"i'm so gothic,my diapers were pvc."
"i'm so gothic i have zippers on my wrists"
"i'm so gothic i'm black"
hatta ve hatta abartıp"i'll be right back,i need to slit my wrists"diyen tür.
Avrupa'da 12.yüzyıldan Rönesans'a kadar sürem bir sanat biçimidir.Gotik adının verilmesi,bu sanatın eski barbarlara benzetilerek hor görüldüğü içindir.
tamamen çarpıtılmış bir hadise.açılsa da yazsam dediğim başlık.
siyah gothluk sembolü olmuş nedense.goth olmak isteyen herkes 1siyah entari ile çıkıyor piyasaya.
ben senelerdir gothic-doom dinleyicisi olarak onlara tavsiyem,öğrenin de yapın.3tane grup adı saymakla goth olunmaz.ayrıca siyah renkten iğrendim sayelerinde.yeri geldiğinde mavi hatta pembe de hüznü karamsarlığı anlatır.
gothic akımının tohumlarının atıldığı 90 lı yılların başında paradise lost'ın çıkardığı albüm ve albümde yer alan parçanın ismi.o ana kadar hiç birlikte kullanılmayan gothic tarzı sözler,kadın vokal,brutal vokal ve depresif,isyankar riffler le birlikte doğacak bir akımın habercisidir.sözleri;
Denying our restlessness
Frustrations tension eludes
The past was clean
Where thoughts were mild
The present day horrors alive
Slowly passing timeless horrors
Lives within all fear
The mourning in my tears
Drown all the past
We lived beneath these years
Awaiting for the call
For all life to expire
Passive to this day
To infinity we'll fall
The light is dim before us
Shadows appear and fall
A barrage of savage ways
Only the darkness can filter through
Awaiting for the call
For all life to expire
Passive to this day
To infinity we'll fall
Lives within all fear
The mourning in my tears
Drown all the past
We lived beneath these years
özenti insanlar tarafında simsiyah makyaj yapmak, ortaçağ kıyafetleri giymekten ibaret sanılan mimari akım.
devasa katedraller bu akımın en büyük yapıtlarıdır. bu katedrallerde genellikle ölüm teması işlenir. bunun amacı insanı ölüme hazırlamaktır. aynı zamanda bu yapıların insan üzerinde şöyle bir etkisi vardır ki; insan kendisini o dev yapıların yanında aciz hissetmektedir, yaratıcının büyüklüğü damarlarda hissedilir. zamanla bu yapılar terkedilir, kullanılmaz olur. ama görülmüştür ki bu yapılar ölümsüzdür, çünkü o kadar sağlamdır ki zamana meydan okur. bu da dinin devamlılığını hissettirir insana. katedrallerden sonra bu dayanıklı mimari başka yapılarda da kullanılır (köprüler, evler, çeşmeler). daha sonra bu yapılar melankolinin, karanlığın, içe kapanıklığın, ürpertinin yuvası haline gelmiş, birçok edebi esere ilham kaynağı olmuştur. böylece bir akım çıkar ortaya.
er geç bu gotik halet-i ruhiyeden sıyrılıp normal hayata dönecek insanlardır. hatta eller havaya ya gidip fiçyu hendz ap* diye pöykürenlerin en ateşlisi de bunlar olmaktadır. bu yazıyı okuyup da annesi gotik olan biri varsa yazarlığı filan bırakır gotik takılırım ben de.
