araba farları değil bu kastedilen. gözlerden etrafa yayılan, daha uzağı görmeye yarayan, daha derini kavratan o bakışları tarifler. bazı insanlar sönük bakarlar, kısaları yakmışlardır ya da sis farlarını. sizi sadece hayal meyal görürler, sadece neye benzediğinizi seçebilirler, ötesiyle zaten ilgilenmezler, çünkü kendi dünyalarında kaybolmuşlardır. ve her kaybolan gibi ışıktan korkarlar.
sizin uzun farlarınız, canlı ışığınız bu insanların gözlerini alır, size selektör yaparlar, ikaz ederler, kısaları yakmanız, uzunları söndürmeniz, içlerine bu kadar net bakmamanız için. sizinle göz teması kurmaz, bakışlarını kaçırır, konuyu değiştirir, sizden rahatsız olduğunu beden diliyle ele verir.
bazı insanlar da uzunlarla dolaşırlar hep, yolda, cafede, sinema arasında, otobüste, bir sahil yolunda onlardan birisiyle karşılaşınca, içinize içinize gelen bu ışıklar sizde rahatsızlık değil, evsahipliği duygusu ve tatlı bir heyecan yaratır, gözleri hem sizi görecek, hem de sizin onu görmesini sağlayacak kadar açıktır. içeriyle bağlantıyı kesen kapılar, engeller, barikatlar yoktur. şeffaftır. siz karşılıklı çay içerken, bir konu hakkında konuşurken ya da barda bira yudumlarken, kelimeleriniz havada danseder, ruhlarınız çalan müziğin ritmiyle yanıbaşınızda dansediyorlardır.
bazi vakitler kisalar ile dolasan kişi seloktor yapmak ve karsisindakini daha iyi görebilmek için karanliklarda, yahut uyarmak için - hey amigo bana yalan söylüyorsun ve yalanini yakaladim dermiş gibi- clark cekerek selektor yapar.
bazilari ise gündüz vakti ben sola yahut saga döneceğim diye sinyallerini yakar.
kimileri ise acil bir işim var gecici olarak dörtlülerini yakar.
hele bazilari vardir ki -imdat beni caliyorlar diye- alarm öter lambalar yakar. eğer hassas alarmi varsa önceleri dikkat ceker sonralari eh birzaman sonra duyulmamazliktan gelinir. -yalanci coban meselini hatirlayiniz-
ama kimileri vardir ki alarm ayari pek ince değildir anca cok büyük bir şeyde alarm verir, - imdat- diye.
ama en hazini kimileri de vardir bazi nedenlerden ötürü alarmlari bozuldugundan imdat cagrisini bile yapamazlar.
sözün özü eger birisi göz farlarini yakip size bakiyorsa bakamiyorsaniz en azindan güneş gözlüğü takarak bakmaya calisin, söndürmeye değil. çünkü su yıkılasi dünya da pek öyle güpegündüz uzunlarını kimse yakmaz.
iktisadi Ve idari bilimler Fakültesinde tiki olark adlandırılan hanım kızlarımızın kışın ortasında güneş gözlüklerini çıkardıklarında verdikleri ışıkla dolaşmak.