleyeceğim..
iyileşmek için doktora gittim, saatlerce bekledim, üşüdüm de üşüdüm anasını satayım.
daha da kötü oldum ziyadesiyle..
iyisi mi nane, limon, ıhlamur üçlüsüymüş, kıymetinizi şimdi daha iyi anlıyorum.
bu arada hastane özeldi bir de üstelik, kör olasıcılar.
tam tatil geldi kurtuldum şu sınav stresinden şimdi iyi bir keyif yapayım derken başıma gelen illettir. Ya bu neymiş böyle ya burun akıntısından uyuyamıyorum ,boğazım zaten ateş kesiyor , kaç gündür yemediğim C vitamini kalmadı ama yinede herşeye rağmen 1 haftadır geçiremediğim nalet köpektir.