+mahmut olum ne lan bu yastığın hali?
-napiyim olum elalemin ki gibi paraya silemeyoz.
+marketten alıver tuvalet kağıdını evi bok götürüyo diye fırsattan istifade etme!
-senin yastık sırılsıklam ben sesimi çıkarıyomuyum
+geçen ıssız adam'a gittim çok dokandı ondan şeyettim, ağladım olum ondan.
-final haftası içersen o kadar birayı ağlarsın tabi şırıl şırıl bir dahaya altını bezlicem...
Sümükte silinirse yastığın arkası çevrilmesi gerekir. şayet ellerin altına sokulması pekte rahatsız edici olacaktır, bu yüzden labut gibi yatmak huzur kaçıracaktır.
gözyaşı adı üstünde gözden çıkan yaştır. gözden çıkan yaş örneğin yatarken vuku bulursa gözyaşlarımızı yastığa silebiliriz. bu hareketimizden sonra 'gözyaşlarını yastığa silmek' eylemi gerçekleşir. gözyaşı pis bir salgı değildir. bu nedenle o ıslaklık kurur gider ve de bir dezavantaj teşkil ettirmez. başka salgılarımızı yastığa silmemeliyiz. diğer vucuttan atılan maddeler genel olarak bok, sidik, ter ve eşey hücreleri barındıran muhteviyatlardır. bu ikinci etapta bahsi geçen maddeleri yastıklarımıza silmemeliyiz. silersek de hemen yıkamalıyız. yıkamazsak, yastıklarımız türlü türlü hastalık barındırma potansiyeli bulunduracağından antihijyenik kontr-endikasyonlara karşı dikkatli olmalıyız.
yan yatmışsanız gözyaşlarınızın burnunuza kaçması muhtemeldir, mevsim kışsa burunda tıkanır. sebebi her zaman aşk değildir, kaybettiğiniz biri, geri gelmeyecek birşeyler, zayıflığınızı gizleme isteği olabilir. insanın kendine en fazla acıdığı anlardır.
sıcak bir omuza yaslayabilmek varken soğuk duvarlara yaslıyorsan başını...mutlu anında olsun mutsuz anında olsun yanında yoksa bir ses...yatıp uyumak denirse buna başını gömersin yastıklara, kimse duymasın diye çığlıklarını...akar gözlerinden nehir misali, durduramazsın...çaresizliktir...
yatakta ağlandığının göstergesidir.bir de kimse duymasın diye sessiz sessiz ağlanır, hıçkırıklar içte tutar,dışa yansımaz.gözlerinizden dökülen sular önce yanağınızı ıslatır bir süre sonra acıtır.daha sonra dudaklarınızda bir iz bırakarak yastığa doğru süzülür.bir an için bakmışsınızdır ki yastık sırılsıklam olmuştur, o zaman tersini çevirirsiniz.
bazen can çok yanar ama bi hınçla dolu olunca insan, en yakınlarının yanında bile ağlamaktan utanır.içinde bi kopukluk bi sızıntı olmasına rağmen güler neşe saçar etrafı bile hayrete düşürecek kadar. ama işte geceleri yalnız kaldığı zaman bütün gün içini acıtıp da düşünmeyi üzülmeyi ertelediği şeyle başbaşa kalır.o şey kafasını kurcalarken,evdekiler de duymasın diye yüzünü yastığa dayayıp ağlar yorulup da uykuya dalana kadar.