bilhassa almanya'da yarattığı etkiyle üzerine tez yazılabilecek bir filmdir. naif kelimesi bu filme cuk oturur. filmde post-komünist ortam yansıtıldığı yetmezmiş gibi ortaya çıkardığı etkiyle şu anki duruma dahi net bir ışık tutan filmdir.
yann tiersen' in müziklerini yaptığı güzel bir film. konu çok güzel fakat işlenişi biraz vasat geldi. film içindeki sübliminal mesajlar ise duyulmaya değerdi. boşa harcanmamış 2 saat diyte düşünmekteyim.
" oğlum sen eskiden de çalışırdın ama bu kadar yorulmazdın "sözü ise kapitalizmin vahşetini harika biçimde anlatmış.
son derece idealist, sosyalist bir anneden berlin duvarıın yıkılışının, doğu almanya'ya kapitalist düzenin gelişinin saklanması. soundtrack'leri de filmin senaryosuna yakışır derecede mükemmel. yann tiersen isimli üstadı, her zaman ki gibi saygıyla selamladım.
batum'a yapmış olduğum son gezide, sovyetler döneminde yapıldığı ilk görüşte anlaşılan bir binanın üzerinde kocaman bir "coca cola" reklamı görünce aklıma gelen filmdir. sovyet rüzgarının tamamen yokolduğunu, şehirde rusça yazı bulunmamasından anlayabiliyordum. bu reklamlaysa amerikan rüzgarının nasıl geldiğin anlamıştım.
dün akşam başlayıp bugün sabah bitirdiğim vasat film. bir oturuşta izlenmeyecek kadar sıkıcı bir o kadar da porno dili almancayla bunaltıcı bir havası var. giden saatlerime yazık.
Öncelikle şunu belitmek lazım ki başlarda alex komünizm muhalifidir. daha fazla gece yürüşü için Protestolara katılır. doğu almanyanın yıl dönümü kutlamalarını sacma bulur. Annesi hastalandıktan sonra annesinin doğu almanya nın yıkıldığını öğrenmemesi için kurduğu sistem gittikce alex in kafasında ki sistem olur.
Filmin en büyük ve güzel özelliği hiç bir siyasi anlatım kullanmadan komünizm öncesini ve sonrasını çok çarpıcı şekilde anlatılmasıdır. Film başında annesi yılmaz bir komünist çalışkan bir partili olarak gözüküyor. Sonralara doğru esas anneninde batı almanya ya kaçmak istediğini ama yakalanma riskini göze alamadığı ortaya çıkar.
Genel olarak filmin genelli hareketli bir film mutlaka izlenmeli.
--spoiler--
lenin heykelinin yerinden alınırken filmdeki annenin önünden geçtiğinde o elin beni bırakma dercesine anneye uzanması gerçekten çok güzel bi kare oluşturmuştur. nasıl hayırlı evlat olunura bi bakıştır aynı zamanda.
--spoiler--
harikulade müzikleri olan film. yann tiersen gerçekten çok iyi iş çıkarmış ve unutmadan; filmin yanında, goodbye lenin soundtrack albüme de mutlaka sahip olunmalıdır efendim.
yapımcılarının burger king'den ne kadar sponsorluk ücreti aldıklarını merak ettiğim, kapitalizmi övüyor mu eleştiriyor mu anlamadığım ama yine de beğendiğim hoş bir dönem filmi.
izlerken gülümsemenize sebep olan, arada üzen ve üzerken de gülümsetirken de düşündüren bir film. bir oğulun annesi için nasıl bir oyun yaratabileceğinr şahit olursunuz. zamanla oğul bu oyunu öyle bir düzenler ki neredeyse hayalindeki düzeni kurar. annesinin huzurla veda etmesini ister yaşamına. trajikomiktir son derece. ve kesinlikle izlenmelidir.
bazı espiriler için güldürürken düşündüren diye bir tabir vardır ya** işte bu filmde tam o çeşit bir film güldürürken düşündürüyor düşündürürken öğretiyor arada bazen duygulandırıyor... işte öyle bir film.*
garip bir şekil de beni en çok üzen filmlerden biridir. hele ki annesini mutlu etmek için yalan söylerken annesinin artık bunu bilmesi be oğluna bakışları...
sosyalizm aşığı bir annenin oğlunu karşıt protestocular içinde gördüğünde düşüp bayılması ve vücuduna felç inmesi pek etkileyiciydi doğrusu. 'o kadar yani' diyorsunuz.
anneden hep bir "vay anasını, bizim oğlan benim için neler yapmış yahu..ben dayanamam ağlarım.." içgüdüsüyle çocuğuna sarılıp ağlamasını beklediğim, ama onun yerine, "aslında ben sosyalist sistemden kaçacaktım fakat çok tırstım bu yüzden babanızla gidemediğim için bu hali aldım ve babanız karı kız peşinde koşuyor ondan sizi yalnız bıraktı dedim. babanızın gönderdiği mektupları size hiç bahsetmedim ve de cevap da yazmadım." gibisinden sözler edince hayal kırıklığına uğratan film. Daniel Bruhl gerçekten çok iyi oyunculuk çıkartmıştır bu filmde. bu yüzden olacak ki quentin tarantino tarafından fark edilmiş ve inglorious basterds filminde çok büyük olmasa da bir rol kapmıştır.
düşük bütçeli, güzel film..