türkiye solu hakkındaki düşünceleri bellidir ve ergenlik buhranlarından çok şükür kurtulduğu için de koyu bir sosyalist anlayışı uzun zamandır savunmamaktadır. bunun derinlerinde de kendilerini solcu ve sosyalist olarak ele alan sözde sosyalistlerden duyduğu genel hayal kırıklığı yatmaktadır. "saçma sapan sosyalizm eleştirileri yöneltmekle" suçlanmadan ve sosyalizm hakkında ne yazdığı ile ilgili tek bir entryden hüküm vermek yerine daha çok incelenmesinde yarar var gibi görünüyor.
uluslararası olması gereken solu, ulusal kalıplar içine sıkıştırmaya çalışan, sosyalizmi bir gençlik heyecanı olarak tanımladığı için hala saçma sosyalizm tanımları yapmaya devam eden, deniz gezmiş gibi ölürken bile yaşasın marksizm ve leninizm'in yüce ideolojisi diyen insanları kendi görüşlerine hapseden, uğruna onlarca insanın öldüğü bir davayı ergenlik buhranı olarak gören bu kafayla giderse hiçbir zaman solcu olamayacak yazar. ulusalcı olmasına bir şey diyemem o sapına kadar doğru zira.
sanki mekanik bir aletmişçesine isimlendirilen, lakin tamamen canlı bir organizma olan, vıcık vıcık iğrenç organel. nerde yapışkan bi şey varsa bundan bil arkadaşım.
(#8576306) bu tarz bol soslu slogan solcuları tarafından ibretlik şekilde tarif edilmiştir. sağol be kanka. merak edenlerin deniz gezmiş'in ne kim olduğunu ona anlatmadan önce denizlerin mahkemeye sundukları savunmalarına bakmasında yarar vardır oysa. acaba marksizmden ne anlıyorlar, kendilerini ne olarak tarif ediyorlar, ideojileri ne, milli demokratik devrimcilik nedir ne değildir.
--spoiler--
ölürken bile yaşasın marksizm ve leninizm'in yüce ideolojisi diyen insanlar
--spoiler--
deniz gezmiş zaman zaman kemalist beyanatlarda bulunmuş bir adamdır evet, ancak ki ölüme giderken bile halkların kardeşliğinden ve marksizmden leninizmden bahsetmiş bir adamı hala ulusalcı olarak nitelemek körlüktür. mdd meselesine gelince 68 kuşağının önderleri zamanla bu saçma tezlerden vazgeçmiş ve hepsi kendi devrim yolunu seçmiştir, bunlardan bana en doğru geleni arkadaşın hala ısrarla bir ölçüde ulusalcı diye nitelendirdiği ancak sonuna kadar marksist-leninist olan mahir çayan'ın kesintisiz devrimidir. artık türkiye solunda geçerliliği olmayan ve olamayacak, bundan 40 yıl öncesine ait tartışmaları gündemde tutmaya çalışmak ise komiktir.
kendi kendine uydurduğu zırvalara inanıp başkasını körlükle suçlayan neo-sosyalist ergenler tarafından suçlanan yazardır ayrıca. ha şimdi zurnanın zırt dediği noktaya geldik. deniz gezmiş hangi marksizmi savunuyordu. 68'deki fikirleriyle bugün sosyalist olduğunu iddia eden hangi partiye yakın olurdu. işçi partisi mi, tkp mi ,ödp mi, halkın kurtuluş partisi mi, sdp mi. bunların herbiri birbirini faşist, işbirlikçi, ulusalcı, liberal olarak suçlayan partiler ve hepsi de sosyalist.
o yüzden ama "haykların kaydeşliğinden marksizmden söz etmişti o bik bik bik" olarak ötmek aslında ideolojik körlüktür, daha doğrusu çocukluktur. al işte slogan solculuğunun bir ispatı daha. hangi marksizmden bahsediyorsun kuzum sen. aranızda bile anlaşamıyorsunuz şu marksizm nedir ne değildir.
adamın ölmeden haftalar önce mahkemeye sunduğu savunmadan bahsediyoruz gülüm benim. o da değilse bile babasına ölmedem önce yazdığı ve ona kemalist olarak yetiştirdiği için teşekkür ettiği mektuplardan.
koy bakayım hepsini üst üste deniz gezmişîn ideolojisi senin cahilce savunduğun slogan sosyalizmine mi daha çok uyuyor, ulusalcı ve kemalist çizgideki bir devrim hareketine mi.
ha benden bir kıyak daha. aç bir cumhuriyetin ilk yıllarındaki kadro hareketini oku. bak bu son kıyağım ona göre..
hala utanmadan deniz gezmiş'e kemalistti diyen adam, üstelik bunu ölmeden 1 yıl önce yazdığı bir mektuba dayandırıyor, oysa adam ölmeden sadece saniyeler önce marksizmi övmüş. hangi marksizm sorusuna ben de hangi kemalizmle cevap veriyorum. şu an bir takım radikal solcu veya sağcı partiler hariç herkes atatürkçü kemalist olduğunu iddia ediyor arkadaş deniz gezmiş'i nereye oturtuyor bunların içinde chp mi, mhp mi, akp mi, ip mi, dsp mi hangisi?
çok çelişkili bir arkadaş deniz gezmiş'in ölmeden önce söylediği sözlere itibar etmiyor ancak, ölmeden neredeyse 1.5 yıl önce yazdığı bir mektuba tutunmuş gidiyor, kısaca deniz gezmiş'i yaşamak istediği gibi yaşıyor, olduğu gibi değil.
bunların hepsini üst üste koyunca gezmiş'in ilk yıllarında kemalizme meyilli olduğunu ancak zamanla fikirleri yerine oturunca kendini marksizme ve leninizme adadığı su götürmez bir gerçektir. tabii görmek istemeyene, görmek istemeyen onu kemalist de yapar yarın öbür gün faşist de.
iki parafraf yazıyı anlayamıyorken sosyalizmi çözmüş oldunu sanacak kadar sığ bir insan tarafından saçma sapan tespitlerle eleştiriiyor hala.
bak çocuğa anlatır gibi anlatıyorum..
+ deniz gezmiş ölmeden bir an önce de marsist olduğunu iddia etti bir yıl öncede( bu biiir..)
+ onun marksizm anlayışı senin gibi bebelerin aksine kemalizmi ya da cumhuriyeti yoksayan bir anlayışta değildi. (bu ikiii)
+ bu yüzden onun hem kemalizmi hem de marksizmi savunmasını çelişki olarak görebilir ama bunu reddedemezsin (bu üüççç.)
+ bu basit gerçekler dar kafalı bir cahile değil de bir oduna bile anlatsam anlardı. (bu dööört)
+ artık bu konu baydı hadi başka kapıya (bu beeşşş)
saçmalama da tavan yapmış yazar. az önce deniz gezmiş kemalist diyodu, şimdi hem kemalist hem marksist diyor, ha bire bir şeyler saçmalıyor, götünden ideoloji falan uyduruyor. kendi saçmalamalarını ört bas etmek için yaşımdan saldırıyor, saçmalmaya devam ediyor , oduna bile anlatsa anlayacağı bir konuyu bir odundan bile beter ele aldığı için hayatı boyunca da saçmalamaya mahkumdur. nokta.
lise 1 de sınıftan 2 kişiyle kendimi bilgi yarışmasında bulmuştum. yanımdaki 2 inek sorulara abanıyor ben ise konferans salonuna dizilmiş kalabalığa bakıyordum. birden ''salgı yapan'' gibi bi şey duyduktan sonra ineklere dönüp ''golgidir o golgi vallaha bak'' dediğimi hatırlıyorum.
öyle de uyduruk bi hatırası vardır bu aygıtın bende.
tek katlı zardan oluşmuş yassı keseler şeklindedir.
tomurcuklanma ile içleri salgılarla ile içleri salgılarla, enzimlerle dolu kese oluşur.
salgı yapan hücrelerle çok gelişmiştir.
lizozomların oluşumunda rol oynar.
kerameti kendinen menkul yazar. beynini "sahibinden az kullanılmış" durumda kafatası içinde depo etmektedir. beynini kapatmadan hemen önce "muhtemelen" bir cehepeliden duyduğu "akpden nefret ediyorum" cümlesi kafasında takılmış plak etkisiyle sürekli aynı cümlenin dönmesine sebep olmuştur.
demokrasiden nasibini almamış her cehepeli gibi kendisi gibi düşünmeyenin zeka seviyesine hakaret ederek asında kendi zeka seviyesini belli eder.
çekirdeği olan tüm hücrelerde bulunur.hücrede sentezlenen protein ve lipidlerin paketlenmesi,etiketlenmesi ve sevkiyatının düzenlendiği ana merkezdir.ayrıca işlevleri tam olarak aydınlatılamamıştır.ilk kez italyan nörobilimci camillo gorgi tarafından keşfedildi.
--spoiler--
granülsüz endoplazmik retikuluma benzer, yani üzerinde ribozom yoktur. golgi aygıtı, salgı yapan hücrelerde ve sinir hücrelerinde iyi gelişmiştir. alyuvar ,sperm ve bakteri gibi hücrelerde bulunmaz. golgi aygıtı lizozomların zarını oluşturur. golgi aygıtı, lipoprotein, glikoprotein, mukus ve bitkilerde selüloz gibi maddelerin üretilip, salgılanmasını sağlar. hücre zarı yapımında zar fabrikası gibi çalışır. gerektiği zaman yağları depolar. uzun zaman pek önemli bir organel olmadığı gerekçesiyle dikkate alınmayan golgi aygıtı; son zamanlarda hücre zarının özgüllüğünü saptamada önemli görev alması nedeniyle dikkatleri üzerine çekmiştir.
--spoiler--