soluk gri ve beyaz tonlarındaki ruhsuz ofisleri,
gri - beyaz bölmeli cubicleları
gri binalarla dolu iğrenç şehirleri,
gri bilgisayarları,
metalik gri otomobillerle dolu iğrenç trafiği,
çok sevdiklerinden olsa gerek, metropollerde gökdelenlere ve apartman dairelerine tıkılmış gri bilgisayarlarda günde 10 saat çalışan mallar sürüsüdür.
mü acaba? yani aklıma başka neden gelmiyor neden bu kadar seviyosunuz oğlum griyi? yoksa o grilere hapsolmayınca aç kalan, yaşayacak ev bulamayan, gri kübiklerde çalışmazsa hayatını sürdüremeyecek olan kelepçesiz köleler misiniz siz de?
benim gibi onun gibi bizim gibi misiniz siz de?
yoksa bir insan mazoşist değilse dağları ormanı denizi böyle bol olan bir ülkede gri bir küpte günde 10 saat mümkünü yok harcayamaz. galiba gerçekten de bazı şeyleri isteğimiz ve özgürlüğümüz dışında yapmışız.
sana dönmek istiyorum tabiat anam benim, mis gibi ağaçlarına tırmanıp kırmızı meyveleri kendi elimle toplamak istiyorum.
masmavi denizinde her akşam yüzmek 'kirlidir lan bu en iyisi sadece seyredip kaçalım' dememek istiyorum.
bir pazar günü kasıntılıktan ölecek insanlarla dolu bir restorana gidip tütsülenmiş veya dondurulmuş bayat balıklardan sipariş edip çatal bıçak doğru elde kalsın diye 1 saat kasılmak yerine, nehirlerine olta atıp çıtır çıtır taze balığı odun ateşinde pişirip ellerimle yemek istiyorum.
kaçmak istiyorum griliklerden sevgili doğa beni bağrına basar mısın? 1000lerce yıldır ayrı kalmış olsak da kabul eder misin bu vefasız evlatlarını yeniden?
köylere tarlalara dönsek kucaklar mısın bizi hiç gitmemişiz gibi?
gri rengin deniz üzerinde gündüz en fazla beş kilometreden gözle görülebilmesi, gece de hiç görülememesi sebebiyle savaş gemilerinde gri renk tercih edilir.