evet ta kendisi, işte o benim...
boş oda bom boş, bom boş, bom boş...
harika her şey yerli yerinde, her şey burada
her şey...
mikrofonum burada, ses 1-2
boş bir kağıt, bom boş...
ve mixerim, ve sözlerim...
anlatmak lazım
anlatmam lazım
anlatmalıyım ben her zaman
anlatmam lazım
anlatmalıyım her zaman
evet anlatmam lazım
anlatmam lazım her zaman sönük cevapları
bu benim hayatım!
a-ha
sago go go
a-le-lo-lo-lo-lo
hüner süsüm bilgim madenim aklım canım gözbebeğimden gerek öğrenmen
bak bana doyasıca hayat eli sopalı bir öğretmen
siyah saç ak defterle geldin
ak saç siyah defterle gidiyorsun
sen uyurken gülistan'da ben diken üstüne yatmış acıyorum (of!)
derdim kader olsaydı kuvvetim benimle baş edemezdi kasvetim
kendini iyi bilen kötülere ne yarar ki benim iyiliğim kuru değilim
uzak değil ki malum sırrım feryadımın menzilinden ne olur iyi bir haber gönder en tezinden
kulaklarım dilimin müşterisi ezelden
dediler yunus'a bal dudaktan acı kelamlar etme demesi hayli kolay yaşamayanın bu dertle
yunus çıkan fırtınada bir kırılan çiçek
gördüklerime inanmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın
sevdiklerime kavuşmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın
heder olan yürekleriniz gem almamakta
hebadır onca sevgi cümlesine kanmışlığın leşleri
bir bir geçmişe mazi söyle çok mu önemli ikili yaşanmış mazi?
azimle unutup sadakatle geleceğe yemin ol başta zor gelir adım atılmış her yol (her yol)
ilişkiler yine tenha münzebi raplerime bir hamlede verdim fetva
yağmuru kara çeviren hava kolaysa çık hava burası çorak ova
mahlasımın anlamı kaf dağının kafı ve ölü kefeninin kefi
en güzel kuşlar benim ellerimden yedi en güzel yemi
baby, baby...
yürüdüm koşa koşa boşa sallar küreğini deryada küçük balık,
büyük balıkların hepsi salık (yeah), güçsüze yazık, doğru dersin breh...
gördüklerime inanmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın...
sevdiklerime kavuşmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın...
ne güzel bir hava, ne güzel bir mekan...
sago kaf kef, kaf kef...
hüner süsüm bilgim madenim aklım canım gözbebeğimden gerek öğrenmen
bak bana doyasıca hayat eli sopalı bir öğretmen
siyah saç ak defterle geldin
ak saç siyah defterle gidiyorsun
kısmı gerçekten çok süper bir müzik ve ritim verilmiş. avarabu gibi hafif hint müziği tadı vermekte. geriye alıp alıp dinliyorum. tabiki sago yine yapmış
gördüklerime inanmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın...
sevdiklerime kavuşmam gerek ama nasıl olacak bana biri bunu anlatsın
külahıma anlatsın...
şeklindeki nakaratı biraz demet akalınvari olmuş ama genel olarak yine de güzel.
(bkz: iyi tarafından bakmak)
gerçekten yeni bir sagopa kajmer şaheseridir kendileri.
"...bak bana doyasıca, hayat eli sopalı bir öğretmen
siyah saç ak defterle geldin
ak saç siyah defterle gidiyorsun..."
der ve 'vay be' dedirtir,
"sen uyurken gülistan'da ben diken üstüne yatmış acıyorum (of!)
derdim kader olsaydı kuvvetim benimle baş edemezdi kasvetim"
diyerek iyice efkara doğru çeker ve müziğiyle beraber bizi geçmişe döndürür bu müthiş parça.
şarkıyı ne kadar içten söylediği de şu dizesinde belli olur:
"uzak değil ki malum sırrım feryadımın menzilinden..."
''hebadır onca sevgi cümlesine kanmışlığın leşleri
bir bir geçmişe mazi söyle çok mu önemli ikili yaşanmış mazi?
azimle unutup sadakatle geleceğe yemin ol başta zor gelir adım atılmış her yol''
kısmıyla olayı bitirmiş, eski sevgili meraklısı bünyeler çok iyi gelebilitesi olan şarkıdır. aklınıza her geldiğinde dinleyiniz efendim. çok iyi gelmekte.