grand hotel priştine

entry1 galeri0
    1.
  1. dediklerine göre priştine'nin en prestijli hoteli imiş burası.. rte ve tayfasının bu ülkeye geldiğiklerinde kalmak için tercih ettikleri hotel de burası imiş. başka üklelerin ileri gelenleri de öyle imiş. bu hotelin koridorlarında enteresan bir hava var. insanı hafifçe tedirgin ediyor ama belli belirsiz, nasıl desem.. çok orijinal ve çok eski, 80'li yılların burjuvası her yerde hissediliyor. lakin bu aralar revizyona girmek üzere. doğallığını bozmasalar bari... sonra yemekleri harika.

    savaş döneminde subayların üst olarak kullanmayı seçmiş olması tarihi bir değer de katıyordur kuşkusuz. ama işler aslında öle değil.

    ...bu yazıyı yazmadan, yani bir iki gün önce; ben ve çocukluk arkadaşım teknik bir işte kullanmak üzere yaklaşık 25cm boyunda bir demir parçası aramak için, binanın bodrum katlarında dolaşmaya başladığımızda bu yazıyı yazma kararını da vermiştim içimden. lakin o hissi bir türlü tarif edebileceğim doğru kelimeleri bulamadım. ve en sonunda da oturup aklıma nasıl geliyor ise o şekilde yazmaya karar verdim. hayatım boyunca hiç bu kadar ürperdiğimi hatırlamıyorum... bir kapı açıyorsunuz, önünüze ucu belli belirsiz karanlıkta uzun uzun koridorlar çıkıyor. sağlı sollu kapılardan geriye kalan duvarlar tavana kadar küççük (hemen hemen sigara paketi kadar) beyaz fayanslar ile kaplanmış, bir çoğu kırık dökük ve delik deşik, köşeleri ise hep dökülmüş... başka bir kapıyı açıyorsunuz yine başka başka koridorlar çıkıyor önünüze. ve hemen hemen her açtığımız kapıda karşılaştığmız manzara aynı oldu.. inanılmaz kasvetli, insanı anlamsız bir şekilde geren ve soğuk bir havası var buranın. bildiğiniz mezba gibi. "-artık bir daha oraya inmek istemiyorum..." tesadüf eseri bir alt kata inen merdiveni bulduk ve indik.. soğuktan değil, korkudan titrediğimi fark ettim. ürkütücüydü, hem de çok ürkütücüydü.. korkaklığım pek yokur diye bilirdim oysa.. o sırada yanımdaki arkadaşım da korkup ürkmüştü birşeylerden. demiştim ya çocukluk arkadaşım diye, onu da ilk defa bu halde görmüş oldum... ikimiz de birbirimize korktuğmuzu belli etmemeye çalışarak biraz daha ilerleyince tüylerimin diken gibi olduğunu hissetim. tenimi acıtacak kadar hemde. orda bambaşka birşeyler vardı sanki (şu anda bu yazıyı yazıyorum ve hala tüylerim ürperiyor) ve tam da o anda arkadaşımın "-moruk, ben daha fazla gitmiycem, hadi geri dönelim" demesi ile ikimiz de aradığmız demir parçasını bulmadan geri döndük ve labirent gibi olan koridorlardan lobi katına çıkmayı başardık.. rahat bir nefes alabilmiştik sonunda. ama ilk günkü huzurumuz yoktu artık.

    evet, orada yani bu hotelin bodrum katında bizi bu denli korkutan şeyin ne olduğunu anlayamamıştık ama her ikimiz de gerilmiş, ürkmüş ve de korkmuştuk.. her ikimiz de 32 yaşında kazık kadar herifleriz ama it gibi tırsmıştık işte.. ve sonra bu olayı burada çalışan işçilere anlattığımızda sanırım olayın esasını da anlamıştık.. ölenlerden birisi de bu gün burada çalışan bir işçinin öz kardeşi imiş...

    savaş sonrasında bu hotelin bodrum katlarından 200'ü aşkın ceset çıkarılmış, sırplar tarafından neredeyse tamamı diri diri kesilmiş. sorgu sırasında her alınamayan sorunun cevabı için bir organ. kulaklar, burun, bözler, cinsel organlar, parmaklar, kollar, bacaklar, kafatasları... ta ki ölene kadar. daha şanslı ve çok az sayıda olanlar ise kurşunla.. kızlara ve kadınlara tecavüz etmek için ise üst katlardaki odalar kullanılmış. kim bilir, belki de yattığım oda da bunlardan birisidir... o dönemde insan kesmek için kullanılan mezba yeri gibi. çığlıklar hala yankılanıyor sanki..

    yani bu binanın her yerinde hep acı bir şeyler olmuş.. odamın kapısını iki defa kilitlemeye başladım. top patlasa uyanmayan ben, en ufak tıkırtıda (gecenin bi vakti enteresan tıkırtılar duyuyorum. sanki birisi kapıma dışarıdan bir kumaş parçası sürtüyor ve birden kayboluyor) gecenin bir vartinde zınk! diye uyanıp gözümü kırpmadan dikkatlice kapının koluna bakıyorum birisi zorluyor mu diye. ve sonra da uyu uyuyabilirsen.

    bu kasvetlilik hala hissediliyor buralarda.

    ruhsal dengem bozulmadan bir an önce işimi bitirip evime dönmek şu anda istediğim tek şey.

    işte size benim gördüğüm grand hotel priştine.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük