ödev konunuz olan "frings fermentöründe ısı kontrolü" kelime topluluğunu yazıp araya tıklar ve sonuçların gelmesini beklersiniz. karşınızda "41. dakikada Baki'den sıyrılan Frings'in ceza sahası dışından sert vuruşunda ..." diye başlayan başlıkları görünce çıldırmamak elde değildir, sayfaları geçersiniz ve hepsi futbolla ilgilidir. gavurcasına bakayım birde dersiniz ve frings firmasının official sayfasına bakmak amacıyla "frings" yazıp aramaya başlarsınız. yine torsten frings ve dünya kupası hakkında sayfalarla karşı karşıya kalırsınız. ödevi yapmak için yanlızca birkaç saatinizin kalmış olmasının öfkesiyle bütün futbolculara ve spora karşı kinle dolar ve bildiğiniz tüm küfürleri saydırırken bir futbolcunun nasıl asetik asitten daha önemli olabileceğini düşünmeye başlarsınız. daha sonra aranılan bilgilere zorlukla ulaşılıp ödev yapılır ve yarın dolduracağınız iddaa kuponunda hangi maçlara banko oynuyacağınızı düşünmeye başlarsınız.
daha önce bir araya gelmemiş, bir araya gelse de arayan kişiden başkası için anlam ifade etmeyen kelimelerin bir arada kullanılarak aratılması sonucu google ın çaresiz kalması. o kişi çok şey istiyordur.
google'lın sadece aracı oldugunu düşünürsek aslında bir çok şeyi bulamıyoruz. yönlendirdiği siteler de genellikle aradığın şey çıkmıyor. yani aramak ile bulmak arasında ki fark buradan geliyor.
