beyaz zambaklar ülkesinde isimli kitabıyla dünyada çok geniş kitlelere ulaşan bir rus yazar. petrov ilahiyat eğitimi gördü, ve çevresinde hatipliğiyle tanındı. ülke çapında yaptığı ateşli konuşmalarla, halkları miskin miskin oturmaktan vazgeçip, harekete geçmeleri konusunda yüreklendirmeye çalıştı. onların böyle kötü bir yaşamı hak etmediğini, bunu yenmek için de, sınıfsız bir şekilde, işçisinden köylüsüne, devlet adamından öğretmenine, öğrencisinden sanatçısına aydınına kadar çok sıkı çalışması gerektiğini haykırdı yüzlerine...
petrov, 1800 lü yılların öncesinde isveç hakimiyetinde olan finlandiya'nın, 1800'lü yılların başından itibaren rusya egemenliğine geçmesiyle eş zamanlı olarak, bir çok defa finlandiya'ya gitme şansı buldu. finlandiya'nın -yerel halk kendine suomi diyor- dört bir yanını, neredeyse her köşesini gezdi, bir çok insan tanıdı, yazından kışına, ilkbaharından sonbaharına kadar her mevsimini yaşadı, hiç bir doğal zenginliği olmayan yokluklar içindeki, ve bu da yetmiyormuş gibi -cahil- olan bir halkın, emekle, saf emekle, gelişme duygusuyla, kendi kendine omuz vererek nasıl geliştiğine ve bunu devletler tarihinde çok kısa bir süre olan 70-80 yıl gibi bir sürede yaptığına şahit oldu.
bu nedenle beyaz zambalar ülkesinde adlı kitabında finlandiya'nın kat ettiği bu mesafeye açıkça -hayranlık duyduğunu- ifade etti.
petrov yaşamının bir döneminde istanbul da Da bulundu.
beyaz zambaklar ülkesinde isimli kitabında rusya'ya boyuna çamur atan yazar. neymiş efendim, fin trenleri çok temizmiş, rus trenlerinden sümükler balgamlar akıyormuş. siktir lan.