gregor mendel (1822-1884) avusturya'nın brunn(şimdiki çek cumhuriyeti'nin brno) sehrinde doğdu. 1847 yılında bir manastıra girerek papaz oldu. gönderildiği viyana üniversitesinde matematik, fizik ve doğal bilimler üzerinde çğrenim gördükten sorna kiliseye bağlı bir okulda öğretmenlik yaptı.
1856 yılından itibaren çeşitli bezelye (pisum sativum) varyetelerine ait tohumları toplamaya ve onları manastır bahçesinde yetiştirerek aralarındaki farkları incelemeye başladı. farklı varyeteler arasında yaptığı (bkz: çaprazlama)lardan elde ettiği sonuçları 1866 yılında bitki melezleri ile çalışmalar adı altında yayınladı.o tarihlerde (bkz: kromozom) ve (bkz: gen) kavramları , mayoz bölünme gibi olaylar henüz bilinmediği halde mendel sadece fenotipik karakterler arasındaki farklara göre değerlendirmelerini son derece doğru biçimde yapmış ve günümüzde de geçerli sonuçlara varmıştı.fakat kimse o tarihlerde önemsemedi.
ölümünden ancak 16 yıl sonra yani 1900 yılında almanya'da correns bezelye ve mısır , avusturya'da tschermak bezelye ve hollanda'da de vries 16bitki türünde birbirinden habersiz olarak yaptıkları araştırmalarla mendel'in sonuçlarını tekrar doğruladılar ve bunları (bkz: mendel yasaları) adı altında topladılar.
manastırın bahçesinde bezelye yetiştirdi ve 1856'da ilk melezleştirme denemelerini yaptı. elde ettiği sonuçları,kendisini genetiğin kurucusu yapan versuche uber pflanzenhybriden adlı ünlü inceleme yazısıyla yayımladı. başlangıçta, çalışması hiçbir ilgi uyandırmadı; hak ettiği ilgiyi ancak 1900'de (1884'de öldü) görebildi. 1868'de yüksek bir dini göreve atanması onu bilimden uzaklaştırdı.
soyadından dolayı sevdiğim bilim adamıdır.
bezelyeleri çiftleştirmesi eşantiyondur benim gözümde, adam simit satıcısı,oduncu,at hırsızı, köy imamı yahut balıkçı vs. olsaydı da sevecektim kendisini...
kalıtım biliminin öncüsü botanikçi, bitkiler üzerine yaptığı çalışmalarda, bir türün özelliklerinin kalıtım yoluyla sonraki kuşaklara aktarıldığını bulmuştur. gregor mendel'in öne sürdüğü ilkeler, 20. yüzyılın başlarında yapılan deneylerle doğrulandıktan sonra, kalıtım kuramının bütün canlılar için geçerliliği saptanarak, biyolojinin temel ilkelerinden biri haline gelmiştir.
genetik gibi bir bilimin var olması onun sayesindedir. ama çalışmalarının devamını sağlayabilecek yegane bitki (ya da az sayıdaki bitkiden biri) olan bezelyeyi büyük ölçüde tesadüfen seçmiştir. gidip bunları elmayla falan yapmaya kalksa çalışmaları sonuca ulaşmayacak o da belki de vazgeçecekti.