Rakip oyuncu savunmanın arkasına sarkar, pası alır kaleci açılır. Forvet topu kaleye nişanlar. Kalecinin müdahalesi olan top durmaz ve kaleye doğru devam eder. (Aşırtma vurmuşta olabilir) rakibe yetişemeyeceğini anlamış oyun zekâsı yüksek olan futbolcu çoktan kaleye doğru depara başlamıştır. Top kale sahasına girdiğinde o oyuncu da topun gerisindedir. Top çizgiyi geçti geçecek zaman yavaşlamıştır. Son bir gayret ile topa doğru ayak uzanır ve top sağdan / soldan gönderilir. Bu sırada -hele bir de zemin kaygansa - oyuncu filelerle bayağı bir haşır neşir olur ve arkadaşları tarafından kurtarılması gerekir. O takımın kahramanı olup 2 türlü bakış atabilir
1- Ben olmasam ne halt yiyecektiniz?
2- Görevimiz
bakışlarıdır.
Bir de topun içeri düşmesi var ki o da "Elimden geleni yaptım daha napıyım" bakışı atılarak durum telafi edilebilir.
bu adam bir de forvetse karizmasına diyecek yoktur. ha kendi takımının golünü çıkartıyorsa, o zaman kendisi keser sapıdır. (bkz: veysel cihan) (bkz: denizlispor)
ayrıca champions league classics vesilesiyle tazelenen hafızalarımız sayesinde hatırlatılabilir ki 22 mayıs 1996 juventus ajax maçında da sonny silooy, ravanelli'nin vuruşunu baya bir takip etmiş ancak deparına rağmen 20 cm içeriden çıkarınca ajax golü yemiştir.
+ben senin ta a.q emi roberto carlos! hayır insan sert vurur da bu kadar mı sert vurur. terkos'a gönderdi ipne topu. ahanda buldum topu! burdan kadıköy'e direkt otobüs var mı acaba?!!
(bkz: yanlış anlaşılan başlıklar)
formasının hakkını vermeye çalışan futbolcudur. kimi zaman forvet olur* kimi zaman defans oyuncusu* nihayetinde öncelikle kendisine olan saygısından işinin hakkını vermeye çalışır. sonra takıma, taraftara saygısı sevgisi gelir.
Rakip oyuncu kaleciyi geçmiştir ya da topu kalecinin üzerinden aşırtmıştır, topu çıkarmayı amaçlayan futbolcu da, var gücüyle topa doğru koşar, muhtemelen uzatılan bir ayak görürüz. büyük ihtimalle gol olur. en kötü ihtimalle de kayan futbolcunun bacaklarının arasına direk girer ve izleyenlerin içlerinde bir şeyler parçalanır.