boğazdaki yumrunun sebebidir, tıkanır kalırsınız, gözlerinizse anime karakterlerinin gözlerine döner, kendinizi sıkarken bir yandan da boş bir tuvalet ararsınız...**
eş dost gülmesin diye olabilir. alem puşt olmuş malum.. canlarım benim.
misal, derin bi film izlenecektir ekürilerle birlikte. hani malınızı bilirsiniz de ona göre davranırsınız ya, hah işte o sebeple kişilerle çabucak gözgöze gelmeyecek şekilde ayarlarsınız odadaki oturma yerinizi. az biraz arkaya, herkesten daha ırağa, yan tarafa, ya da onların taa önüne falan.. loş ışığın dibine vurduran abajurdan falan da destek alırsınız hatta. destek alırsınız, zira bilirsiniz ki çevreniz kötüdür.
film başlar, az biraz yol alır falan feşmekan.. hani paylaşalım demişiz filmin işlenişindeki marjinalliği, ondan toplanmışız ya göya. püffff, nerdeeee!? etrafınızdaki puştlar.. daha az puşt olan siz.. ve perdeee;
- şşş, ağlıyon mu sen?
* öfff! nooldu? yassak mı?
- ahahaaa, aç aç ışığı aç.. ahahaha
* ya tamam, ne ağlaması be, öffff!!
- ahhahaha tavana bakıyo, ahhaha
= aaa, salağa bak, film lan bu ahhahaa
* aaaa! ambiyans manbiyans komadınız be! küfür edicem bak..
- ohşş, etsene anamm ehiheheee
= hayyaağttt, onu neden yorüyosuuğaaann, ahahaa
- ehaahee, bu salak parti hayvanlarını seyrederken bile ağladıydı var ya..
= nası? onu niye seyrettiniz ki, yuhhh
- bi sahne mi varmış ne haltmış, saf işte..
* öfff.. çay koyayım bari ben. amaaan, allah belanızı versin o zamansa be, puştlar sizii!
= ay kuzumm, kıyamam şaka yaptık gel şşş, hehee
- allah belamızı mı versin? hmmm.. yağmur yaaağar dikenlerinn üstüneeeğeğeğğ, senden gelen gada başım gözüm üstüneğğğğ, türkü bile yaktım bak sana, yirim yirim gel bureeee, ahahah
- açık koy çaylarııııı! hayat yoruyo zati. hatta sen papatya çayı iç bence, ahahahha
,
essah tanım: ite dalaşmak yerine çalıyı dolaşmaktır bazen.
dur ama durrr.. kasıcem az bi.
(fagot solo)
ve anladım ki, film dediğin yalnız izlenirmiş
ağaçlar da toprağa acı verdikçe büyüyorlarmış zati ya hani..
ahahhaah.
ay pardon.
öhömmm..
ciddiyet lütfen!
(şimdi huşu)
ve aslında anladım ki;
herkesten gizli boy atmak,
bir kavağın becereceği işmiş ancak..
ve hüner değilmiş hiç,
ağlamamak için kasmak.
eğer sevgili başka bir şehirdeyse ve siz de onun yanından okuduğunuz şehire döneceğiniz gün onla vedalaşmak için buluştuysanız mümkün olmayan eylemdir.
duygular zaten allak bullak olmuştur, bir de aman renk vermeyeyim diye, göz yaşlarını tutmaya çalışıp, strese sokmamalı insan kendini.
ağlayabiliyorsa bir insan, insan olma yetisini yitirmemiştir. ağlamak utanılacak bir şey değildir.
parmak ucunda yürümek. içine akıtmak bir çağlayanı. dolup taşmak kendi kendine.
benim de gözlerim var. hep mutlumuyum sanıyorsunuz, yüzüm hep gülüyor mu? benim de çağlayanlarım var, içim içime sığmıyor bazen. koparıyorum o kocaman yaranın kabuğunu, birden kanıyor. gözüme hep mi toz kaçıyor yoksa, buna inanıyormusunuz, toza alerjim var benim tozlu yerlerde duramam.
kafamı kaldırdığımda ben de ıslak buluyorum bazen yastığımı, bazen gülerken ağlıyorum, yaşlar akarken içimdeki pınarlara doğru, gözlerimi kapıyorum hep, ağlamam ki ben ağlayamam ki nerde bende o cesaret?
bir avuç suyu ellerinizin arasında tutma çabasına benzer. bazen gözyaşınızı tutacak kadar
bir kuvvet kırıntısı bulursunuz. o anlarda yaptığınız şey de aslında tam anlamıyla gözyaşınızı tutmak değildir.
işte o anlarda içeriye doğru akar, ta derinliklerinize kadar. yeri gelir boğazınızda düğümlenir; hiç ara vermeden içten içe ağlarsınız en mutlu maskenizi kuşanıp.
sizi kiran ve örseleyen ammavelakin aglamini isteyen seye ve seylere karsi önceleri göz yaşlarinizi tutmaya calisirsiniz. cünkü bilirsiniz ki göz yaslariniz sizin caniniza okumaya ve örselemeye calisan kişilerin zafer nisanesi olacaktir. hakikat sizi öfkelendirir ve kudurtur. buz gibi öfkeye tahvil ettiğiniz içe akan gözyaslariniz sizi acimasizlastirir ve hasminizin kişisel zemzem kuyusuna ve zaafina hucum edersiniz. bazi zamanlar ise sadece sessiz bir duvar olup kücümseyen gözlerle süzersiniz sadece...
tutmaya calısan er kişi ise, erkekler ağlamaz tabusunun eyleme geçişi,
kadın ise (ki bu ihtimal binde bir görülür) karsıdakinin kendisini güçsüz görmemesini istediğindendir.
ama tutulmaz gözyaşı denen meret ve ilk kuytu köşede yer çekimine yenik düşüp süzülür yanaklarınıza.
tutulmaz. akarlar ve duramaz önünde hiç bir engel. istersin ki paylaşsın acını herkes. dünya kulak kesilsin dinlesin seni. ama olmaz.olamaz. çünkü ayıptır herkesin önünde ağlamak ve acizliktir göz yaşıyla olaylara nokta koymak. işte bu yüzden zordur insan olmak.