filmin en carpici yani yonetmenidir. pek cok kisi bilmez ama lexi alexander kadindir ve belki de bu filmi bir erkek cekse bu kadar guzel olmazdi. ayrica filmdeki replikler gercekten unutulmazlar arasina girer.
her izlediğimde aynı gazı almamı sağlayan sadece vurdu kırdıdan ibaret olmayan dostluğun kardeşliğin ne olduğunuda göstersen bi film. bu arada elijah wood'un ezik bir tipten karizmatik bi adama dönüşmesine de şahit oluyoruz filmi izlerken. ayrıca filmde bahsedilen west ham-milwall arasındaki düşmanlık tamamen gerçektir. 26 ağustos 2009 tarihinde film gerçeğe dönüşmüştür.
filmden sonra en yakın dostunuza dahi düşman gözüyle bakabilirsiniz. sınıf ortamındaysanız ve sınıfça karşı sınıfa dalma planlarınız varsa gaza gelmek için saldırıdan önce izlemenizde yarar var.
ingilizcenin bozuk olarak kullanıldığı ve ingiliz aksanı olduğu için alt yazısız izlemeyi beceremediğim filmdir. filme gelince kavga sahneleri, tezahüratlar, bir takım nasıl tutulur, kavga nasıl edilir hepsini gösteren, saçma sapan bir sahne içermeyen (son sahne hariç) bir filmdi. shannon denen kadına uyuz oldum ayağa kalktıp " hasiktir ya " diye haykırdığımı hatırlıyorum. *
kesinlikle izlenmesi gereken bir film. ancak tüm westham tribün reisleri aynı aileden çıkmasa daha gerçekçi olabilirmiş. senaryo futbolu seven bir insanı yeterince gaza getirmek suretiyle etkisi altına alabiliyor zaten. abi-kardeş ve tövbekar klişeleri ile süslenmesine gerek yokmuş. ayrıca dudakların kenarından yukarılara doğru atılan iki kesikle oluşturulmaya çalışılan gülümseme figüründen prenses sırıtması olarak bahsedilmiş. *.hareketin orijinal ismi glasgow gülümsemesidir ve ilk olarak glasgow rangers taraftarları bir celtic taraftarına uygulamışlardır. genel anlamda çok iyi olarak değerlendirilebilir.
galatasaray fenerbahçe ve beşiktaşlıların filmi izleyip kendini bulduğunu sandığı filmdir aslında film futbol olarak hiç bir başarısı olmayan westham takımının etrafında kenetlenmiş azınlık grubun davasını ön plana çıkartan filmdir filmin başrolü westham united taraftarıdır en büyük düşmanları ingilterenin en güçlü takımları olan man.united,arsenal,liverpooldur ve aynı davayı güddükleri MiLHAWK takımıdır filmi türkiyeye uyarladığınız zaman westham ve onun kadar fanatik taraftarı olan milhawk takımının ankaragücü bursaspor karşıyaka göztepe takımlarından birsinin olması beklenir sebebi anadolunun basit ama taraftarca güçlü takımlarıdır ve hepsinin ortak düşmanı istanbuldur örneğin westhamı bursaspora uyarlarsak wilhawk ta karşıyaka olmasını bekleriz ikisininde hedefi istanbula karşı dik durmaktır ve rekabetten dolayı aralarında çekişme vardır aynı şekilde ankaragücü taraftarları takım olarak basit taraftar olarak güçlü bir klübtür ve en büyük düşmanları istanbul takımlarıdır anadoludan düşman ve rekabet içersinde olduğu klüb ise göztepedir 1999 yılında izmir alsancakta 2 göztepeli ve 1 ankaragüçlü çıkan kavga sonrası hayatını kaybetmiştir nitekim filmin sonundada olduğu gibi milhawk ve westham united arasındaki kavga sonrası 2 kişi hayatını kaybediyor ingilterenin futbol olarak güçsüz taraftar olarak sağlam olduğu bu klübü ben ankaragücü göztepe % bursaspor karşıyaka çekişmesine benzetiyorum hiç kimse bu film beşiktaşa galatasaraya fenerbahçeye benziyor demesin alakası yoktur...
--- alinti ---
-millwall ve west ham taraftarları birbirinden nefret ederler, eşi benzeri görülmemiş bir nefret.
+bir bakıma yankeeler ve red soxlar gibi.
-daha çok israilliler ve filistinliler gibi.
--- alinti ---
serinin ikinci filminde millwall taraftarlarının parmağını olduğunu düşündüğüm film serisi...bir filmin nasıl içine edebiliriz diye kasan senarist , yönetmen ve oyuncular kesinlikle tesadüf olamaz...ancak birinci filmi izleyince o gazla , hiçbir maçını izleyemeyecek olmama rağmen west ham united kombinesi alma gerekliliği duydum ; boş sokakları united sloganlarıyla inlettim...bununla da kalmayıp pes 2009 da become a legendda west ham a transfer olabilmek için aynı maçı tam 6 kere oynadım...ve sonunda da şunu anladım...
holigan filmi olarak fena bir film değildir, esas amacı holiganların neden holigan olduğunu anlatmak değil, west ham united'ı övüp, kavgaları göstermektir. bir the football factory değildir, olamaz.
ikinci filme o kadar bok atılmasına rağmen daha çok beğendim, en azından pembe dizi yapmamışlar.
benim gibi hem futbolu hem de sinemayı seviyorsanız kaçırmamanız gereken olağanüstü bir film. pete ölümüyle hepimizin ağzına sıçmıştır. tek olumsuzluk elijah wood olmuş. oynadığı role hiç gitmemiş. başka adam mı yoktu? bir de soccer ne lan?
geride bıraktığımız gecede tv8 de yayınlanmış olan film. çok içim gitti lakin bu defa izleyemedim. bir kere daha pete'in ölümünü kaldırmaz bu bünye...*
filmdeki fanatiklerin hepsi iş güç sahibi ve kariyer yapmış insanlar. bizdekilerse koyun sürüsü olduklarından artistlik yapan dövüşmekten ziyade zarar verip kaçan işsiz güçsüz çulsuz tipler. siz hiç gördünüz mü beş kişilik grubun kırk kişilik taraftar grubuna saldırdığını? türkiye versiyonunu şimdiden merak ediyorum.
is yerinde herkes arka planda muzik dinlerken,ben bu filmi dinliyorum calisirken buyuk bir motivasyon veriyor. sevmek suc ise sucluyum, ne yapalim bizde boyle bir bunye sahibiyiz. ayrica forever blowing bubbles tezahuratini bize uyarlamak istiyorum cimbom\'a mal edeyim diyorum ama baloncuklar kavrami bize ters tribunde biz havadaki guzel baloncuklariz diye bagirilmaz sami yen\'de nono derler adama, uzuluyorum mutemadiyen..
--ooooo spoiler oley spoiler oley spoiler oley--
gel gelelim bazi sahneler var ki insana aha iste bu dedirtiyor; sir pete dunham ve frodo dallamaasinin metro\'da iken, sir dunham\'in yasli bayana yer vermesi, arkadaslarina arka cikma duygusunun islendigi sahneler. bir de oyle issiz adam olunmaz boyle olunur.
--ooooo spoiler oley spoiler oley spoiler oley--
son sozum sana elizabeth, adami sex pistols fanatigi olmaya itme.ver artik su sir unvanini pete dunham\'a sen de rahatla ben de rahatlayayim. elton john\'a verdin, sean connery\'de aldi bekletme su cocugu.
sanatsal yapının en çok, verdiği mesajdır önemi. kusursuz bir mesaj üzerine çekilmiş olmasına rağmen, yetmezmiş gibi (adeta işi garantiye bağlamak adına) sonunda bir kelimeyle konuyu da özetlemekte. Derler ya: " işte Budur! "
neden kötü sonla biter ki?.. yoksa bu son iyi midir?.. gerçek sonun ölüm olduğunu neden hatırlatır ki?... içimizdeki canavarı öldürmek yerine neden yaratmadığımız bir -can-ın katili oluruz ki?.. bu kadar mı çok nefret ederiz bir şeylerden?.. ben de cevap veremiyorum nedenlerime.. ama olmasın ne şiddet ne de kan.. *
filmin ardından afyonlu yürüyüşüne bürünüp noluo lan demeniz normaldir. ingilizlerin domuzluğunu net bir şekilde göreceğiniz filmdir. **
