ilk çıkış yerinin fransa olarak kabul edildiği mimari türü. tabi tarih içerisinde zamanla neredeyse bütün hristiyan avrupasına yayılmıştır. ama zaman içerisinde her ülke kendi kültürüne göre bu mimariyi ufak değişikliklere uğratmıştır. lakin bu mimarinin değişmeyen belli başlı karakteristlik özellikleri vardır. bunların en başında cephelerindeki cam ve vitray süslemelerdir. bu mimari gayet sivri hatlara, yüksek tavanlı ve sivri kulelere sahiptir. bu nedenle gotik bir yapının önünde durup, yukarıya doğru baktığınız takdirde binanın aniden yükselip gidecekmiş gibi durduğunu farkedersiniz.
bugün ise bu mimariyle ilgilenenler en iyi örneklerini görmek istedikleri takdirde;
paris 'teki notre dame katedrali,
milano'daki milano katedrali,
strasbourg'daki strasbourg katedraline bakabilirler. bunların çoğu 11. ve 13. yy'lar arasında tamamlanan, başlıcalarının fransa'da yer aldığı mimari örneklerdir.
gotik mimari kişiye tanrının ihtişamını, o ihtişamın yanında da insanın küçüklüğünü insana hatırlatmak amacıyla devasa ve yüksek yapılara (ve kapılara) yol vermiştir. gotik mimaride birbirini kesen kemerler haşin ve sert bir havayla disiplini simgeler. ayrıca kasvetli ve dingin bir hava oluşturmak için ortamın loşlaştırılması amaçlanmıştır gotik mimariyle. yapıların yüksekliği tanrıya yakın olma isteğinin de bir yansımasıdır.
"ihtişam" kelimesinin can bulduğu mimari biçimidir. daha önce hiç kullanılmamış korkunç güzel bir mavi tonunun geniş camlarda kullanılmasıyla güzelliği daha da artar.
belki de engizisyon döneminin dünyaya verdiği tek güzel şeydir gotik mimari. inanılması güç katedral yapılarını incelemek hayran olmak için yetecek hatta artacaktır. sonsuz geometrik kemerler kullanılır. kubbe yoktur. üçgen varyasyonu bulunduran harika kuleler barındırır.
12-16. yuzyıllar arasında avrupada gelisen bir mimari akımdır.gunumuze kadar ihtisamını koruyan gorkemli katedralleriyle unludur. kast sisteminin bir urunu olarak ortaya cıkmıstır; din adamları katedralleri, asiller satoları ve burjuvalar da kentin geri kalan kısmını inşa etmişlerdir. o zamanda genelde bir katedralin cevresinde buyuyen sehirlerde bu tarz mimari baskındır ve bu sehirler arasındaki inşaat rekabeti cok gorkemli yapılar meydana getirilmesine yardımcı olmustur. ayrıca gotik cag katedralleri sembolik olarak halkın bagımsızlıgını ve kiliseyle olan işbirligini işaret eder.
gotik cagda inşaat teknikleri daha gelişmiş oldugundan denge saglayacak elemanları cok iyi kullanabilmişler ve duvarları kolonları inceltebilmişlerdir. taş tonozlar ve kemerler oldukca ince ve yuksektir. sivri kemerli capraz tonoz* ve ucan payandalar** bu mimariye ozgu elemanlardır. catı strukturunde kullanılan capraz tonoz sayesinde yuklerin binecegi noktalar kesin olarak belirlenebilmiş ve bu noktalara payandalarla destek yapılarak struktur hafifletilmiş, binanın yuksekligi ve dengesi bu sekilde saglanabilmiştir. gotik mimarinin estetigi de bu hafiflik sayesinde (dolayısıyla capraz tonozlar sayesinde) meydana gelmiştir. taş oymacılıgı ve cam duvarlar da bu estetigi geliştiren elemanlardır. ayrıca ince duvar ve yuksek tavanlar sayesinde iç mekanda mistik bir hava yaratılabilmiştir. pencereler de genişletilip yukseltilince aydınlık bir ortam yaratılmıstır. teknik detayların yanında aslında gotik mimari o cagın temel dusunce sistemi olan skolastik felsefenin urunudur. ayrıca iç mekanda kullanılan resim ve heykeller dini imgelerle doludur. hatta cam boyamaları bile incilden alınan sahneleri betimlemektedir. bunun amacının da cahil halka din bilgisi vermek ya da onları dine baglamak oldugu dusunuluyor.
bu tarzın en unlu yapıları arasında amiens katedrali (amiens-fransa), notre dame katedrali (paris), lincoln katedrali (londra) sayılabilir. amiens katedrali mimarlık tarihcileri tarafından bu yapılar arasında en onemlisi olarak kabul edilir.
gotlarin hristiyanlasirken pagan kulturune ait degerleri hristiyanlikla kaynastirarak yaptiklari eserlerdir. yuksek hafif gorunumlu kuleleri olan, kubbeleri cok yuksek yapilardir.