sevmediğim cafe.
malum muğla üniversitesi'nde okuyan bir insanım ben, sıkı bir dostumun "gel ulan artık $u bursa'ya it herif!" türevindeki ısrarengiz lâflarına daha fazla tahammül edemedim ve bu gece geri dönüyorum. ezcümle; gittim bu cafeye; altın sarısı, dore, lame renklerindeki kapi$on kısmı kürkle bezenmi$ montlarının içinde savunmasızca ya$ayan fabrikasyon kızlar gördüm; dar paça pantolonlarının altında converse, harley davidson gibi kült markalarla arz-ı endam eden birbirinin kopyesi tipler gibi geldi bunlar bana. mekan zaten oldukça küçük, mütemadiyen açık olan bir kapıya sahip(kı$ın da açıkmı$!), kahve sipari$ ederken yüzyüze geldiğim kılkuyruk eleman para üstünü verirken oldukça samimiyetsiz.. yazın daha da bir fena oluyormu$ burası; ayakkabıların, montların yerini $ıpıdık terlikler ve gözlükler alıyormu$.
sevmedim dostlar. haklısınız ama; sırf kızlara bakmı$ım ben de.
Acaba insan klonlanmaya (bkz: green cafe)den mi başlandı sorusunu sordurtan mekan. Öyle ki içeride herkes aynıdır, hatta abartalım eğer kzı arkadaşınız green'e takılıyorsa yanlış kızın yanına oturma olasılığınız bile bulunmaktadır.
uludağ üniversitesine gittiğimde farkettim ki okula green cafede oturmak için gidiliyormuş.yani kısaca derse gidiyorum diyip green de oturmak.
(bkz: green cafe=uludağ üniversitesi conconları)
speed cafe kapatılmadan önce üzerine atılacak bir füze ile üniversitemizin taban puanlarını uçurabilirdik dediğimiz, fakat speed kapandıktan sonra lacoste, tommy gibi markaları giymeyenlerin de mekanı olarak şimdilik rafa kaldırılmış düşüncenin sujesi.
izmitteki green cafede lig maçlarıda yayınlanmaktadır. lig maçlarında küfür etmek yasaktır.
kız arkadaşımla hiç başka cafe yokmuş gibi buraya maçı izlemeye geldik neyse maç başladı hararetlendi ana-avrat küfür ettim. etmez olaydım meğersem tikky gençliği pek bi kibarmış küfür etmezmiş.
küfür eder etmez tikky gençliği komple kafalarını çevirip bana bakmaz mı ? benim tabi her tarafımdan asalet fışkırıyor. yan gözle bile bakmadım.
(bkz: fenerbahçe galatasaray maçında küfür etmemeye çalışmak)
hayatımda yediğim en iğrenç patates kızartmasını yapan yer.ayrıca yüce insan süleyman seyfi öğün ile onun hocası ali yaşar sarıbay'ı söz konusu mekanda oturup muhabbet ederken bulabilirsiniz.o kadar zaman ne hakkında konuştukları ise şahsım adına gerçekten büyük merak konusudur.
uludağ üniversitesinde bulunan bu cafe okuldaki speed adlı cafenin yıkılmasıyla bir nevi tekelleşmeye sebep olmuş ve yaz okulunda cirosunu 2 katına cıkarmiştir.
her önünde geçtiğimde bunlar neden böyle dediğim insan topluluğunu ders saatleride dahil bütün gün bünyesinde tutan şık ama boş bir mekandır.eğer çok önemli bir misafir söz konusu ise gidilecek daha şık bir yer olmadığı için mecbur kalan herkesin en az bir kere oturduğu mekandır.
içeriye girdiğinizde herkesin önce yüzüne sonra üstüne baqtığı genelde tüm kızların saçlarının sarı tokalarının kelebek toka olduğu ve milletin birbirinin kestiği uçuk bir üniversite cafesi
uludağ üniversitesiyle hiçbir bağları olmayan bazı bursa erkeklerinin,en az haftanın 2 günü,kendi tabirleriyle karı kaldırmak için uğradıkları mekan..
kaldırıldığı da görülmüştür,doğrudur..
ilk adı green gardendı hatta o sırada şimdiki garanti bankası pasha bile değil sevilla bile değil ledaydı,uludağ üniversitesi iibfnin bir kantini vardı kocaman ve her tip insanı gün içinde muhakkak barındıran,görükledutluktu,bursarayinşaat halindeydi vs..sonra el değiştirdi,garden ekinden kurtuldu fahiş fiyat politikasıyla gerçekten ultra tiki insanların buluşma mekanı oldu.şimdi fiyatlarıda fahiş değildir,müdavimleri de eskisi gibi ultra ciks insanlar değillerdir sonradan oturtulmuş özenti konuşma tarzlarıyla,çakma giysileriyle hiç de matah omayan bir ekolden kalan mirasa konmaya çalışan tiki özentileriyle, normal insanlar,pis kokmayan bir yerde yemek yemek isteyen kişilerden oluşurlar.ki yemek kaliteside 2004 itibariyle düştükçe düşmüştür burada.öyledir,böyledir,şudur,budur lakin okula değil green'e gitmek gibi bir kavram geliştirmiştir sahipleri saygı duymak lazımdır.
bir bardak,çaylı su ile,ya da laf edemediğim,sağlam nescafeleriyle,iki saat oturup,boyalı hatunları kesebileceğiniz,fakültenin en gereksiz,lüzumsuz yerine konuşlandırılmış,tikkyler yuvası..bir de önünden masum masum,entel-kuntel kişiliğinizle geçerken,cins cins bakışlar atarlar,masalara dalıp,kafa-göz Allah ne verdiyse yardırmak istersiniz..
herkesin gıyabında iyi bişey söylememeye azami dikkat gösterdiği ama önünden geçerken yandan bir bakış atmaktan kendini alamadığı uludağ üniversitesinin en oturulabilir mekanlarndan