bir şampiyonluk gecesinde, ışıkları yanlışlıkla*kapatılan stadyumda, kendisine kırıcı bir çıkış yapmış yöneticiye cevap vermek için bayrağı santraya dikmesi hiçbir galatasaray taraftarının aklından çıkmayacak değerli teknik direktördür.
"Şimdi sorsanız aptalca bir şey yaptığımı söylerdim" demiş.
--spoiler--
"Kimseye zarar vermedi ama tutkuyla bir şey yaptı ve bunun doğru olduğuna inanarak yaptı. Birkaç yıl önce birlikte tatildeydik, bu olaydan bahsettik. (Şimdi bana sorsanız ne kadar aptalca bir şey yaptığımı söylerdim) dedi. O zaman böyle bir tepki verdi ve gönlünden geleni yaptı. Hala bunun hatırlanıyor olması güzel. Bundan pişmanlık duyduğunu söylemedi. içinden geldiği gibi hareket etti. Şu anda televizyonda yorumculuk yapıyor, birkaç sağlık sorunu var, menajerliğe dönme planı yok."
--spoiler--
s anma ki unutur bu kalpler seni...
o yaptığın iş unutulur mu ki?
u lubatlı olmak nasip olmaz her yiğide!
n asıl diktiysen o bayrağı, izi hala kadıköy'de.
e y şanlı iskoç, ey gerçek cesur yürek!
s en birgün hissedersen kendini yalnız başına tek,
s akın şunu unutma, yanındadır bu taraftar bedenlerimiz ölene dek.
( graeme souness, bu gün 59 yaşına girmiştir. doğum günün kutlu olsun ulubatlı souness! )
"elime bir bayrak vermişlerdi, bayrağı tugay'a vermek için onu aradım, arkamı döndüğümde tugay'ı değil o nu gördüm. bana "sakat" diyen, parasından başka hiçbir şeyi olmayan o insan taklidini. aniden kalbimde bir sızı hissettim ve koşmaya başladım. o nun gözlerinin içine baka baka, sanki o nun kalbinin ortasına dikiyormuş gibi o bayrağı sahanın ortasına diktim. amacım kimseyi tahrik etmek değildi." -graeme souness-
gelin şimdi bu sözlerin öncesine... gerçek william walles'ın, gerçek cesur yüreğin, iskoç graeme souness'ın ulubatlı olduğu o unutulmaz akşama... 24 nisan 1996 fenerbahçe-galatasaray maçına gidelim.
ilk maçı galatasaray 1-0 kazanmıştı. 24 nisandaki rövanşta, maçın başında fener golü bulunca, maçtan önce graeme souness'ın hastalığıyla dalga geçerek "bunların teknik direktörleri kalp hastası, biz bu maçı kesin alırız." diyen fenerli yönetici, nasıl birşey olduğu hakkında en ufak fikri olmadığı, türkiye kupası'nı alacaklarını zannetmişti.
ilerleyen dakikalarda gol gelmeyince, maç uzatmalara gidiyordu. ve uzatmaların 117. dakikasında sahneye fenerli yöneticilerin, ilerleyen yaşı sebebiyle "kalp hastasının askerlik arkadaşı" dedikleri liverpool efsanesi dean saunders çıkıyordu. atılan gol sonrası, maç 1-1 bitince olanları ilk paragrafta okudunuz zaten...
graeme souness, 6 mayıs 1953'te iskoçya'nın edinburg şehrinde doğmuştur. futbolculuk kariyerinde tarihin en iyi tottenham'ında oynamış, efsane liverpool'un orta sahasının bel kemiği olmuş, futbolcu-teknik direktörlük yaptığı glasgow rangers'ta 5 lig şampiyonluğu yaşamıştır.
unutulmaz maçın yıl dönümünde, ulubatlı souness'ı sevgiyle anıyoruz.
fenerbahçe stadına bayrak dikmesinin yanında o sezon için kulübün en iyisi dean saunders haricinde yalan olmuş 2 britanyalıyı ** da kulübe getirmesiyle hatırlanmış teknik direktör.
edit: mike marsh ve barry venison türkiye'de fazla kalabildiler mi ? onun için yalan olduklarını yazdım.
galatasaray a gelmis en sempatik teknik direktör. fenerbahce stadinin ortasina diktigi bayrak dikme olayi, dünya futbol tarihinin en ilginc on olayi iyine girmistir.
futbolcuyken sırasıyla tottenham hotspur, montreal olympique, middlesbrough, liverpool, sampdoria ve glasgow rangers formalarını giymiş ve o zamanki takım arkadaşı gianluca vialli'yi üstünde takım elbise ve kravat olduğu halde göle iteklemiş kişi. vialli, kendisinden pantolonunun bacaklarını kesip, üstelik bir de kiyafetin içine bol miktarda kaşıntı tozu sürerek intikam almıştı. vialli daha sonrasında bu olayı, "souness'i etrafta hiç bu kadar çabuk çabuk hareket ederken görmemiştim" sözleriyle hatırlıyor.
an itibari ile, galatasaray ile anlaşıp anlaşmadığı henuz belli olmayan teknik direktordur. kısacası alberto zaccheroni, klaus toppmoller ve souness arasında secim belli degildir.
teknik direktörler konusunda çift dikiş giden galatasaray ımın kötü yönetiminin yeni kurbanı.
fatih terim geldi, yarım yamalak işler yapıldı rezil oldu gitti, hagi geldi, elindeki kısıtlı kadroyla tüm kibir ve kaprislerine rağmen takıma harika futbol oynattı ve hakettiği şampiyonluğu alamayınca o da gitti ve sıra da sonunda souness a geldi.
gelelim souness ın kariyerine!
kendisini her ne kadar malum sebeplerden çok sevsem de galatasaray ile aldığı türkiye kupası sonrası blackburn ü bir seviye üste çıkarmak dışında pek iş yapmadı, bununla kalmayıp sıradanlaşmaya başlayan newcastle ın çöküşünü başlattı.
souness orta-alt sıralardaki takımları orta-üst sıralara iyi çıkarabilen bir hoca olmasına rağmen iddialı takımlarda pek dikiş tutturamıyor nedense! ilk gelişinde de lider olarak kapadığımız ligin ilk yarısını dean saunders sayesinde zorlukla dördüncü bitirmiş ve yine saunders ın füzesiyle ulubatlı efsanesini başlatan kupayı kazanmıştık.
fenerbahçelileri sinir etmek için adının söylenmesi yeterli olan, kadıköyde, binlerce fenerlinin önünde önce feneri yenip sonrada galatasaray bayrağını stadın ortasında dalgalandıran şahsiyet:)
türkiye'nin modern bir stada kavuşmasını sağlayan eski galatasaray teknik direktörüdür. o zamanki ismiyle fenerbahçe stadı'nın ortasına diktiği devasa galatasaray bayrağının acısını her daim içlerinde hisseden fenerbahçe'liler en sonunda stadı yıkıp yenisini yapma ihtiyacı hissetmişlerdir. galatasaray'da görev yaptığı süre içerisinde türkiye kupası'nı almıştır. ama en önemli ve onu belkide metin oktay'ın ağları delen golü gibi yüzyıllarca ölümsüz yapacak şey diktiği bayraktır. galatasaraylılar açısından yaşattığı zevk olarak, fenerbahçeliler açısından ise yeni bir stada sahip olmalarını sağlamasından dolayı minnet duyulmalıdır.