sosyalizm ve kapitalizmin iyi ve kötü taraflarını kanımca kuvvetli bir biçimde gösteren filmdir. o yüzden herhangi bir şekilde taraftar bir gözle işlendiğini söylemek yanlış olur konunun. aslında sosyalizmin yaşanılabilirliğinin insanların elinde olduğunu, o rejimi yine insanların baskıcı ve bunaltıcı yaptığından dem vuruluyor bazı sahnelerde. diğer taraftan kapitalizmin yine insanlar için olduğu, kapitalizmin hayatı kolaylaştırdığı ve hayat standardını yükselttiğinin anlatılmasıyla birlikte işsizliğe yol açtığı da işlenmiş. filmin sonunda alex'in, berlin duvarının ve dolayısıyla sosyalizmin annesine gösterdiği biçimde yıkılışını aslında tüm dünyanın anlamak istediği ve de anladığı biçimde algılamasının anlatımı da çok ustaca kanımca. siyasal rejimlerin insanlar sayesinde cehenneme çevrilip yine insanlar sayesinde yaşanılabilir kılındığını anlatmakta film.
--spoiler--
anne uyanır, onla ilgilenmekten helak olmuş oğul ise sandalyede uyuya kalmıştır. anne dışarı çıkmayı kararlaştırır, usul usul çıkar da. önce asansör dikkatini çeker, bakımsız ve zarar verilmiş halde bulur apartmanını. sonra aşağı indiğinde apartmana taşınan batı almanyalı gençlerle karşılaşır. bir süre olan bitene anlam veremez, sonrasında yoluna devam eder.
pata pata pata pata pata
bir helikopter yaklaşır, büyük bir heykelin üst bölümünü taşıyan helikoptere dikkat kesilir anne. helikopter ihtişamlı birşey taşır ama ne olduğu uzaktan seçilemez. önce el gözükür öne doğru atılmış, sonra heykel döner ve annenin gözünün içine canlanıp da yalvarırcasına bir bakış atar, ona elini uzatır; ''yardım et, kurtar beni!'' dercesine. anne dona kalmıştır, anlam veremez buna, lenin ise hızla uzaklaşır, helikopter tarafından uzaklaştırılır, anne bir elveda bile diyemeden...
--spoiler--
arada kalmışlığın hikayesi, diğer bir deyişle çelişki komedisi. ufak ayrıntılarla izleyici fazlasıyla mutlu eden bir film. düğün kasetlerinden kübrik'e göndermeler. Batı Almanya kimliğiyle Dünya Kupası'na son kez katılan ve ingiliz Chris Waddle'ın auta giden penaltısıyla Dünya şampiyonluğu'na ulaşan bir takımın sevinç çığlıklarına, ister istemez ortak olmak zorunda kalan Doğu Almanlar. hayali bir dünya inşa etmeye çalışan alex.
"eskiden bu parayi kullaniyordunuz, simdi begenmez mi oldunuz pezevenkler" sahnesi ile isyani,
"lenin in helikopterle tasinma" sahnesi ile ozlemi ve sinematografiyi,
"bina duvarindaki kocaman coca cola afisi" sahnesi ile teslimiyeti,
"eskiden de calisirdi ama bu kadar yorulmazdi" sahnesi ile evlat sevgisini
ve
film boyunca esas oglanimizin, annesinin durumu cakmamasi icin yaptigi binbir turlu atraksiyon ile anne sevgisini en icten sekilde anlatan film.
fikir empoze etmeye calismadan, kati kurallar ile bu dogrudur ve bu yanlistir tespiti yapma amaci gutmeden, evlatlarin anne sevgisi temasi uzerinden dogu almanya nin kapitalizme gidis hikayesini trajikomik bir sekilde aktarmayi basarabilen enfes bir yapim. yann tiersen ile tanismami sagladigi icin ayrica sevdigim film.
sosyalizmden kapitalizme geçişi çarpıcı bir şekilde gözler önüne seren filmdir. ki bu geçişte sosyalizmle yönetilenlerin kültürleri piç olmuştur, sosyalizm yönetiminde önemli konumda olanlar kapitalist almanyada adam yerine konulmayan insanlar olarak karşımıza çıkmıştır ve insanlar kendi dışa kapanık dünyalarından bu pis kapitalist dünyaya adım atmıştırlar. sosyalizm iyi bir anlayış demiyoruz elbette. ama bu filmin vermek istediği bir mesaj da bence kapitalizmin boktanlığıdır.
manidar bir stanley kubrick göndermesi içeren sıcak ve nitelikli film. yakın zamanın izlenmesi gereken işlerinden.
annenin 8-9 ay boyunca uyurken ülkedeki değişikliklerin film şeridi edasında hızlıca akıp geçtiği sahneler hayli keyif verir. şu bilindik turşu sahnesinde süpermarketteki çalışanla kurulan diyalog ve sen nerde yaşıyorsun deyişler ve ard arda geçen coca cola arabaları marketteki tvlerde bol mayonezli göğüsleri ilk görüşler akıldan çıkmaz.
bir de malum repliğimiz var burger king'i tercih ettiğiniz için teşekkürler, afiyet olsun! annem burger kingte çalıştığını duysa ne derler ve akabinde evin bir bölümünün hızlı hızlı batılılaşması...
filmin sonu da ayrı güzeldir. annenin külleri yakılıyor ve etrafa dağıtılıyor bu hem doğuda hem batıda yasak bir olgu olduğu halde. kapitalizm bir yandan büyülü hayat nimetleri sunarken diğer yandan insan emeğini sömürüyor. ne kalıyor akılda. robot gibi hayat replikleri...
burger king'i tercih ettiğiniz için teşekkürler, afiyet olsun!
izleyin, izletin!
10 üzerinden 7.5!
garip derecede kırılgan bir noktada duran filmdir.
anne sevgisiyle yoğrulmuş film arada coca-cola nın sosyalist bir içecek olması durumu seyirciyi koparır ancak anne için yapılanlar kadar etkileyici olan sanırım lenin heykelinin götürüldüğü sahnedir.
annenin yüzündeki o şaşkınlık çoğu şeyi anlatıyordu yahu.
anneden hep bir "vay anasını, bizim oğlan benim için neler yapmış yahu..ben dayanamam ağlarım.." içgüdüsüyle çocuğuna sarılıp ağlamasını beklediğim, ama onun yerine, "aslında ben sosyalist sistemden kaçacaktım fakat çok tırstım bu yüzden babanızla gidemediğim için bu hali aldım ve babanız karı kız peşinde koşuyor ondan sizi yalnız bıraktı dedim. babanızın gönderdiği mektupları size hiç bahsetmedim ve de cevap da yazmadım." gibisinden sözler edince hayal kırıklığına uğratan film. Daniel Bruhl gerçekten çok iyi oyunculuk çıkartmıştır bu filmde. bu yüzden olacak ki quentin tarantino tarafından fark edilmiş ve inglorious basterds filminde çok büyük olmasa da bir rol kapmıştır.
düşük bütçeli, güzel film..
sosyalizm aşığı bir annenin oğlunu karşıt protestocular içinde gördüğünde düşüp bayılması ve vücuduna felç inmesi pek etkileyiciydi doğrusu. 'o kadar yani' diyorsunuz.
garip bir şekil de beni en çok üzen filmlerden biridir. hele ki annesini mutlu etmek için yalan söylerken annesinin artık bunu bilmesi be oğluna bakışları...
bazı espiriler için güldürürken düşündüren diye bir tabir vardır ya** işte bu filmde tam o çeşit bir film güldürürken düşündürüyor düşündürürken öğretiyor arada bazen duygulandırıyor... işte öyle bir film.*
izlerken gülümsemenize sebep olan, arada üzen ve üzerken de gülümsetirken de düşündüren bir film. bir oğulun annesi için nasıl bir oyun yaratabileceğinr şahit olursunuz. zamanla oğul bu oyunu öyle bir düzenler ki neredeyse hayalindeki düzeni kurar. annesinin huzurla veda etmesini ister yaşamına. trajikomiktir son derece. ve kesinlikle izlenmelidir.
yapımcılarının burger king'den ne kadar sponsorluk ücreti aldıklarını merak ettiğim, kapitalizmi övüyor mu eleştiriyor mu anlamadığım ama yine de beğendiğim hoş bir dönem filmi.