Çoğu insanın hafızasına göz altları morarmış gözleri kanlı soluk tenli siyaha boyanmış vücuduyla müzik yapan topluluğun teması olarak kazınmıştır mimari kısmına girmiyorum bile.
Gotik edebiyatına, filmlerine, mimari yapılarına, resimlerine bayılıyorum. 18. yüzyılın Doğu Karadeniz’de, şömineli ve doğal gazlı güzel bir şatom olsun isterdim. Taş duvarlar, geniş odalar ve koridorlar; yürürken yankı yapan topuk sesleri ve yüksek karyolalı yataklar... Ama Doğu Karadeniz’de, şömineli ve doğal gazlı olacak. Güzel bir mimarisi ve geniş bir bahçesi olacak. Bahçesinde kızılçamlar, salkım söğütler ve kavaklar olacak ve denize manzarası olacak. Hayali bile güzel.
temel mantık; sivri kemerle ağırlık duvardan alınıyor ve yere direk atarılıyor. böylece duvarlar boş kalıyor. ( üstüne ağırlık binmiyor çünkü) adamlar diyor: la aga bu duvarlar zaten taş yığını ne gerek var?
bu sefer o araları vitray denilen camlarla dolduruyorlar.
böylece romaneks denilen mimarisinin taş yığınının yerini gotik gibi estetik alıyor. ( barokta zaten hepten taşın amuna koyuyorlar ve incik cindik yapıyorlar taşı)
ayrıca payanda da önemlidir ve yükselen binanın ağırlığını bu sefer payandayla kolonlardan da çekip yükü hafifletiyorlar.
fransa'da 12. yüzyılda ortaya çıkmış ve italya dışında hemen hemen tüm avrupa'yı etkilemiş sanat tarzı. italyayı pek etkilememesinin sebebi italya'da gücünü rönesans'a kadar kaybetmemiş romanesk tarzın oldukça etkili olmasıdır. ayrıca itlayanlar bu tarzı barbar işi olarak görmüşlerdir.
gotik mimarinin felsefi yapısında tanrıya ulaşmak yatar. bunun içinde çok görkemli yapılar yapılmıştır. gotik sanat kendini en çok katedral yapılarında göstermiştir. fransa'daki amiens, reims ve chartres katedrali en ünlü katedrallerdendir.
ibadet yapılarına heykel de bu tarzla girmiştir. bu tarz çıkmadan evvel paganlığın haıtraları tazeyken heykeller put olarka görülmüş ve ibadethanelere sokulmamıştır.
her genç kız hayatının bir bölümünde, kim olsam ne olsam kimlerden olsam bilemediğinden bu tarzı benimsemiş, siyah giyinmiş, kalın kalın siyah sürmeler çekinmiş hatta abartarak siyah rujlar sürmüştür.
ergenlikten çıkış sürecinde ise ya bir aşk, ya bir arkadaş onları bu tarzlarını bırakmaya ikna edip, kendi yollarında yürümeye yöneltmiştir.
türkiye'deki versiyonları bir fields of the nephilim'i, bir joy division'ı bilmeyen, gotik diyince akıllarına gelse gelse emo grupları, him gibi rezillikler gelebilecek tiplerden oluşan (yer yer komik kaçan) akım.
gotik akım yani gotizm , her açıdan abartı ve göz alıcılığı içinde barındıran, ortaçağ felsefesine bağlı olarak karanlık ama bir o kadarda motiflerdeki ayrıntıya önem veren bir üsluptur. adını hristiyanlığın ilk yıllarında avrupayı istila eden gotlardan almış ve fransada il adımları atılan bu akım 12.yy dan rönesans'a kadar gelişmiştir. bu terimi ilk olarak italyan hümanistleri kullanmışlardır. alpler'in kuzeyinde gelişen, roman ve hikaye sanatının ardından gelen bu sanatın, klasik sanat kurallarından ayrıldığı ve bu üslubu küçümseyen italyan hümanistlerin ona gotik adını verdikleri belirtilmektedir. mimari alanda ortaya çıkan bu akımın izlerine,
sinema alanında tim burton filmlerinde rastlamak mümkündür...